Ekonomi Bakanı Zeybekci, "Türkiye, 2018 yılının ilk çeyreğinde göstermiş olduğu etkileyici büyüme performansı ile söz konusu dönem için verisi açıklanmış olan pek çok AB ve G-20 ülkesinden daha hızlı büyümeyi başarmıştır." dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yaptığı yazılı açıklamada, bu yılın ilk çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendirdi.
Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,4 büyüdüğünü hatırlatan Zeybekci, geçen yıl yatırımlar ve ihracattaki güçlü performansın etkisiyle G-20 ülkelerinin tamamından daha hızlı büyüyen Türkiye ekonomisinin 2018 yılına da güçlü bir giriş yapmayı başardığını ifade etti.
Zeybekci, 2018 yılında hedeflerinin tarihi ihracat ve yatırım zirvesine ulaşarak kalan çeyreklerde de Türkiye’yi hızla büyütmek ve istihdamı artırmak olduğunu vurguladı.
Ekonomiyi desteklemek için hayata geçirdikleri uygulamaların yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata yönelik teşvikler ve reel sektörün finansmana erişiminin kolaylaştırılmasının, başarının devamındaki en büyük faktörler olacağına işaret eden Zeybekci, şunları kaydetti:
"Türkiye, nüfusu her yıl 1 milyon, işgücü havuzu her yıl 1,2 milyon kişi artan dinamik bir ekonomi olduğu kadar, genç nüfusu ve muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma hedefi nedeniyle her yıl yüzde 6'nın üzerinde büyümek zorunda olan bir ülkedir. Bu 2018 yılının ilk çeyreğinde görülen yüzde 7,4 lük büyümeyi, ilk çeyrekte Avro bölgesinin yüzde 2,5, AB ekonomisinin yüzde 2,4, OECD ortalamanın yüzde 2,6, ABD’nin yüzde 2,8, Çin’in büyümesinin yüzde 6,8 olduğunu dikkate alarak değerlendirmekte fayda vardır. Türkiye ilk çeyrekte sergilediği performansla, gelişmiş ülkelerden ve gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışmış ve son 10 yılda olduğu gibi Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır."
Diğer taraftan ekonomi yazınında faiz, kur ve enflasyon dengeleri nedeniyle, 2018'in ilerleyen çeyreklerine dair büyüme tahminleri için olumsuz tablolar çizilmeye çalışıldığını belirten Zeybekci, "İddialar Merkez Bankası faiz artışlarının büyümeyi zayıflatacağı yönündedir. Bu iddialar, Türkiye ekonomisinin gerçek dinamiklerini görmezden gelen bardağa hep boş tarafından bakmayı gelenek haline getirmiş zihniyetlerin değerlendirmeleridir." ifadesini kullandı.
Zeybekci, yılın ikinci çeyreğinde de öncü verilerin ekonomik aktivitelerdeki iyileşmenin devam ettiğini gösterdiğini bildirerek, turizm sektörünün de ekonomik büyümeye katkı sağlayacağını belirtti.
Türkiye'nin en iyi büyüme kompozisyonuyla yatırım ve ihracatla büyüyeceğine işaret eden Zeybekci, "2017'de devreye soktuğumuz proje bazlı yatırımların başlaması, teşvik sistemi kapsamında 2018 yılının ilk 5 ayında görülen yüzde 49’luk yatırım hacmi artışı, ihracat teşviklerimizdeki artışlar ve Eximbank’ın çok daha agresif şekilde ihracatımızı desteklemesi ile hedeflerimize kolaylıkla ulaşacağımızı hep beraber göreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
"Karamsar tablolar çizenlere gerekli cevap verildi"
Türk ekonomisi üzerinde karamsar tablolar çizenlere gerekli cevabın verildiğini aktaran Zeybekci, "İlk çeyrekte yüzde 7,4’lük çok yüksek bir büyüme oranı elde eden Türkiye, son günlerde 2018 yılına ilişkin büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize eden IMF, Dünya Bankası, OECD ve Moody’s gibi uluslararası kuruluşlara gerekli cevabı vermiştir. " ifadesini kullandı.
