Dar ve orta gelirli aileler için faizsiz finansman sistemi ile taksitle ev sahibi olma imkanı sağlanıyor. Bu yöntemle 100 bin liralık bir gayrimenkule 81 ayda toplam 108 bin 900 lira ödeniyor. Ayda 625 lira taksit yatırarak 160 ayda ev sahibi olma şansı yakalayan vatandaş, isterse tutarı artırıp konutu daha kısa sürede de alabiliyor.
KURA İLE EV SAHİBİ OLUNUYOR
Türkiye’de tasarruflara dayalı ve faizsiz finansman yöntemiyle işleyen konut edindirme yöntemlerine ilgi her geçen gün artıyor. Bu modelde tasarruflar, yani bireylerin birikimleri finansmanın ana kaynağını oluşturuyor. Yani aileler, bir anlamda tasarrufa yönlendiriliyor. Örneğin, ev almak isteyen 100 kişi aynı çatı altında toplanıyor. Bu noktada 100 kişi olduğu için kura yöntemiyle her ay bir kişi ev sahibi oluyor. Ancak taksit ödemelerini artırarak borcunu azaltanlar kurada öncelik kazanıyor. Taksitte herhangi bir artırım yapmayıp sabit ödeme yapanlar ise 100 kişilik bir grup içinde 100 ayın sonunda ev sahibi olabiliyor. Fakat, dönem sonunda da yine aynı parayı ödüyor. Şöyle ki, kişi 100 bin liralık bir ev almak istiyorsa, her ay sabit bin lira ödeme yapıyor. 100 ayın sonunda toplam ödemesi, hizmet bedeliyle birlikte 108 bin 900 lira oluyor. Yani her hangi bir faiz ödemesi yok. Kredili sistemle almış olsaydı, yine 100 bin liralık kredi için dönem sonunda ödeyeceği para 168 bin lira olacaktı. Böylelikle maliyetten ciddi bir kazanç sağlamış oluyor.
EV SAHİBİ YAPAN FİRMALARDAN BİRİ DE 'BİREVİM'
Sistemin işleyişini ve son dönemdeki ilgiyi Karar’a anlatan Birevim’in Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çiftçi, tasarrufa dayalı faizsiz bir modelle ailelerin ev ve otomobil almalarını sağladıklarını söyledi. Çiftçi, “Kredili sistemin insanların ihtiyacını tam olarak çözemediğini görüyoruz. Neden? Öncelikle belli bir gelire sahip olmanız gerekiyor. Yine yoğunluklu yüksek ve kısmen onun altında kalan aileler kredi kullanarak ev alabiliyorlar. Türkiye’de baktığınız zaman milyonlarca konut almak isteyen ailelerimiz var, ancak bu kişilerin ihtiyacını gideremediğini görüyoruz. Çünkü insanlar, bütçesine göre konut almak istiyor” dedi.
Tek başına birikim yapmanın da motivasyon açısından zor olduğunu ifade eden Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün mevcut yöntemlerle ev alabilenler yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi. Bunlardan yarısından daha azının borçlanarak alındığını, kalanının peşin parayla alım yaptığını görüyoruz. Yani her 100 vatandaştan ancak 15-20 tanesi bankadan kredi alarak ihtiyacını giderirken, kalan 80-85 ailemiz kendi tasarruflarıyla bunu yapmak istediği için destek alamıyor. Yani maliyetinden ötürü mevcut sistemden hizmet alamayan milyonlarca aile ev sahibi olamıyor.”
