Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu'dan Kamu Saati'ne çok önemli açıklamalar

Kamu Saati yazarı Hakan Karagöz, SADED konferansı öncesinde Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu ile röportaj gerçekleştirdi. Yalçın Topçu, "Geçmişte 7 düvelle mücadele ediyorduk, şimdi 77 düvel ile mücadele ediyoruz" dedi. Kamu Saati olarak gerçekleştirdiğimiz Yalçın Topçu röportajımıza haberimizden ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu'dan Kamu Saati'ne çok önemli açıklamalar
13 Aralık 2016 Salı 15:10

Stratejik Akıl ve Düşünce Eğitimi Derneği (SADED) Genel Başkanı İlhan Eranıl'ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen Yalçın Topçu konferansı öncesi Kamu Saati yazarı Hakan Karagöz, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu ile kısa bir röportaj gerçekleştirdi. Devletin Din ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde barıştığını ifade eden Yalçın Topçu, ülkede yaşanan son gelişmeler ile ilgili sorulara cevap verdi. 

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sayın Yalçın Topçu ile son günlerde yaşanan ekonomik sıkıntıları, Kurtuluş Savaşı mücadelesi verdiğimiz bu zaman diliminde yaşanan gelişmeleri konuştuk. 

Kamu Saati yazarı Hakan Karagöz'ün Yalçın Topçu ile gerçekleştirdiği röportaja sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
 

Yalçın Bey, Cumhurbaşkanımız 'Yalnız olduğumu biliyorum ama mücadelemi sürdüreceğim' diyor. Faiz meselesi ile ilgili söylenen bu sözlerden, Cumhurbaşkanı'nın ekonomi bürokratlarıyla geçmişteki mücadelesi sizce devam mı ediyor?


- Devletteki bürokrasinin Milli İradeye tam teslim olduğu kanaatini taşımıyorum. Yani bunu 15 Temmuz'da gördük. Neticede üstümüze önce yargı ve güvenlik güçleriyle, daha sonra topla tüfekle tankla geldiler. Yargı bürokrasisi Milli İradenin kayıt ekseriyetinin gücünü elinde bulunduran Cumhurbaşkanı'nın iş ve işleyiş ile ilgili vermiş olduğu emir ve talimatlara uyup uymada sıkıntı var mı yok mu? Bunu net olarak bilmiyorum.

Cumhurbaşkanı 16 Partinin Tamamından, Onun Arkasındaki 77 Düvelden Büyük

Yalcın Topcu


Sayın Cumhurbaşkanı'nın milletin oyunu ve gönlünü kazandığı kesin. Bununla birlikte, özellikle Türkiye düşmanlarının, hep Erdoğan karşıtlığında birleşmelerini nasıl yorumluyorsunuz?


- Gerçekten demokrasi tarihinde, ilk defa milletin oyuyla seçilerek gelmiş bir Cumhurbaşkanı var ve bu Cumhurbaşkanı kendi Partisi'nden büyük ve bu Cumhurbaşkanı 16 partinin tamamından onun arkasındaki 77 düvelden büyük. Kimi kastediyorum; 16 Parti karşısındaydı, kendi partisinin içerisinde muhalefet edenler vardı. Su üstüne çıkmıyordu ama vardı ve bunun yanında Der Speigel, CNN, BBC, Reuters, New York Times... Bunlar da sabah akşam Tayyip Erdoğan'a diktatör, yok şöyle yok böyle işte olmadık yazılar yazıyorlardı.

Ekonomide şu an yaşanan belirsizliği kimileri 15 Temmuz'un devamı olarak görüyor. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

- Gelelim bu ekonomik savaşa; Cumhurbaşkanı hatırlarsanız "Faiz lobisi ile uğraşacağım" dedi ve peşine bir sabah bir uyandık ki Leninisti, Marksisti, Apocusu aklına hangi tür ne melanet geliyorsa, ağacı bahane ederek bize günlerce kan susturdular. Tencere tavalar çalındı, sokaklarımız yakıldı, her taraf tahrip edildi. Gezi müthiş ve ciddi bir baş kaldırıdır. 5 yıldızlı otellerde işçi hakkından bahsedenler ağırlandı, tedavi edildi. Bu savaşı yine Sayın Cumhurbaşkanı'nın o güçlü iradesiyle yendik, kurtardık.
 

Geçmişte 7 Düvel Vardı, Şimdi 77 Düvel Karşımızda

Şu an toplumda, ikinci bir Kurtuluş Savaşı mücadelesi verildiği kanaati hakim. Siz de aynı kanaatte misiniz?


