İstanbul'da FETÖ'nün darbe girişimine engel olmak isterken silahla bacağından vurulan Mesud Akyüz, Kastamonu'da ailesinin yanına gelerek yaşadığı travmayı atlatmaya çalışıyor.
KASTAMONU (AA) - İstanbul'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine engel olmak isterken silahla vurulan Mesud Akyüz, "Askerler, halkı yaklaştırmamak için adeta kurşun yağdırıyordu. 'Acaba bize kurşun isabet eder mi?' ihtimalini dahi düşünmedik. Devletimiz ve milletimiz için herkes silahların üzerine ilerledi. Yanımızda vurulup yaralanan, şehit düşen kardeşlerimiz oldu." dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel Miras Koruma Müdürlüğünde görev yapan evli ve bir çocuk babası 35 yaşındaki Akyüz, 15 Temmuz akşamı darbe girişimi sırasında yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Darbe girişiminin ardından dinlenmek amacıyla ailesinin yaşadığı Kastamonu'nun Abana ilçesine gelen Akyüz, darbe girişiminin yapıldığı gece evde televizyon izlediklerini, bu sırada İstanbul'da köprülerin kapatıldığı ve hareketlilik olduğu yönünde bilgi verildiğini söyledi.
Önceleri haince bir girişim olabileceğinin akıllarına dahi gelmediğine dikkati çeken Akyüz, "Darbe girişimi olduğu aklımıza dahi gelmedi, çünkü ülke olarak böyle bir durumda değildik." ifadesini kullandı.
Bir süre sonra darbe girişimi olduğunu duyduklarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla ailece sokağa çıktıklarını belirten Akyüz, annesi, babası ve 3 kardeşiyle oturdukları Fatih'ten Vatan Caddesi'ne doğru yürüdüklerini anlattı.
Kısa sürede onlarca insanın bir araya geldiğini, sela ve tekbirler eşliğinde yürüdüklerini dile getiren Akyüz, şöyle devam etti:
"Devlet büyüklerimizin çağrısıyla sokağa fırladık. Onlarca insanla sela ve tekbirlerle Vatan Caddesi'ne geldik. Burada, 'Tanklar teslim oldu, tehlike yok. Saraçhane'de asker polise ve vatandaşlara karşı silah kullanıyor.' söylendi. Bunun üzerine kadın erkek, yaşlı genç, çocuk herkes oraya doğru ilerlemeye başladı. Orada bir polis memuru, 'Asker silah kullanıyor yukarıdan devam edin.' dedi ama kimse dönmeyi düşünmeden ilerledi. Benim de çalıştığım İstanbul Büyükşehir Belediyesine yaklaştıkça askerleri daha net görmeye başladık."
Akyüz, askerlerin yola barikat kurduğunu, halkı yaklaştırmamak için silah kullandığını gördüklerini vurgulayarak, "Askerler, halkı yaklaştırmamak için adeta kurşun yağdırıyordu. 'Acaba bize kurşun isabet eder mi?' ihtimalini dahi düşünmedik. Devletimiz ve milletimiz için herkes silahların üzerine ilerledi. Yanımızda vurulup yaralanan, şehit düşen kardeşlerimiz oldu. O anda yanımdakilere, 'Bunlar mutlaka teslim olacak, ilerliyoruz.' dedim. Birkaç dakika sonra bacağımdan silahla vuruldum." diye konuştu.
"O an için bile yaşamış olmak benim için mutluluktu"
Motosikletli bir gencin kendisini Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdüğünü bildiren Akyüz, şunları kaydetti:
"Yarım saat geçmeden hastanedeki hareketlilik arttı. Sonra beni Bağcılar'daki bir hastaneye kaldırdılar. Orada ameliyat edildim. Şimdi yaramın üzerinde 40 dikiş, 25 tel zımba var. Ben o gece hayatımda ilk defa yaşamamın bir amacı olduğunu, hayata değer kattığımı hissettim. Kendi adıma o an için bile yaşamış olmak benim için mutluluktu. İlk defa varlığımın bir anlamı olduğunu hissettim. Çok şükür, Allah hainlere fırsat vermedi, vatanımıza göz dikenlerin dirençleri kırıldı. Halkımız da geri adım atmadı, bu hain plan gerçekleşmedi. Bu birlik ve beraberlik ruhu kaybolmasın inşallah."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünya lideri olduğunu, her zaman kendisiyle gurur duyduklarını dile getiren Akyüz, "Allah Cumhurbaşkanımıza bir misyon vermiş. Çok şükür, o başımızda olduğu ve dik durduğu müddetçe bizler de arkasından hiçbir zaman ayrılmayacağız. Rabbim hem onun hem de milletimizin birliğini, beraberliğini ve bütünlüğünü eksik etmesin." değerlendirmesinde bulundu.