BÜTÇEYE UYGUN ÖDEME PLANI
Murat Çiftçi, aileleri bir şekilde tasarrufa yönlendirerek ev sahibi olmalarına yardımcı olduklarını söyledi. Çiftçi, “Biz diyoruz ki ‘bizim tasarruf yapmaktan başka çaremiz yok’, kredide ciddi maliyetler söz konusu. Biz öncelikle, birey ne kadarlık gayrimenkul almak istiyor, bunu tespit ediyoruz. Bütçesine uygun bir ödeme planı oluşturuyoruz. Yapmış olduğu ödemeye göre, noter huzurunda yapılan tespitle evini ne zaman alacağını belirliyoruz. Burada müşteri peşinatlı ya da peşinatsız da girebiliyor. Örneğin 100 bin liralık bir ev alacak ve hiç peşinat vermedi diyelim. Bunu 100 ayda ödemek istiyorsa, 100 ayda bin lira bir taksit ödüyor. Ya da evini almadan önce bin lira ödüyor, aldıktan sonra bir miktar taksitini artırıyoruz ve bin 400 liraya çıkarıyoruz. Borcunu azaltmak kaydıyla” değerlendirmesinde bulundu.
Taksitler arttığında ailelerin 100 ay yerine 72 ayda ev sahibi olabildiğine işaret eden Murat Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ailemiz şunu çok net biliyor. 100 bin liralık kampanyaya girdim. Sonuçta toplam ödediğim ücret 100 bin lira. Evimi almadan bin lira, evimi alınca aylık bin 400 lira ödüyorum. Örneğin, noter huzurundaki kurada diyelim ki bana birinci sıra çıktı. İlk ay bin lira, kalan aylar için bin 400 lira ödüyorum. Böylelikle toplam borcu 100 ay yerine 72 ayda bitirebiliyor. Yani 100 kişilik grupta her ay bir kişi evini alıyor. Peşinat verirse daha erkene geliyor teslim tarihi. Ancak toplamda, taksit tutarını artırsa da toplamda yine 100 bin lira ödüyor. Bugün 100 bin liralık kredi kullansak 120 ayın sonunda toplam maliyet 168 bin lira oluyor. Halbuki bizde taksit artırmadan 100 ayda 8 bin 900 lira komisyon dahil 108 bin 900 lira, taksit artırsa da 72 ay sonra toplamda yine 108 bin 900 lira ödeme yapmış oluyor. Böylelikle hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlamış oluyor. Bize sadece 8 bin 900 liralık bir çalışma bedeli ödüyor” dedi.
KİŞİ BEĞENİYOR BİZ ALIYORUZ
Birevim sisteminde kişinin istediği yerden evini beğendiğini söyleyen Murat Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz o evi o kişi adına gidip satın alıyoruz. Evini aldıktan sonra tapuda devrini onun adına alıyoruz ve ipotek koyuyoruz güvence açısından. Çünkü o 100 kişinin verdiği parayla o evi alıyoruz ve her ay bir kişiyi bu sistemle ev sahibi yapıyoruz. Böylelikle ailelerimiz firmalara da bankalara da borçlanmadan, tasarrufla ev sahibi olmuş oluyor.” Kendilerine ayda yaklaşık 500 ailenin geldiğini açıklayan Çitçi, “Bu sayısı biz 750-bin bandına çekmek istiyoruz. 2017’den itibaren ortalama 2 bin kişiyi ev sahibi yapmak istiyoruz, 2018’de bu 3 kat artar. Çünkü her ay bize yeni gruplar geliyor, o nedenle teslimatlar da artıyor. 2018’de 7-8 bini bulur ev teslimlerimiz” ifadelerini kullandı.
HİÇ PEŞİNATSIZ 160 AY ÖDEME
Kendilerine gelen başvurularda 100 bin ile 300 bin lira arasındaki evlere ilginin yoğun olduğunu ve ağırlığın ikinci el konutta bulunduğunun altını çizen Murat Çiftçi, asgari ücretli çalışanlardan da çok sayıda başvuru aldıklarını söyledi. Çiftçi, şöyle devam etti: “Diyelim ki asgari ücretli bir aile ve hiç peşinatı yok. O zaman aylık 625 lira taksitle biz onu 160 kişilik gruba alabiliyoruz. Şayet evini alırsa aylık taksitleri bin 25 liraya çıkıyor. O zaman da evini birinci sırada alırsa, borcunu 100 ayda bitirmiş oluyor. Toplamda 109 bin lira ödemiş oluyor.”
