FETÖ ve BUNDAN SONRASI

15 Temmuz’da galip gelen top, tüfek, tank değil iman gücü ve vatan sevgisiydi.

Herkes biliyor ki o gün darbecilere karşı sokağa inilmese, tanklara dur denmese ülke, Ortadoğu’dan beter bir duruma gelecekti.
 Amerikan- İsrail uşağı paralelciler amansız bir iç savaş çıkartmayı amaçlamışlardı. Alevisi, sünnisi, Türk’ü, Kürt’ü birbirine girsin istediler. 

Niçin yaptılar bunu?

Vatan gidince ellerine ne geçecekti?

Ne geçecekti biliyor musunuz?

Sadece bugüne kadar kendilerini besleyen, destekleyen yabancı patronlarına borçlarını ödeyeceklerdi. Varlıklarını borçlu oldukları dış güçlere diyetlerini ödeyeceklerdi.

Biz bu mücadeleyi yalnızca Fetö’ye karşı değil onun arkasındaki Amerika ve İsrail’e karşı da verdik.  

Amerika’nın bu yapıya dış dünyada yüzlerce okul açmasına neden izin verdiği şimdi daha net görülüyor.

Paralelcileri meğer bugünler için beslemişler.

Siz zannediyor musunuz ki paralelin tabanı bunları görünce gerçekleri anladı da tövbekâr oldu.  

İnanınız bunların çoğu bu sapık fikirlerinden asla vazgeçmezler. Çünkü bu örgüt, içine aldığı üyelerinin öncelikle gerçeklikle/hakikatle ilişkisini keser.

 Paralelciler, olayları gerçekleştikleri gibi değil de olmasını istedikleri gibi görürler.

Bir olaya bakarken gerçek mi, değil mi diye bakmazlar. Abiler ne diyor diye bakarlar.

İslam’a uyar mı diye düşünmezler. Amerika’daki terörist başının direktiflerine uygun mu diye merak ederler.

Yaptıkları fiil insanlığa, İslam’a, genel ahlaka aykırı olsa bile eğer ağabeyleri demişse o işi yapmaktan asla geri durmazlar.

Beyinlerinde hiçbir İslami, insani, vicdani ölçüt yoktur.

Tek kıstasları vardır.

 O da elebaşlarının ya da ağabeylerinin onayı.

Ağabeylerinin onayı olduktan sonra yapmayacakları şey yoktur.

Şimdi meselenin asıl yerine gelelim.

Yani hain paralelcilerin arkasındaki güçlere.

Hepimiz biliyoruz ki bu darbenin arkasında dış güçler var. Dış güçler ellerinde maşa varken ellerini yakmayı düşünmediler. Yani bir dostumun deyişiyle kılçıksız balık yemek istediler.

 Hain paralelci uşaklarıyla kendi ellerini kirletmeden Türkiye’yi teslim almayı amaçladılar.

Lütfen bu mücadelede yalnızca paralele odaklanmayalım. Paralelin arkasındaki güçlerin yeni operasyonlarına da hazırlıklı olalım.

Bu yapıyı- görünen o ki -Cumhurbaşkanımız ve Hükümet temizleyecek. Ancak bu sadece sinekleri öldürmek olur. Bizim bataklığı da kurutmamız lazım.  

Bataklığı kurutmanın tek yolu da kendi ayakları üstünde duran güçlü bir ülke olabilmektir.

Bizler güçlü ve bir olduğumuzda düşmanlarımız bize saldırmaya cesaret bile edemeyeceklerdir. Mutlaka ekonomik, siyasal, askeri yönden caydırıcı bir güç olmalıyız.

Ülkenin bütün unsurlarıyla nasıl ki darbeyi durdurmuşsak Yeni Türkiye’yi de hep birlikte kurabiliriz.

 Eskilerin bir deyişini günümüz Türkçesiyle ifade edersek:

 -Hazır ol savaşa eğer barış istersen!