Kemal Kılıçdaroğlu ile kişisel dostluğu hatrına Konya listesinden milletvekili seçilmiş CHP Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un ancak Mussoloni’den duyabileceğimiz faşizm soslu açıklaması üzerinden yazıma başlamak istiyorum; ‘Referandumda evet çıkarsa, bu ülkenin vatandaşlarını denize dökmekten bahseden ve bu ülkenin evlatlarını Yunanlı ile eş tutan açıklaması…’ Hoşgörünün başkentindeki bu densizliği affetmeyeceğiz.
Hüsnü Bozkurt’un açıklamasını sindirmeye çalışırken bir açıklama da Pelin Batu’dan geldi. Bu iki açıklama ile;
Endişeli Modernler olarak kodlanmış Sosyolojik Vaka, artık Paranoyak Modernler olarak kodlanmasını gerektiren Psikolojik Vakaya dönüşmüştür.
Bu iki açıklamanın ardından Diyarbakır’da Evet çalışması yapan kadın aktiviste saldırı ile, CHP’nin Hüsnü Bozkurt’u sahiplenici açıklamaları hastalığın mevzi olmadığını Endişeli Modernlerin birlikte yaşamaya dair genel bir sorununun olduğunu göstermiştir. 14 yıllık demokratikleşme, normalleşme sürecinden hiçbir şey öğrenememişsiniz. Allah size fırsat vermesin, 28 Şubatları bu millete tekrar tekrar yaşatırsınız. Yazık…
Herşeye rağmen, Biz aynı geminin yolcularıyız, Türkiye gemisinde birlikte yol almak zorundayız. Birarada yaşamanın en güzel örneklerini veren bu millet, yalnız size değil tüm insanlığa model sunmaya devam edecektir. Gelin, Anadolu’nun kadim bilgeliğine sığının, inanın çok daha mutlu olacaksınız.
Bu Millete Bir Daha 31 Mart Yaşatamayacaksınız…
Türk siyasi tarihi için manidar bir günde 31 Mart’ta, mesai bitimine doğru 6-7 mahkemenin eşzamanlı olarak FETÖ’cüleri serbest bırakması, serbest bırakılanlar içinde Gökçe Fırat gibi operasyonel kimliklerin bulunması ve aynı gün tehdit/eylem içerikli Ülker reklamı medyaya servis edilmesi yüreğimizi ağzımıza getirdi. Hazırlıklıydık ancak bu durum FETÖ’nün organizasyon ve eylem kapasitesini göstermesi açısından not edilmelidir, önemlidir. FETÖ cephesinde, 31 Mart’a ait özel bir çalışmanın olduğunu gösterdi. Milli güçlerin refleksleri diri olmak zorunda.
Gençlerin kafası karışık diyenlerin kafası karışık...
Gençleri için Onbeşliler Türküsü’nü yakan bir bir milletin 18 yaşındaki evlatlarına milletvekili olmayı çok gören zihniyet, bu coğrafyaya ait değildir. Tarihinde 18 yaşında bile olmayan Usameleri ile, Fatihleri ile, Genç Osmanları ile, IV. Muradları ile destanlar yazan bir milletin 18 yaşındaki gencine milletvekilliğini yakıştıramayanlar bu milletin mensubu olamazlar. Biz gençlerin gücünü, samimiyetini ve 'hubbu-l vatan, mine'l iman' 'Vatan sevgisi imandandır.' hikmetine teslimiyetlerini 15 Temmuzda test ettik, gördük. Vatanı için ölmesini bilene her makam emanet edilir, milletvekilliği dahil…
Yapısal dönüşümü, Onlar başaracak. Necmettin Erbakan Hocamın liderliğinde, Milli Görüş Okulunda bir nesil yetişti. Bu yetişen nesil, Recep Tayyib Erdoğan liderliğinde askeri ve bürokratik vesayeti sonlandırdı, Yeni Türkiye’nin parametrelerini kurguladı. Gönül coğrafyamızın son kalesini, ülkemizi 16 Nisan Referandumuna taşıdı. Bizden sonraki nesil ise ki Onlar 15 Temmuzun kahramanı gençlerimizdir; insAllah Yeni Türkiye’yi 'Adil Düzeni' inşa edecek. Gençlere güvenmeye devam...
Eğitim-Bir-Sen İçin Gençlik Faaliyetleri Stratejiktir;
Genç-Memur-Sen ve Eğitimciler Birliği Sendikası, gençliğin Yeni Türkiye’nin inşasındaki kilit rolü nedeni ile son 2 yıldır yoğun bir gençlik faaliyeti sürdürüyor. 600 Bin öğrenciye barınma hizmeti veren Kredi Yurtlar Kurumumuz KYK-AKADEMİ Eğitim Programları ile bu süreçte aktif rol üstleniyor. KYK’nın medeniyet sancısı çeken değerli yöneticilerini tebrik ediyorum. Benzer bir çalışma öğrenci topluluklarımıza verdiğimiz destekle üniversitelerimizde de sürdürülüyor. Gençlik STK’larımız arı titizliği ile bir nesil inşa ediyor. Bu çalışmaların ivme kazanarak devam etmesi gerekiyor. Bu süreçte kim elini taşın altına koydu ise ahiretine hatırı sayılır bir azık hazırlamış olacaktır.
Eğitimciler Birliği Sendikası Üniversite Şubelerinin Yeni Türkiye’nin inşası sürecinde bir kritik rolü daha vardır; Akademinin bilgi birikimini, Yeni Türkiye’nin inşası için transfer etmek… Bu sorumluluğun yerine getirilmesinde Eğitim-Bir-Sen 450Bine yaklaşan üye sayısı ile, tarihin testinden geçmiş duruşu ile ve toplumsal meşruiyeti ile tek seçenektir. Akademinin ülkenin sorunlarına yönelik çözüm önerilerini devlet aklına dönüştürecek bu misyonu, Eğitim-Bir-Sen üstlenmelidir. Bu misyonu taşıyacak kurumsal kapasite Eğitim-Bir-Sen’de fazlası ile mevcuttur.
Haydi Akademi, 28 Şubatın yarattığı travmadan kurtul, korku tünelinden çık, tarihi sorumluluğunun farkına var. Bu ülkenin akademinin bilgi birikimine ihtiyacı var.
Yazılarımıza referandum sonrası Yeni Türkiye’de devam etmek üzere, Allah’a emanet olunuz.