YÖK Başkanı: Akademisyenler 75 yaşına kadar çalışabilecek

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç, Üretim Reform Paketi kapsamına alınan Yükseköğretim Kanunu ile emekli öğretim üyelerinin ilgili bölümün ihtiyacı ve üniversitenin talebi üzerine, 75 yaşına kadar çalışabileceğini belirterek, "Bu şekilde ülkemiz yükseköğretiminin öğretim üyesi ihtiyacının karşılanması yönünde de önemli bir adım atılmış olacak." dedi.

YÖK Başkanı: Akademisyenler 75 yaşına kadar çalışabilecek
11 Mayıs 2017 Perşembe 21:54

Saraç, YÖK'te düzenlediği basın toplantısında, Üretim Reform Paketi  kapsamına alınan Yükseköğretim Kanunu'na ilişkin maddelerle ilgili açıklamalarda  bulundu.

Üretim Reform Paketi'nde Yükseköğretim Kanunu ile ilgili maddelerden  birinin Kalite Kurulu olduğunu bildiren Saraç, yeni YÖK olarak yükseköğretim  sisteminin küresel rekabeti ve sürdürülebilirliği için yetkilerini ilgili  kurumlara devretme anlayışı içinde olduğunu hatırlattı.

Bu kapsamda YÖK bünyesinde 2015'te karar alma süreçlerinde YÖK'e bağlı  olmayan ama yasal mevzuat gereği YÖK ile ilişkili Kalite Kurulu oluşturulduğunu  anlatan Saraç, yeni yasal düzenleme ile dünyada rekabet edilen ülkelerdeki kalite  ajansları ile benzer yapıda, idari ve mali açıdan özerk bir yapıya sahip Kalite  Kurulu oluşturulacağını dile getirdi.

"YÖK'ün eğitim öğretime dair kararların sonuçlarının  değerlendirilmesi, bu kurul tarafından yapılacak. Bu değişiklik YÖK'ün çıktı  kontrolü ve akreditasyona ilişkin yetkilerinin bu Kalite Kurulu'na devredilmesi  sonucunu doğuracak." diyen Saraç, Kalite Kurulu'nun YÖK'ün ve ÜAK'ın seçeceği 6  öğretim üyesi, MEB'in seçeceği bir öğretim üyesi, MYK, TÜAK, TÜBİTAK, TÜSEB, TOBB  ile öğrenci temsilcisi de dahil 13 üyeden oluşacağını aktardı.

"Üniversiteler, birbirinin aynısı"

Saraç, yükseköğretim kurumlarının misyon farklılaşması ve  ihtisaslaşmasına ilişkin yasa teklifine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.  Mevcut kanunun üniversitelerde farklılaşmaya yeterince imkan sağlamadığına işaret  eden Saraç, üniversitelerin genellikle birbirinin benzeri hatta aynısı olduğunu  söyledi.

Yeni yasal düzenleme ile YÖK'e üniversitelerin ihtisaslaşmasını temin  görevinin de verileceğini, ilgili bakanlıklarla iş birliği ile yükseköğretim  kurumlarının ihtisaslaşmasının sağlanacağını ve bu şekilde rekabetin teşvik  edileceğini anlatan Saraç, bunun ülke hedeflerine ulaşmada önemli katkılar  sunacağını vurguladı.

Misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma süreçlerinin  değerlendirilmesinin, yasal düzenleme ile oluşturacak Kalite Kurulunca  yapılacağını bildiren Saraç, bu alanda gerçekleştirilen ön çalışmalarda 20'yi  aşkın üniversitenin belirlendiğini ve bu üniversitelerin ikinci bir elemeye daha  tabi tutulacağını belirtti.

Danışma Kurulu geliyor

Saraç, "üniversiteli işsizler" ile ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlardaki  iş gücü yetersizliğinin, ülkenin yakın dönemde önündeki en önemli çözümlenmesi  gereken öncelikli konuların arasında yer alacağının altını çizdi. Bu kapsamda,  mezun-istihdam ilişkisinin ülkenin küresel rekabeti açısından büyük önem  taşıdığına  dikkati çeken Saraç, bunun için de üniversitelerin kontenjan  planlamalarının ilgili bakanlıklar ve özel sektörle birlikte yapılması  gerektiğini ifade etti. Yeni düzenleme kapsamında Yükseköğretim Eğitim  Programları Danışma Kurulu'nun oluşturulacağını açıklayan Saraç, kurul ile YÖK'ün  kontenjan planlaması diğer paydaşların da görüşü alınarak daha rasyonel ve  katılımcı bir şekilde yapılabileceğini vurguladı.