- Bu işin Türkçesi budur. Bin yıldır bu adamlar bizi hazmedemiyor, geriye gidin diyor. 100 yıl evvel bunu yarım bırakmışlardı, şimdi tamamlamaya çalışıyorlar. Bu kadar basit ve ben bu noktada onun için bütün siyasetçilere diyorum ki; fırsat siyaseti değil, feraset siyaseti yapmak lazım! Tayyip Erdoğan'ın yanında durmak şu anda bir partili olmak demek değildir. Tayyip Erdoğan'ın yanında durursan, Türk Devleti'nin, tek milletin, tek bayrağın, tek vatanın yanında durmuş olursun. Onun için Sayın Cumhurbaşkanı faiz lobisi ile mücadele ediyor. Şimdi bu 15 Temmuz'u başaramayanlar döviz üzerinden bizi vurmaya çalışıyor. Sayın Cumhurbaşkanı günlerdir ne diyor; yastık altındaki birikimlerinizi ekonomiye katın diyor. Cumhurbaşkanı, "Ben bu milletin evladı olmaktan, bu milletin Cumhurbaşkanı olmaktan şeref duyuyorum, onur duyuyorum" diyor.

15 Temmuz'da canınızı verdiniz şimdi bizim malımıza karşı savaş açıyorlar. Sıra mallarımızda. İkinci bir Kurtuluş Savaşı, ikinci bir İstiklal Savaşı! Evet çok doğru. Ben çok memnunum. Yani ben sivil bir siyasetçi olarak, Cumhurbaşkanı adayı olmadan evvel Tayyip Bey'e destek veriyordum ve diyordum ki 'ben parti şu parti demiyorum' tek başına bir iktidar, güçlü bir iktidar bizi siyasi istikrarsızlıklarda farklı noktalara taşıyacaktır.

Bu nokta şu anda bizim siyasi İstiklal Savaşımızdır. Aman ha diyorum! Siyasi İstiklal Savaşı'nı kazandık mı? Kazandık Allah'a şükür! Şimdi yine aynısı, Beyefendinin dediği gibi. Evet biz bir İstiklal Savaşı veriyoruz. Geçmişte Sakarya'da Dumlupınar'da dedelerimizin karşısında 7 düvel vardı. Şimdi inanın ki 77 düvel var karşımızda. Kimseyi de göremiyoruz.                    

Bugün Kuvayi Milliye Ruhuna İki Katı Muhtacız


15 Temmuz'un ardından oluşan Yenikapı Ruhu CHP tarafından bozuldu. AK Parti ve MHP bu süreci devam ettirmeye çalışıyor. Siz bu süreçte partilerin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?


- Sayın Bahçeli gerçekten Türk Milliyetçiliği fikriyatına göre davranıyor. Sayın Bahçeli'nin ülkenin böyle durumlarında bu tip duruşuna her zaman şahit oluyoruz. Türk Milliyetçiliği fikriyatında, o fikir okulundan yetişmiş gelen bir siyasetçi olarak, gerçekten memnun oluyor ve milletimizin adına minnettarlığımı Sayın Bahçeli'ye sunuyorum. Gerçekten hem geleceğimiz için hem medeniyet coğrafyamız için bu duruşa ihtiyaç var. Yani şu anda muhafazakarlar ile milliyetçilerin bir arada olması sadece Ankara'nın faydasına değil, Bakü'nün de faydasına, Bişkek'in de faydasına, Halep'in de, Suriye'nin de, Şam'ın da faydasınadır.

FETÖ terör örgütünden yatan insanları alkışlatmak, CHP'ye mi kalmıştır, CHP'nin Sayın Genel Başkanına mı kalmıştır? Ben bir vatandaş olarak CHP'nin yetkililerinin, Sayın Genel Başkanı'nın bu siyasi akıl tutulmasından bir an evvel dönmesini bekliyorum. Bu günleri ve günlerde bir fırsat siyaseti kollamak CHP'ye yakışmaz. Yeni mesleğe başlayan hesap uzmanı edasıyla, 'falan bankada şu kadar param var demek' CHP'ye yakışır sözler değil. Biz gerçekten şu anda bir İstiklal Savaşı veriyoruz. Kurtuluş Savaşı veren Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisine bunlar yakışmıyor. O gün Kuvayi Milliye ruhuna ne kadar muhtaç isek, bugün iki katı muhtacız.

Yani Ana Muhalefet Partisi fırsat siyatesi yerine, feraset siyaseti yapsa kendi kazanır. Ne yapması lazım? Yapıcı, yol gösterici ve sorumlu olacak. Yani bu negatifliği bırakacak ve pozitif siyaset yapacak. Ben ona muhalefet yapmasın demiyorum ki! Muhalefet yapacak; ama sorumlu, yol gösterici ve ferasetli bir siyaset yapacak. 

CHP yıllardır bağırıyor Şam'da Halep'te ne işimiz var? Ya insaf, bir kerede öbürüne dön ve de ki sizin orada ne işiniz var? O sana diyor ki, ülkemin güvenliği için buradayım. Ya kardeşim ben Ankara'nın güvenliğini aramayayım mı? 