Türkiye’de tasarruflara dayalı ve faizsiz finansman yöntemiyle işleyen konut edindirme yöntemlerine ilgi her geçen gün artıyor. Bu modelde tasarruflar, yani bireylerin birikimleri finansmanın ana kaynağını oluşturuyor. Yani aileler, bir anlamda tasarrufa yönlendiriliyor. Örneğin, ev almak isteyen 100 kişi aynı çatı altında toplanıyor. Bu noktada 100 kişi olduğu için kura yöntemiyle her ay bir kişi ev sahibi oluyor. Ancak taksit ödemelerini artırarak borcunu azaltanlar kurada öncelik kazanıyor. Taksitte herhangi bir artırım yapmayıp sabit ödeme yapanlar ise 100 kişilik bir grup içinde 100 ayın sonunda ev sahibi olabiliyor. Fakat, dönem sonunda da yine aynı parayı ödüyor. Şöyle ki, kişi 100 bin liralık bir ev almak istiyorsa, her ay sabit bin lira ödeme yapıyor. 100 ayın sonunda toplam ödemesi, hizmet bedeliyle birlikte 108 bin 900 lira oluyor. Yani her hangi bir faiz ödemesi yok. Kredili sistemle almış olsaydı, yine 100 bin liralık kredi için dönem sonunda ödeyeceği para 168 bin lira olacaktı. Böylelikle maliyetten ciddi bir kazanç sağlamış oluyor.
EV SAHİBİ YAPAN FİRMALARDAN BİRİ DE 'BİREVİM'
Sistemin işleyişini ve son dönemdeki ilgiyi Karar’a anlatan Birevim’in Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çiftçi, tasarrufa dayalı faizsiz bir modelle ailelerin ev ve otomobil almalarını sağladıklarını söyledi. Çiftçi, “Kredili sistemin insanların ihtiyacını tam olarak çözemediğini görüyoruz. Neden? Öncelikle belli bir gelire sahip olmanız gerekiyor. Yine yoğunluklu yüksek ve kısmen onun altında kalan aileler kredi kullanarak ev alabiliyorlar. Türkiye’de baktığınız zaman milyonlarca konut almak isteyen ailelerimiz var, ancak bu kişilerin ihtiyacını gideremediğini görüyoruz. Çünkü insanlar, bütçesine göre konut almak istiyor” dedi.
Tek başına birikim yapmanın da motivasyon açısından zor olduğunu ifade eden Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün mevcut yöntemlerle ev alabilenler yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi. Bunlardan yarısından daha azının borçlanarak alındığını, kalanının peşin parayla alım yaptığını görüyoruz. Yani her 100 vatandaştan ancak 15-20 tanesi bankadan kredi alarak ihtiyacını giderirken, kalan 80-85 ailemiz kendi tasarruflarıyla bunu yapmak istediği için destek alamıyor. Yani maliyetinden ötürü mevcut sistemden hizmet alamayan milyonlarca aile ev sahibi olamıyor.”
BÜTÇEYE UYGUN ÖDEME PLANI
Murat Çiftçi, aileleri bir şekilde tasarrufa yönlendirerek ev sahibi olmalarına yardımcı olduklarını söyledi. Çiftçi, “Biz diyoruz ki ‘bizim tasarruf yapmaktan başka çaremiz yok’, kredide ciddi maliyetler söz konusu. Biz öncelikle, birey ne kadarlık gayrimenkul almak istiyor, bunu tespit ediyoruz. Bütçesine uygun bir ödeme planı oluşturuyoruz. Yapmış olduğu ödemeye göre, noter huzurunda yapılan tespitle evini ne zaman alacağını belirliyoruz. Burada müşteri peşinatlı ya da peşinatsız da girebiliyor. Örneğin 100 bin liralık bir ev alacak ve hiç peşinat vermedi diyelim. Bunu 100 ayda ödemek istiyorsa, 100 ayda bin lira bir taksit ödüyor. Ya da evini almadan önce bin lira ödüyor, aldıktan sonra bir miktar taksitini artırıyoruz ve bin 400 liraya çıkarıyoruz. Borcunu azaltmak kaydıyla” değerlendirmesinde bulundu.