Meslek Yüksekokulları Koordinasyon Kurulu

Türkiye'de beceri odaklı insan kaynağına çok daha fazla ihtiyaç  olmasına rağmen bu ihtiyacı karşılayacak meslek yüksekokullarının ve bu  okullardaki programların izlenmesi ve geliştirilmesine bugüne kadar yeterince  odaklanılmadığına değinen Saraç, yeni yasal düzenleme ile "Meslek Yüksekokulları  Koordinasyon Kurulu"nun kurulacağını aktardı.

Yekta Saraç, kurulda, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, MEB,  TOBB'un yanı sıra dış paydaşlar ve iş dünyasının da yer alacağını söyledi.

Meslek yüksekokulları OSB'lerde açılacak

Meslek yüksekokullarında yetişen insan kaynağı profilinin daha fazla  sanayi ve iş dünyası odaklı olmasına karşın bu okulların iş dünyası ile  ilişkilerinin zayıf olduğunun altını çizen Saraç, yasal düzenleme ile meslek  yüksekokullarının organize sanayi bölgelerinde (OSB) açılmasının teşvik  edileceğini dile getirdi. Saraç, OSB'lerde açılacak meslek yüksekokullarının  okuttuğu öğrenci sayıları dikkate alınarak, devlet tarafından destekleneceğini de  bildirdi.

İş yeri odaklı eğitim teşvik edilecek

Yekta Saraç, üniversitelerin özellikle fen ve mühendislik bilimlerinde  öğrenim gören öğrencilerin mezuniyetleri sonrasında büyük çoğunluğunun sanayide  çalışma eğiliminde olduğunu, ancak bu öğrencilere eğitimleri sürecinde beceri  odaklı yetkinliklerin yeterince kazandırılmadığından, mezuniyetleri sonrasında  istihdam süreçlerinde güçlükler yaşandığına dikkati çekti.

YÖK Başkanı Saraç, "Bu yasal düzenlemeyle fen ve mühendislik  programlarında bir yarıyıl süresince iş yerinde eğitim yapması teşvik edilecek.  Bu şekilde beceri yetkinliği yüksek mezunlar iş dünyasına kazandırılacak, aynı  zamanda da üniversitelerin iş dünyası ile iş birlikleri geliştirilebilecek. Bu  öğrenciler, maddi açıdan desteklenecek." bilgilerini verdi.

İş yerinde eğitim için İşsizlik Sigortası Fonu'ndan YÖK hesabına  ödenek yapılacağını ve ilgili üniversitelere kaynak aktarılacağını ifade eden  Saraç, uygulamalı eğitimler süresince öğrencilere asgari ücretin net tutarının  yüzde 35'i ücret olarak ödeneceğini açıkladı.

BAP projelerinde görevlendirilecek öğrenciler bursiyer olabilecek

Saraç, mevcut yasa ve yönetmelik dahilinde Bilimsel Araştırma  Projelerinin (BAP) bütçelerinin ancak bina, cihaz ve sarf malzemelerine  harcanırken, küresel rekabet açısından büyük önem taşıyan insan kaynağına ödeme  yapılamadığını anlattı. Saraç, "Yeni yasal düzenleme ile Bilimsel Araştırma  Projelerinde görev alacak tezli yüksek lisans ve doktora öğrencilerine burs  verilebilecek. Bu şekilde hem araştırmacı insan kaynağı kapasitemiz artırılacak,  hem de bilimsel araştırma üretim kapasitemiz artırılacak." değerlendirmesini  yaptı.