Şimdi Halep'te bizim ne işimiz var dersen, Ankara'da oturamazsın. Bizim Arakan, Karabağ'da işimiz olacak. Bizim hele ki Bağdat'ta, Şam'da, Halep'te dünden işimiz olacak. İşte O yüzden siyasete feraset diyorum. Allah feraset siyaseti nasip etsin. 

Yalcin Topcu roportaj

Hiçkimsenin Korkmasına Gerek Yok

Sayın Başkanım, Türkiye ve Cumhurbaşkanı'na yapılan saldırıları izlediğimizde, 7 Şubat MİT krizi, 17-25 Aralık darbe girişimi ve 15 Temmuz işgal girişiminde, her hücumun bir öncekinden daha şiddetli olduğunu görüyoruz. Bu gerçekler ışığında, bundan sonraki dönem ile ilgili nasıl bir öngörünüz var?


- Asla ve Kat'a korkuya ve zaafiyete gerek yoktur. Herşeyin bir kaderi vardır, milletlerin de bir kaderi vardır. Bu kaderi yazan Cenab-ı Hak'tır. Biz Tanrı dağından inip, Malazgirt'e gelip, aşağı inip Hicaz'ın çocuklarıyla, suyu geçip Balkanların çocuklarıyla, öbür suyu geçip Afrika'nın çocuklarıyla kaynaşmamızı bu ilahi irade sağlamışsa, bunu tersine çevirecek ve bozacakta yalnızca Allah'tır. Kimse bize diz çöktüremez. 

Beyefendi her zaman söylüyor. "Biz bütün Medeniyet Coğrafyamızdaki haksızlıklarda hukusuzluklarda orada da olacağız, o masada da olacağız"  Daha öncede söylüyorduk. 

İstiklal Savaşını örnek verdi geçtimiz günlerde Cumhurbaşkanımız, Mustafa Kemal'in Anafartalar da söylediği Hat-ı Müfada yoktur Sath-ı Müdafa vardır sözünü hatırlattı. Cumhurbaşkanı da dediki artık hat mat birşey kalmadı, artık medeniyet coğrafyamızda sahip çıkıyoruz dedi. Doğrusu budur.  Netice itibariyle Kurtuluş Savaşı günlerine bakalım. Benim ninem anlatırdı. Atların dışkısından arpalar seçilir, yıkanır, çoluk çocuğa öyle verilirdi. Kurtuluş Savaşı yokluklarla mücadele verilmiş. Allah'a Hamd olsun biz öyle durumda değiliz. Şimdi memurlar maaşını alıyor, iş hayatında aksama yok, ticaret devam ediyor, eğlenen eğleniyor, Camilerimiz de dolu.



Şimdi Göktürk Uydumuz var. Bu adamların nefes alışlarını 90 dakikada bir görüntüleyeceğiz. Eskiden elin adamından rica ediyorduk. Şimdi kendi silahımızı, kendi helikopterimizi yapıyoruz, uydumuzdan biz gerekli istihbaratımızı sağlıyoruz. 

Bizim Jeostratejik ve Jeopolitik konumumuz, tarihi arkaplanımız, güçlü bir lider tarafından iyi okunuyor. Hiçkimsenin korkmasına gerek yok.  Bu  birilerinin dediği gibi diklenmek falan değil, bu bir dik duruş. Dik durarak diyor ki. Benim diyor, hiçbir şeyin satın alamayacağı bir Jeostratejik ve Jeopolitik bir konumun var.  Cumhurbaşkanı, Ay Yıldız'ın Asya'nın, Afrika'nın ve Balkanlarıın anahtarı diyor. Ay Yıldız ile oralara gidebilirsin diyor. Bunu dışarıya gidenlerimiz çok iyi biliyor. Ben Türküm Türkiye'den geliyorum dediğin zaman, Balkanlardan Çin Seddine, Kırım'dan Yemen'e, Afrika'nın derinliklerine kadar herkes Erdoğan ve Türkiye diyerek bir sevgi gösterisinde bulunuyor. Tayyip Erdoğan bunu çok iyi biliyor. O yüzden korkmaya hiç gerek yok. 

Bu haberde yayınlanan röportajın her hakkı saklıdır. Yazıların tamamı alıntılanamaz. Bir kısmı alıntı yapılan yazılara Kamu Saati aktif link vermek zorunludur. 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Tahsin - 8 yıl önce
Mükemmel, müthiş ufuk açıcı ifadeler.. Ağzına sağlık sayın Topçu. .. Muhsin Başkandan iyi ders aldığı belli..
Avatar
Akif - 8 yıl önce
Birde uygulamaya geçilirse süper olur