Devlet söz konusu olduğunda acı, neşe, tefekkür nazma yürür şairin dilinde veya şair yürür lisanın kimi zaman şose kimi zaman da asfalt zemininde. Mevzu vatan olunca nazım şaha kalkar üdebanın gönlünde ve kaleminde. Kelimeler en anlamlı destana yol verir. Gönül ile örer şair vatan toprağını, sonra gönlün iradesiyle koyar nizamını. Bu minvalde, şiirin devlete bakan tarafları, üzerine düşünülmesi gereken mevzulardan diye düşünüyorum.
İlk adımda, Kutadgu Bilig gelir aklıma, devletin dört önemli sacayağını anlatır mazmunlarla. Şiir bu eserde devlete nizam verir, ritim verir, rikkat katar. Ay-toldı’nın dilinde devlet öğüt öğüt işlenir hükümdar Kün-Toğdı’nın gönlüne. Devlet adamına misyon yüklenir önce insan sonra devlete doğru nasihatlerle hükümdarın aklı ve gönlü mayalanır. Şiir olur hükümdar sonra devlet şiirleşir.
Sonra yakınlaşır tarih, Hürriyet Kasidesi ‘nin mısraları üşüşür dimağıma. (Aranızdan itiraz edenler olacaktır.) Namık Kemal, lisanın celaliyle savurur iradenin isyanını gökkubbeye. Yıkılan koskoca bir çınarın önünde bir set gibi dikilir nazım. Şiir devlete inkılab eder.
Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten
Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten
Ferdin hürriyetini savunurken ferdi devlete dönüştüren mısralardır bunlar. Fenafiddevlenin manzum hali. Mehmet Emin Yurdakul mısralarıyla dolar ruhuna milletinin ve insanını insanlığın zirvesine taşır.
Ben en hakîr bir insanı kardeş sayan bir rûhum;
Bende esîr yaratmayan bir Tanrı'ya îman var;
Paçavralar altındaki yoksul beni yaralar;
Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum.
Volkan söner, lâkin benim alevlerim eksilmez;
Bora geçer, lâkin benim köpüklerim kesilmez.
Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;
Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir;
Bugün şiirden öte devlete ve devleti ören şiire ihtiyaç vardır. Şiiri kaybetmemeliyiz. Devleti yaşatacak ve dimağlara kazıyacak şiirdir.
- - - -