AKP Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, AKP için "15 yıl önce benim yaşam şartlarım, benim eğitim hizmetlerinden faydalanma şartlarım, benim sağlık hizmetlerine ulaşma olanaklarım, benim Türkiye geneline dair tüm yatırımlarla ilgili hayatım çok daha iyiydi, bu 15 yıl içinde kötü oldu" sözlerini hiç kimsenin söyleyemeyeceğini vurguladı.
Samsun Atakum Belediyesi Sosyal Tesisi'nde mimar, mühendis ve yapı denetim üyeleri, AKP Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan ile buluştu.
15 yıldır iktidar olan AKP'nin yaptıkları ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Karaaslan, standartların yükseldiğini söyledi. Birliktelik çağrısında bulunan Karaaslan bunun içinde birliktelik çağrısı yaptı.
AK Parti'de çevre, şehir ve kültürden sorumlu genel başkan yardımcısı olmasına rağmen başka hiçbir partide bulunmadığına değinen Karaaslan, "Bunun için böyle bir değişikliği öneriyoruz. Çünkü dünya çok hızlı dönüşüyor ve değişiyor. Türkiye çok hızlı değişmekte. Bu değişime eski yöntemlerle maalesef zihinlerimizin o arka planındaki ezberlerle devam etmek mümkün değil. Bu değişime direnmek mümkün değil. Direnemediğimiz bu değişimin güçlü bir parçası olmak durumundayız." diye konuştu.
Karaaslan konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye'ye darbe anayasasının yakışmadığını" söyleyenlerin iş başa düştüğünde AK Parti'yi yalnız bıraktığını ifade ederek, " Bugün iki partiyle halka soruyoruz. Dünyanın en demokratik işlerinden birini yapıyoruz. Herhalde bu konuda söylenecek hiçbir söz yok. Referandum, yani halka sorulması dünyada demokratik bir ülkeye yakışır çok önemli uygulamalardan biridir. İsviçre'de 600'e yakın referandum olmuş bugüne kadar. Artık gündelik şeyleri soruyorlar birbirlerine. 'Şunu şöyle mi yapsak, bunu böyle mi yapsak' diye. Bu demokrasinin gelişimi açısından önemli. Bugüne kadar iki tane darbe anayasasının oylanmasını saymazsak iki kere sadece Türkiye'de referandum yapılmış. Bu 15 yıllık AK Parti döneminde yaptığımız üçüncü referandum olacak."
Türk halkı canından vazgeçti
"Kendine güvenen ve iddialı olan için 'Tamam soralım çünkü biz inanıyoruz ki sizin dediğiniz gibi olmayacak' deme özgüveni bana göre çok önemlidir. Bunu gösteremediler. Bunun kavgası verildi. Halka soruyoruz ve biz bunu kendimiz için yapmıyoruz. Eğer öyle olsaydı şu andaki mevcut durumla ilerlemek mümkündü. Ama söylediğimiz şu; Türkiye için artık mevcut kabullerle, bu ağırlıklarla, bu bizi yere çeken yüklerimizle ilerlemek mümkün değil. Bakın bugün ilerleyebiliriz. Ama bir süre sonra tıkandığımızda maalesef bunun acısını ülke olarak hep birlikte çekiyoruz. Geçtiğimiz dönemde 15 Temmuz tecrübesini, o hain darbe girişimini hep birlikte yaşadık. Orada tek yürek olmasaydık. Tek yürek olmak çok önemli. Kimse sağına, soluna, önüne, arkasına bakmadı. Dedi ki 'Vatan elden gidiyor, ben olsam ne olur olmasam ne olur vatan gittikten sonra, bayrak gittikten sonra elimizden' dedi ve canından vazgeçti. Böyle bir aziz millet, bizim milletimiz."
Standartlar yükseldi
"Elini vicdanına koyan hiç kimse şunu söyleyemez herhalde; elini vicdanına koyan ve objektif bakan; '15 yıl önce benim yaşam şartlarım, benim eğitim hizmetlerinden faydalanma şartlarım, benim sağlık hizmetlerine ulaşma olanaklarım, benim Türkiye geneline dair tüm yatırımlarla ilgili hayatım çok daha iyiydi, bu 15 yıl içinde kötü oldu, daha kötüyüm şu anda' diyecek kimse yok. Her standart kendi içinde yükseldi. Ama bundan sonrası için de daha iyi hedeflerimiz var. Biz diyoruz ki; istikrar beraberinde güçlü bir kalkınmayı getirir. Güçlü kalkınmayla birlikte var olmalıyız. Bugün biz dünyaya bir söz söylüyoruz artık. Dik duruyoruz artık. Bunu desteklemek için bir şeyler yapmalıyız."