Taksitler arttığında ailelerin 100 ay yerine 72 ayda ev sahibi olabildiğine işaret eden Murat Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ailemiz şunu çok net biliyor. 100 bin liralık kampanyaya girdim. Sonuçta toplam ödediğim ücret 100 bin lira. Evimi almadan bin lira, evimi alınca aylık bin 400 lira ödüyorum. Örneğin, noter huzurundaki kurada diyelim ki bana birinci sıra çıktı. İlk ay bin lira, kalan aylar için bin 400 lira ödüyorum. Böylelikle toplam borcu 100 ay yerine 72 ayda bitirebiliyor. Yani 100 kişilik grupta her ay bir kişi evini alıyor. Peşinat verirse daha erkene geliyor teslim tarihi. Ancak toplamda, taksit tutarını artırsa da toplamda yine 100 bin lira ödüyor. Bugün 100 bin liralık kredi kullansak 120 ayın sonunda toplam maliyet 168 bin lira oluyor. Halbuki bizde taksit artırmadan 100 ayda 8 bin 900 lira komisyon dahil 108 bin 900 lira, taksit artırsa da 72 ay sonra toplamda yine 108 bin 900 lira ödeme yapmış oluyor. Böylelikle hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlamış oluyor. Bize sadece 8 bin 900 liralık bir çalışma bedeli ödüyor” dedi.
KİŞİ BEĞENİYOR BİZ ALIYORUZ
Birevim sisteminde kişinin istediği yerden evini beğendiğini söyleyen Murat Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz o evi o kişi adına gidip satın alıyoruz. Evini aldıktan sonra tapuda devrini onun adına alıyoruz ve ipotek koyuyoruz güvence açısından. Çünkü o 100 kişinin verdiği parayla o evi alıyoruz ve her ay bir kişiyi bu sistemle ev sahibi yapıyoruz. Böylelikle ailelerimiz firmalara da bankalara da borçlanmadan, tasarrufla ev sahibi olmuş oluyor.” Kendilerine ayda yaklaşık 500 ailenin geldiğini açıklayan Çitçi, “Bu sayısı biz 750-bin bandına çekmek istiyoruz. 2017’den itibaren ortalama 2 bin kişiyi ev sahibi yapmak istiyoruz, 2018’de bu 3 kat artar. Çünkü her ay bize yeni gruplar geliyor, o nedenle teslimatlar da artıyor. 2018’de 7-8 bini bulur ev teslimlerimiz” ifadelerini kullandı.
HİÇ PEŞİNATSIZ 160 AY ÖDEME
Kendilerine gelen başvurularda 100 bin ile 300 bin lira arasındaki evlere ilginin yoğun olduğunu ve ağırlığın ikinci el konutta bulunduğunun altını çizen Murat Çiftçi, asgari ücretli çalışanlardan da çok sayıda başvuru aldıklarını söyledi. Çiftçi, şöyle devam etti: “Diyelim ki asgari ücretli bir aile ve hiç peşinatı yok. O zaman aylık 625 lira taksitle biz onu 160 kişilik gruba alabiliyoruz. Şayet evini alırsa aylık taksitleri bin 25 liraya çıkıyor. O zaman da evini birinci sırada alırsa, borcunu 100 ayda bitirmiş oluyor. Toplamda 109 bin lira ödemiş oluyor.”