Emekli öğretim üyeleri

Yekta Saraç, öğretim üyesi ihtiyacının sadece yeni kurulan  üniversitelerde değil, özellikle öncelikli alanlarda tüm üniversitelerde de  bulunduğunu belirterek, "Bu yasal düzenleme ile emekli öğretim üyelerinin ilgili  bölümün ihtiyacı ve üniversitenin talebi üzerine, 75 yaşına kadar çalışabilmesi  mümkün olabilecektir. Bu şekilde ülkemiz yükseköğretiminin öğretim üyesi  ihtiyacının karşılanması yönünde de önemli bir adım atılmış olacaktır." dedi.

Mevcut düzenlemede, bu imkanın sadece 2006'dan sonra kurulan 41 devlet  üniversitesi için söz konusu olabildiğini hatırlatan Saraç, yeni düzenleme ile  öncelikli alan ve ihtiyaç kriteri ile bütün üniversitelere imkan sağlanacağını  belirtti.

Bir gazetecinin sorusu üzerine, bu düzenlemenin KHK ile ihraç edilen  akademisyenlerin yerini doldurma gibi bir durumun söz konusu olmadığını, konunun  bu bağlamdan çıkartılması gerektiğini dile getiren Saraç, insan ömrünün  uzadığını, ileri yaşlarda da performansın devam ettiğini, 75 yaş konusunun uzun  yıllardan beri üzerinde çalıştıkları bir konu olduğunu söyledi.

Vakıf üniversitelerinde, öğretim üyelerinin 90 yaşına kadar  çalışabildiğine işaret eden Saraç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gelişmiş büyük üniversitelerde duayen hocalarımız var. Bunlara, belli  yaşa gelince 'seni kapı dışına koyduk' deniliyor. O da vakıf üniversitesine  gidiyor ya da evine dönüyor. Önemli sayıda da hoca 'ben ya kendi üniversitemde  kalayım ya da ayrılayım' diyor. Ama bunlar nitelikli beyinler. Bizim bu nitelikli  beyinleri kaybetmememiz lazım."

Saraç, bu düzenleme ile başka sosyal hadiseler arasında ilişki kurmaya  çalışılmaması gerektiğine dikkati çekerek, bu düzenlemeye ilişkin 2,5 yıl önce  kurgulamalara başladıklarını ifade etti.

Ücretli araştırma izni

Saraç, dünyada gelişmiş ve hızlı gelişmekte olan ülkelerde 6. yıldan  sonra proje tabanlı araştırma izni (sabbatical) kullanıldığını, bu süreçte  akademisyenin maaşı devam ederken, üniversitenin izni ile proje amaçlı yurt içi  veya yurt dışında üniversite veya araştırma merkezlerinde faaliyette  bulunabilmesine imkan sağlandığını anlattı.

YÖK Başkanı Saraç, "Bu yasal düzenleme ile sabbatical süreci  üniversitelerimizde de uygulanacak. Bu da yükseköğretim kurumlarımızın araştırma  kapasitesini ve ayrıca da ulusal ve uluslararası iş birliklerini de  artıracaktır." dedi.

Doktora sonrası araştırmacı istihdamı

Dünyada gelişmiş ve hızlı gelişmekte olan ülkelerde, doktora eğitimi  sonrasında, doktora sonrası araştırmacı (v) olarak çalışmasına yönelik olarak  araştırma süreçleri odaklı esnek kariyer geliştirme profilleri bulunduğunu  aktaran Saraç, şunları kaydetti:

"Bu yasal düzenleme ile post-doc uygulama süreci ülkemiz  üniversitelerinde de uygulanabilecek. Bu şekilde yükseköğretim kurumlarımızın  araştırma kapasitesini artırılacak ve ayrıca ülkemizin öncelikli hedefleri  arasında yer alan daha fazla doktoralı insan kaynağı geliştirilmesi mümkün  olabilecektir. Doktorasını tamamlayanlar için 3 yıla kadar, üniversitelerde yeni  bir istihdam imkanı sunulmuş olacak."

Yekta Saraç, yeni mevzuat ile yükseköğretimde diğer pek çok örnek  alınan ülkelerde olduğu gibi yükseköğretimin de daha rekabetçi kaliteyi merkeze  oturtan bir anlayışın kurumsallaşacağına dikkati çekerek, "Bu nedenle bu  gelişmeyi yükseköğretimde sessiz devrim olarak nitelendiriyoruz." dedi.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.