Zeybekci, geçen yıl Türkiye için yaptıkları tahminlerini defalarca yukarı yönlü revize eden bu kuruluşların önümüzdeki günlerde 2018 yılı büyüme tahminlerini birer birer yukarı yönü revize etmeye başlayacağını belirterek, ülkenin bu etkileyici büyüme performansıyla söz konusu dönem için verisi açıklanmış olan pek çok AB ve G-20 ülkesinden daha hızlı büyümeyi başardığını bildirdi.
İhracattan büyümeye katkı
Türkiye, yüksek gelirli ülkeler sınıfına ancak ve ancak yatırımlarla ve ihracatla ulaşabileceğinin altını çizen Zeybekci, ilk çeyreğindeki yüzde 7,4’lük büyümeye ihracatın katkısının 0,11 puan ve yatırımların katkısının 2,76 puan düzeyinde olduğunu böylece büyümenin önemli bir kısmının ihracat ve yatırımlardan geldiğini kaydetti.
Zeybekci, üretim sektörlerine bakıldığında ise tüm sektörlerin büyümeye pozitif katkı sağladığına işaret ederek, ancak sanayi sektörünün ilk çeyrekte büyümenin sürükleyicisi olmasının söz konusu büyümeyi daha kıymetli kıldığını ifade etti.
"Bir kredi derecelendirme kuruluşu suçüstü yakalandı"
Türkiye’nin 2018 yılı ilk çeyreğinde çok ciddi bir oranla büyüyeceğini kredi derecelendirme kuruluşlarının gördüğünü ve bildiğini belirten Zeybekci, şöyle devam etti:
"Ancak yaklaşan seçimler arifesinde, Türkiye ekonomisine dair algıları kasıtlı biçimde sarsmaya çalışıyorlardı. Geçtiğimiz hafta bu algı operasyonlarından birini gerçekleştirirken bir kredi derecelendirme kuruluşu suçüstü yakalanmış ve kendini açık etmiştir. Kim, ne derse desin güneş balçıkla sıvanmaz. Merkez Bankamız döviz kurları üzerindeki bilinçli operasyonların etkisini kırmış ve kura istikrar kazandıracak hamleler yapmışken, Moody’s 17 bankamızın kredi notunu kırmıştır. Oysa Türk bankacılık sektörü, dünya bankacılık standartlarını belirleyen Basel III kriterlerine göre 2019 sonrasında ulaşılması hedeflenen sermaye yeterlilik rasyosu hedefi olan yüzde 8’in çok üzerinde yüzde 15’lerin üzerinde bir sermaye yeterlilik rasyosuna sahiptir. Takibe düşen kredi oranlarında Avrupa’nın en iyi seviyelerinden birinde olan, tarihinde ilk defa aylık 5 milyar liralık karlılığa ulaşan bankacılık sektörümüzün notunun, sektörün karlılığına ilişkin sözde kaygılarla kırılması çok manidardır."
"İlerleyen dönemlerde gücümüzü artıracağız"
Zeybekci, Türkiye'nin Orta Vadeli Program'da 2018 için öngörülen yüzde 5,5’lik büyüme oranını yakalayabilecek hatta daha da üstüne çıkabilecek potansiyele ve kararlılığa sahip olduğuna dikkati çekerek, "Piyasaların sürekli tetikte olduğu bir dünyada zayıf hükümetler ekonomi için sadece belirsizlik üretecektir. Ekonominin tüm aktörleri AK Parti hükümetinin olmadığı bir sistemde Türkiye ekonomisinin büyük riskler barındırdığının çok iyi farkındadır." ifadesini kullandı.
Nihat Zeybekci, 24 Haziran seçimlerinden zaferle çıkacak hükümetin piyasalarda var olan politik belirsizliklerin tamamen ortadan kalkması ile reformlarına devam ederek dünyanın en büyük 10. ekonomisi olma yolunda çalışmalarına devam edeceğini vurgulayarak, "2018 yılında ilerleyen dönemlerde de gücümüzü artıracağız. Ülkemiz, Avrupa’nın ve kültür coğrafyamızın en dinamik ekonomisidir ve bundan sonraki on yıllarda da en dinamik ekonomisi olacak, bölgesinde yatırımcıların en fazla kazandığı, en verimli ve en karlı üretim gerçekleştirdiği ülke olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.