Garip ama gerçek. Türkiye'de en çok bilinen ve en çok konuşulan iki kesim vardır. Bunlarda biri Din, diğeri Eğitim...
Önce eğitimi ele alalım.
Herkes öğretmenden daha iyi bir eğitimci ve öğretmen. O kadar iyi bir eğitimci ki bu öğretmen iyi bu öğretmen iyi değil kararını verecek kadar bilge eğitimci.
Hiç bir veli kendini eleştirmez kusuru kendisinde ya da öğrencisinde bulmaz. Okula çağırsanda gelmez, akşam çocuğunun elinden telefonu anlamaz. Kendi de telefon ya da tv başında çocuğuna ders çalış der.
Dersine katkı sağlamaz. İnternet de oyunun başından kaldıramaz. Olsun yine de ÖĞRETMEN kötü.
Çocuğunun bir dediğini iki etmez. Her istediği kiyafeti koşa koşa gider alır. Okula forma ile gitsin kıyafet yetiştiriyoruz der. Olsun yine de EĞITIM kötü. Öğretmene not verecegim diye kasılır, düştünüz mü elimize dercesine... Olsun yine de ÖĞRETMEN kötü, eğitimciler bu işi bilmiyor.
Hele din adına konuşanlara bir bakalım. Diyanet ve ilahiyat fakültesi hocaları dışında herkes. İlahiyatcı bir dostum anlatıyor. "Yaşlı bir bilge (!) topluluğa konuşuyor, ben de o meclisteyim .
Adam "inneateyna kelkevser " Alahu tala burada namazı dosdoğru kılın buyuruyor" Buyurun din adına konuşana bakın. Sağda solda duyduğu bilgileri yalan yanlış anlatıyor. Ağlanacak halimize gülüp geçiyoruz. Daha vahim olanı birkez bir kez camiye gitmemiş, din adına bir sayfa kitap okumamış olanların din adına konuşması da ayrı bir konu. Bu konuyu da ilahiyatçı arkadaslarim yazar.
Din adına konuşması gerekenler konuşmasınca konuşmaması gerekenler konuşur hale geliyor.
Doktorların da hakkını yemeyelim Allah için tıbbiyeyi bitirmiş kadar bilgimiz vardır. Halk olarak bir tek kansere deva bulamadık. Ona doktorlar da çare bulamadı.
Din adına ahkâm kestik
Hurafeyi din sandık
Din adamını hakir gördük
Din adına din uydurduk
Öğretmene puan verdik
Kendinizin uşağı sandık
Eğitimi bilmez dedik
Bu iş bizim O anlamaz dedik
Hastaneye doktora kızar olduk
Hasta öldü doktoru dövdük
Kendimizi daha bilge sandık
Otta çöpte şifa aradık
SELAM VE DUA ÜZERE KALIN