Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, camilerde nikah kıyılması, müftülerin nikah kıyması ve Kemal Kılçdaroğlu'nun Almanya'ya verdiği röportajlar için önemli açıklamalarda bulundu.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, gündeme dair önemli konularda açıklama yaptı. Gündemin en çok tartışılan konularından olan müftülüklere nikah kıyma yetkisinin verilmesi, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Almanya'ya verdiği röportaja yönelik konuşan Bozdağ, ‘Camilerde nikah kıyılacak’ iddialarına "Bunun laikliğe aykırı bir yönü kesinlikle söz konusu değildir. Yasalarımız zaten buna engeldir. İnsanları müftülüklerde resmi nikah kıymaya zorlamamaktadır, yani bir alternatif ilave etmektedir. Bazıları, ‘Camilerde nikah kıyılacak’ falan diyor. Evlendirme yönetmeliği var. Orada mabetlerde nikah kıyılamayacağına dair çok açık kural, hüküm var" dedi.
İşte Bekir Bozdağ'dan önemli açıklamalar:
“Adalet Bakanımız bir açıklama yaptı, yasal düzenleme ihtiyacı olduğunu ifade etti. Bu konuda Adalet Bakanlığının bir hazırlığı var. Sayın Barolar Birliği Başkanı’nın söylediği, orada bu konuda bir düzenleme var. Doğru ama genel bir düzenleme. Herkesle ilgili aynı düzenleme yaptığınızda o düzenlemeye göre hareket etmeniz gerekir. Suçlara göre ayrım yaptığınızda veya başka genelin dışında ayrım yaptığınızda, terör suçlarına ayrı, darbe suçlarına ayrı, çıkar amaçlı suç örgütlerine, diğer suçlara ayrı bir şey yaptığınızda o eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacağı için orada bir sorun olduğu değerlendiriliyor.
Kimlere uygulanacağı konusunda genel dışında bir takım farklılıklar olacaksa onun bir yasal zemine ihtiyacı olduğunu ifade etti Sayın Bakanımız. Onlar da çalışıyorlar. Şu anda renkle ilgili Cumhurbaşkanımızın açıklaması oldu. Rengi konusunda bir belirsizlik yok ama kapsamıyla ilgili konuda bir yasal düzenleme ihtiyacı olduğunu ben de düşünüyorum. Bakanlık üzerinde çalışıyor, o çalışmayı hükümetimizle paylaşacak. Ondan sonra son şekli verilecek. Muhtemelen önümüzde çıkacak KHK’lardan birine o düzenleme konulabilir. Çünkü Ekim’de Meclis açıldığı için o zamana kadar zaten yasalaşma imkanı yok.”
Resmi nikah kıyma yetkisi imam ve vaizlere de verilecek mi?
“Yasadaki hüküm çok açık ‘il ve ilçe müftülüklerine bu verilir’ diyor. Verilecek yer il ve ilçe müftülükleridir. Aynı hüküm nüfus müdürlüklerine de verilir diyor. Onun yönetmelikle ileride bir değişiklik yapılabilme şeyi var mı?.. Onu sormak lazım. Yani şu anda belediye başkanı veya evlendirme memuru veya diğer evlendirmeye yetkili ve görevli kişiler hangi usüle uyarak bu nikahı kıyıyorlarsa, hangi şartları arıyorlarsa aynı usule uyarak, aynı şartları arayarak müftülükler de kıyacaktır. Kaldı ki müftüler devlet memurudur.
Bunun laikliğe aykırı bir yönü kesinlikle söz konusu değildir. Yasalarımız zaten buna engeldir. İnsanları müftülüklerde resmi nikah kıymaya zorlamamaktadır, yani bir alternatif ilave etmektedir. Vatandaşların tercihine bırakmaktadır, isteyen nikahını istediği yerde kıydırabilecektir. Bazıları, ‘Camilerde nikah kıyılacak’ falan diyor. Evlendirme yönetmeliği var. Orada mabetlerde nikah kıyılamayacağına dair çok açık kural, hüküm var. Yani bu işler şeffaf olacak, kurallı olacak, açık olacak.
Türkiye’den mi, Almanya’dan mı, Alman Hükümeti’nden mi yanasınız?
