Avrupa Birliği (AB) Bakanı Ömer Çelik, 9 Mayıs Avrupa Günü nedeniyle yayımladığı mesajda "Son dönemlerde Avrupa’da yükselen ve en çok İslamofobi ile göçmen karşıtlığından beslenen aşırı sağ, AB değerleri için en büyük tehdidi oluşturmaktadır." dedi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, 9 Mayıs Avrupa Gününden dolayı mesaj yayınladı. Barışa, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve evrensel değerlere inanan tüm Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının 9 Mayıs Avrupa Gününü kutlayan Çelik, şunları söyledi:
"9 Mayıs Avrupa Günü, Avrupa’nın bir coğrafi terim olmaktan çıkıp ortak ülküler ve ortak değerler hedefiyle bir Birlik’e dönüşme yolundaki ilk köşe taşını simgeler. Zira Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman’ın 9 Mayıs 1950 tarihli ünlü deklarasyonu, çağımızın en önemli barış ve kalkınma projesi olan Avrupa Birliği’nin doğmasına vesile olmuştur.
Avrupa Birliği öncelikle, yüzyıllardır savaşlarla sarsılan kıtaya barışı getirmiş, ardından işleyen bir ortak Pazar kurarak Avrupa ülkelerinde refahın yükselmesini sağlamış ve nihayetinde ortak değerleri benimseyerek ortak bir gelecek kurma ve küresel güç olma yolunda gelişimini sürdürmüştür.
Ülkemizin AB’ye katılım gayesi en temelinde demokrasi, insan hakları, barış, ekonomik kalkınma ve yüksek yaşam standartlarını ifade etmektedir. AB kültürel değerlerin çeşitliliğinin korunmasını, refahı ve en önemlisi bu idealler üzerine inşa edilmiş ortak geleceği sembolize etmektedir. Her ne kadar mevcut durumda sarsıntılar yaşıyor olsa da, AB sahip olduğu güçlü ve köklü değerler ve ilkelere sahip çıktığı sürece, bu sarsıntılardan korunacaktır.
Ancak, son dönemlerde Avrupa’da yükselen ve en çok İslamofobi ile göçmen karşıtlığından beslenen aşırı sağ, AB değerleri için en büyük tehdidi oluşturmaktadır. Üstelik aşırı sağ ve popülist akım temsilcisi olan siyasi liderlerin buradan beslenen söylemler ile kitlelere hitabı, bu değer ve prensiplerin ciddi şekilde erozyonuna neden olmaktadır.
Hâlbuki Türkiye’nin en başından itibaren ısrarla vurguladığı husus, Birlik’in zamanın ruhuna yakışmayan ve ülkelerin ilerlemesinin önünde duran önyargılardan, korkulardan sıyrılıp temel değerlerine dönmesidir. Bu süreçte Türkiye AB’nin en büyük destekçisi olacaktır.
AB ile Türkiye’nin ortak değerlerine ve ortak çıkarlarına inanıyoruz. AB kurumları ve üye ülkeleri ile “kaygılar” yerine, önümüzdeki dönemde hangi alanlarda işbirliği yapabileceğimizi konuşmayı arzu ediyoruz.
Avrupa siyasetinin aşırı sağın söylemlerine hapsolduğu bu dönemde, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye, ihtiyaç duyduğu reformları kararlılıkla hayata geçirmeye, demokratik ve özgür dünyanın onurlu bir üyesi olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir. Bu ilkeler temelinde AB ile ortak bir gelecek kurmamız mümkündür.
Bu özel ve kıymetli günün bize hatırlattığı prensipleri düsturumuz yaparak barışa, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve evrensel değerlere inanan tüm Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının 9 Mayıs Avrupa Gününü içtenlikle kutlarım."