Diyanet Cuma Hutbesi ve Namaz Saatleri - 17 Ağustos 2018 Cuma Hutbesi

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) 17 Ağustos tarihli Cuma Hutbesi'ni yayımlandı. Türkiye genelinde tüm camilerde okutulacak haftanın hutbesinin konusu belli oldu. Kurban Bayramı öncesi son cuma namazı kılınacak bu hafta namaz hutbesinin konusu ne? 81 ilde okutulacak 17 Ağustos 2018 Diyanet Hutbe ile ilgili detaylar ve 81 il Cuma namazı saatleri haberimizde...

Diyanet Cuma Hutbesi ve Namaz Saatleri - 17 Ağustos 2018 Cuma Hutbesi
17 Ağustos 2018 Cuma 12:40

17 Ağustos Cuma Hutbesi yayımlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) Haftanın Hutbesi'ni yayımladı. Kurban Bayramı'na sayılı günler kaldı. Kurben Bayramı öncesi son cuma namazı yarın kılınacak. DİB Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 17 Ağustos 2018 Cuma günü tüm camilerde okutulacak cuma hutbesinde "Sadaka-i Cariye" konusu işlenecek. Diyanet Hutbe ve vaaz konuları "Sadaka-i Cariye" olarak Diyanet tarafından belirlendi.

Milyonlarca müslüman, her cuma camilere akın ediyor. Diyanet İşleri tarafından hazırlanan ve 81 ilin camilerinde okutulacak Diyanet Cuma Hutbesi belli oldu. 17 Ağustos 2018 Cuma günü namaz hutbesi olarak "Sadaka-i Cariye" konulu hutbe idrak edilecek. 

Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir ve diğer illerin Cuma Namazı vakitleri merak ediliyor. 81 ilin namaz vakitlerine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz. 

17 Ağustos 2018 Cuma namazı Saatlerini öğrenmek için TIKLAYINIZ

SADAKA-İ CÂRİYE

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler var ya, verdikleri onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükâfat da vardır.”1 

Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Kıyamet günü müminin gölgeliği, onun verdiği sadakadır.”2 

Aziz Kardeşlerim!

Sahip olduğumuz bütün nimetler, Allah’ın bizlere ikramıdır. Rabbimizin emanetidir. Bu nimetler, hepimiz için aynı zamanda birer imtihan vesilesidir. Rabbimizin bizler için var ettiği nimeti O’nun rızası doğrultusunda kullanmak mümin olmanın 3 ve takva bilincini kuşanmanın4 bir gereğidir. İyiliğe ulaşmanın olmazsa olmaz şartıdır. Nitekim Cenâb-ı Hak bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe erişemezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.”5 

Kıymetli Müminler!

Sadaka-i câriye; ardından nesiller boyunca istifade edilecek bir hayır bırakmaktır. Rabbimizin lütfu olan mal ve serveti ibadete dönüştürmektir. Bencilliği ve dünya hırsını bir kenara bırakarak cömertliği ve ihsanı tercih etmektir. Sahip olduklarımızı sadece kendimiz için harcayıp tüketmek yerine toplumun faydası için de kullanma erdemini göstermektir. Geçici dünya nimetlerini ebedi hayatı kazanmak için bir vesile kılmaktır. İyiliğimizin, infakımızın ve yardımlarımızın kalıcı olmasını, sevaplarının sürekli hale gelmesini sağlamaktır. Bu yönüyle aslında sadaka-i câriye, bugün olduğu kadar gelecekte de kendimize iyilik etmektir. 

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Hayır olarak ne harcarsanız, kendiniz içindir. Zaten siz ancak Allah'ın rızasını kazanmak için harcarsınız. Hayır olarak her ne harcarsanız hiç hakkınız yenmeden karşılığı size tastamam ödenir.”6 O halde geleceği inşa eden her türlü iyilik hareketi, bu dünyaya olduğu kadar ahirete de yatırım yapmak anlamına gelir.

Aziz Kardeşlerim!

Sadaka-i câriye, zaman ve mekânla sınırlı olmaksızın hayır işleme gayretidir.  Sadaka-i câriye, öldükten sonra bile amel defterini kapatmama arzusudur.  Allah Resûlü (s.a.s) bu durumu şöyle dile getirmiştir: “İnsan ölünce üç şey dışında ameli kesilir. Sadaka-i câriye yani faydası kesintisiz devam eden hayır,  kendisinden faydalanılan ilim ve kendisine dua eden hayırlı evlat.”7 

Kardeşlerim!

İslam medeniyeti asırlardır hayır ve hasenatın, iyilik ve ihsanın öncülüğünü yapmıştır. Ecdadımızın sadaka-i câriye niyetiyle inşa ettiği nice cami, çeşme, hastane, kütüphane, köprü ve okul bugün bizim hayatımızda iyiliği yaşatmaya devam etmektedir. Allah’a hamdolsun ki milletimiz bir yandan ecdat yadigârını korumanın diğer yandan da yarınlara kalıcı eserler bırakmanın idraki içindedir. Sadakati, samimiyeti, mutedil ve ferasetli bir harcamayı temsil eden sadaka-i câriye hususunda, insanımız daima duyarlı davranmıştır. Bu aziz milletin fedakâr ve cömert eli, sadece ülkemizde değil, dünyanın dört bir köşesinde iyilik dağıtmaktadır. İslam’ın şiarı olan ezanların yeryüzüne dalga dalga yayıldığı, ümmetin aynı kubbe altında, aynı safta omuz omuza namaza durduğu binlerce cami, milletimizin gayretiyle inşa edilmiştir. Sadakanın ve infakın bereketine gönülden inanan milletimiz, ne zaman dara düşse, bu camilerden yükselen dualarla desteklenmiştir. 

Kıymetli Müslümanlar!

Birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi pekiştiren camilerimiz, iyi günde olduğu kadar zor zamanda da bizleri buluşturan, yüreğimize iman, şehrimize eman dağıtan mübarek mekânlardır. Tarihi boyunca Allah’ın mescitlerini imar etmeyi şeref bilen milletimiz için camisiz, ezansız, vatansız ve bayraksız kalmamak en büyük niyazdır. Bugün de sizlerin, yurt içinde ve yurtdışında yapımı devam eden camilerimizi yardımsız bırakmayacağınıza olan inancımız tamdır. Umudumuz Peygamber Efendimizin müjdesine nail olmaktır: “Kim Allah rızası için bir mescit yapar veya yaptırırsa Allah da onun için cennette benzeri bir ev yapacaktır.”7 

Hadîd, 57/18.
İbn Hanbel, IV, 233.
Bakara, 2/3.
Âl-i İmran, 3/134.
Âl-i İmran, 3/92.
Bakara, 2/272.
Müslim, Vasiyye, 14.
Müslim, Zühd ve rekâik, 44. 

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.