(CHP Genel Başkanı’nın Alman Focus dergisine verdiği demeç üzerine) Türk turizmine bir bomba attığı gibi Türk ekonomisine de bir bomba atmaktır bu. Demeci görünce Almanya’daki siyasi bir parti lidere mi Türkiye üzerine konuşmuş diye kendi kendime sordum. Allah aşkına Türkiye’de siyaset yapan ve Türk halkından iktidar olmak için oy isteyen birisi, Türkiye’nin ekonomisi kötüye gitsin, Türkiye’ye turist gelmesin, turizmi geriye gitsin diye açıklama yapabilir mi? Siz Türkiye’nin milli çıkarlarını Türkiye’nin hükümeti gibi korumakla yükümlü değil misiniz? İnsan, Türkiye’de ekonomi, turizm geriye gitsin diye açıklama yapar mı? Milli bir siyasetçinin yapacağı şey değil. Kılıçdaroğlu Türkiye’ye dönük kirli algı operasyonlarına yalancı şahitlik yapmıştır. Kılıçdaroğlu’na sormak isterim, siz Türkiye’den mi, Almanya’dan mı, Alman Hükümeti’nden mi yanasınız? PKK ve FETÖ’ye karşı Almanya’nın tutumunu doğru mu buluyorsunuz? Röportajlarda sorulardan sonraki kısımlar tırnak içidir. Ses kaydı vardır, o ses kaydının dökümü yapılır, oraya geçirilir. Ben Focus’u merak ediyorum, onlar ne açıklama yapacaklar? ‘Biz yalan mı yazdık’ diyecekler, yoksa ‘Sayın Kılıçdaroğlu söyledi, biz de çözümünü yaptık aynen yazdık mı’ diyecekler. Sayın Kılıçdaroğlu adına zannedersem bir genel başkan yardımcısı bunu bir açıklama yaparak şey yaptı ama burada benim gördüğüm şey böyle bir beyanın yapıldığıdır.
O zaman ne olur?
Kanaatim Kılıçdaroğlu kendi aday olacak. Konuşmalarına baktığımız zaman ‘Ben planladım, ben yaptım, ben yürüdüm’ diyor. Sürekli ‘ben, ben’ konuşuyor. Vatandaşlarımıza hitap ederken de ‘beni’ öne çıkarıyor. CHP’den ayrı bir Kılıçdaroğlu figürü ortaya çıkarılıyor. CHP ayrı, CHP’ye antipatisi olan vatandaşlar oraya oy vermeyebilir ama Kılıçdaroğlu’nu oradan soyutladığınızda ayrı. Arkadaki rakamları büyük göstererek orada bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Kurultay falan da yapacaklar, başka şeylerle beraber. Benim kanaatim kendisi 2019’de adaylık için zemin hazırlıyor. Bu miting de adaylığının ilk ilanıdır. Orada muhafazakar kesime, başka kesimlere mesaj veriyor. ‘Ben sizin hepinizim hamisi olacağım’ diyor. Adalet yürüyüşü değil, adaylık devşirme yürüyüşü yaptı. Bundan sonra bunun altını tahkim edecektir. Bakın Sayın Baykal çok açık açıklama yaptı dedi ki, ‘Aday olacaksan açıkla’ dedi. ‘Senin aday olman lazım’ dedi. Niye? Benim baktığım yerden zannedersem bakıyor. Bir partinin genel başkanı iktidara talip olmazsa, o partinin siyaset yapma konusundaki çıtası aşağı düşer. Halktaki karşılığı da aşağı düşer. O zaman ne olur? Farklı bir pozisyon ortaya çıkar. Onun için de orada Sayın Kılıçdaroğlu, benim kanaatim açıklamada, ‘Ben aday olmayacağım’ demedi. ‘Aday değilim’ diye bir açıklaması başka yerde oldu mu Kılıçdaroğlu’nun?
AK Partili Oğan'ın açıklamaları
Türkiye Devleti, Türk milletinin binlerce yıldır süren devlet geleneğinin son temsilcisidir. Türk milletinin kurduğu son devlettir. Devletin yönetim şekli olan cumhuriyetin nitelikleri, resmi dili, başkenti, milli marşı yani devletin kimlik bilgileri çok nettir. Ve bunlar sadece anayasanın kuralı değil, aynı zamanda 80 milyon milletimizin ortak değerleridir. AK Parti’nin de hükümetimizde benimsediği temel esaslardır. Biz bunun her tarafta, her yerde her şekilde ifade ettik. Ortaya koyduğumuz siyaset anlayışıyla da yaşam tarzımızla da bunu tescilledik. Bizim devletimiz vardır ve adı Türkiye Devletidir. Bizim vazifemiz Türkiye devletini korumaktır, yaşatmaktır. Her alanda geliştirmek ve güçlendirmektir. AK Parti bakanlarının veya başkanımızın, hükümetimizin her hangi bir üyesinin yapmadığı değerlendirmeyi veya çalışmayı ya da partiden bir yetkilinin yapmadığı bir değerlendirme ve çalışmayı partinin görüşü veya hükümetin görüşü gibi çarpıtma, bir algı operasyonu oluşturma çabalarını görüyoruz. 2019’a giderken milletin kararlarını etkilemek için çok daha farklı algı operasyonlarına şahit olacağız.