Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kusura bakmayın, biz oraya da gideceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Ekim Muhtarlar Gününde muhtarlar ile bir araya gelerek önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kusura bakmayın, biz oraya da gideceğiz
19 Ekim 2016 Çarşamba 14:47

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  28. Muhtarlar Buluşması'nda konuşma yaptı. 19 Ekim Muhtarlar Günü nedeniyle tebriklerini ileten Erdoğan, tarihi çocuklara iyi öğretmek gerektiğini vurgulayarak " Çünkü bizi yalan söyleyen tarihle aldattılar." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın muhtarlara hitabı:

19 Ekim Muhtarlar Gününüzü tebrik ediyorum

"Sözlerimin hemen başında 19 Ekim Muhtarlar Gününüzü tebrik ediyorum. Bugün en genç muhtarımızın, en uzun süre görev yapan muhtarımızın, aynı anda görev yapan karı-koca, anne-oğul muhtarlarımız da bizlerle birlikte.

Asıl olan bu emaneti namus bilip korumak

Muhtarlarımız demokrasinin temel taşlarıdır. Milletin gönlünü kazanmanın, oyunu almanın ne demek olduğunu bilmeyenlere bu işi anlatmak çok zor. Seçilmiş gibi görünenlerin bir kısmı da atanmış hükmündedir. Kendi bileklerinin haklarıyla değil, alavere dalavere ile gelmişlerdir. O yüzden milletin tercihlerini küçümserler.

Millete hizmet etmek üzere atanmışların da benzer yanlışlara kapıldıklarını görüyoruz. Müsteşardan memuruna kadar atanan kamu görevlileri millete hizmet etmekle mükelleftir. İster seçilmiş, ister atanmış olsun, kendilerine tahsis edilen imkanlar birer emanettir. Asıl olan bu emaneti namus bilip korumak, görevini yerine getirmektir. Biz de ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimiz günden beri insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesini tüm kamu kurumlarında etkin kılma gayretindeyiz. Milletine hizmetkar olan bir anlayışın yerleşmesi konusunda önemli mesafe kat ettiğimize inanıyorum.

15 Temmuz'a 2. Kurtuluş Savaşı diyoruz

15 Temmuz gecesi yolları ve meydanları dolduran milletimiz, bu anlayışla devletinin yanında yer almıştır. Darbecilerin karşısına dikilen kahraman vatandaşlarımız istiklaline sahip çıkarsa güvenli geleceğini olacağını biliyordu. Biz bu yüzden 15 Temmuz'a 2. Kurtuluş Savaşı diyoruz.

Bizi yalan söyleyen tarihle aldattılar

Kurtuluş Savaşı'nı çok iyi anlamak mecburiyetindeyiz. YÖK'ün dün yaptığı toplantıda, tarihimizi yavrularımıza iyi öğretelim. Çünkü bizi yalan söyleyen tarihle aldattılar. Öğrencilerimize de kendi tarihlerini iyi öğrenmelerini tavsiye ettim. Son zamanlarda gündemde olan Lozan'ı ifade ederek gündeme düşürdüğümüz konu, ardından Misakı Milli konusu bu sürecin nasıl yönetildiğini, bizlere nasıl bazı gerçekleri yanlış öğrettiklerinin en açık ifadesidir.

Birileri rahatsız oluyor, varsın rahatsız olsun

Gençlerimizin Lozan'ı incelemesi, araştırması; birileri rahatsız oluyor, varsın rahatsız olsun. Tartışılsın, incelensin görülsün. Doğru-yanlış bilelim. Partimin kurucusu Lozan'da imza atmış diye 'bu doğrudur' böyle bir mantık olamaz. 'Acaba doğru mudur' bu soruyu soralım.

Tek tipçi bir insan, biz böyle bir gençlik istemiyoruz; sorgulayan, araştıran bir gençlik istiyoruz.  Sorguladığı, araştırdığı zaman gerçeğe ulaşacaktır. Ben gençliğimizi bal arısı gibi görmek istiyorum, eşek arısı gibi değil.

Misakı Milli niye rahatsız ediyor

Ardından Misakı Milli dedik. Misakı Milli niye rahatsız ediyor. Misakı Milliyi gündeme getiren kim; Gazi Mustafa Kemal. Niye rahatsız oluyorsun, biz rahatsız olmuyoruz. Burada bir tarih, milletin geçmişi yok mu?

Rahatsız olmayın. Onun için de bunu da öğrenelim, bilelim; dün neydi, bugün ne. Bunu birileri anlamak istemiyor, derdi başka. Bu noktada, Sayın Bahçeli'nin dünkü konuşmasında ifade ettiği gibi, kendisine teşekkür ediyorum; siyasi hareketler de doğruda bütünleşmeyi ortaya koyduğu sürece bu millet başaracaktır.

Geriye dönüp baktığımızda manzara nedir? Osmanlı öyle köklü bir devletti ki, bu devin yıkılışı milletimizin üzerinde maddi ve manevi yaralara yol açmıştır. 1914 yılında, 2,5 milyon kilometrekare olan topraklarımızın büyüklüğü 9 yılda Lozan'ı imzaladığımızda 780 bin kilometrekareye düşmüştü.

1923'ün psikolojisiyle hareket edemeyiz

Kurtuluş Savaşı'na girerken hedefimiz Misakı Milli sınırlarımıza sahip çıkmaktı. Ne yazık ki koruyamadık. Bu durumu mazur göstermeye çalışanlar olabilir. Bir yere kadar mazur görmek mümkündür. Türkiye'yi 1923'ten beri böyle bir kısır döngüye hapsedenlerin amacı, coğrafyamızdaki bin yıllık hafızayı bize unutturmaktır. 780 bin kilometrekareye nerelerden geldik, 20 milyon kilometrekarelerden geldik. 2016 yılında 1923'ün psikolojisiyle hareket edemeyiz.

Her dönem bu tür bedeller ödedik

Cumhuriyetimizi kurduğumuzdan beri dünyada her şey değişirken, 1923'teki konumumuzu korumakla övünemeyiz. İstiklalimizi bu anlayışla kaznadığımız halde, Cumhuriyetimizi hattı müdafaa anlayışıyla savunmaktan vazgeçmeliyiz. Sorun kapıyı çalmadan, bıçak kemiğe dayanmadan harekete geçemediğimizi görüyoruz. Kapımız hiç boş kalmadı. Her dönem bu tür bedeller ödedik.

Artık bedel ödemek istemiyoruz

Siyasette büyük bedeller ödedik. Darbelerle, muhtıralarla büyük zaman kaybettik. Aynı zaman yarışa başladığımız ülkelerin fersah fersah gerisinde kaldık. Terörle mücadelede, kardeş kavgalarında binlerce neslimizi kaybettik. Artık bedel ödemek istemiyoruz. Türkiye artık bu yanlış güvenlik anlayışını terk etmiştir, bitirmiştir. Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz, bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz, artık sorunların üzerine biz gideceğiz. Terör örgütlerinin bize saldırmasını beklemeyeceğiz, nerede yuvalanıyorsa tepelerine bineceğiz.

Kusura bakmayın, biz oraya da gideceğiz

Suriye'de çözüm bulunacak diye bekledik ama baktık ki bekledikçe sorunlar üzerimize geliyor. Anladık ki endi göbeğimizi kendimiz gerekiyor. İşte, Cerablus DEAŞ'tan temizlendi. Aynı şekilde Rai. Orası da DEAŞ'tan temizlendi. Bunların meşhur, kutsalları olarak ifade ettikleri Dabık, yani bizim tarihimizde de Mercidabık olarak geçen Dabık DEAŞ'tan temizlendi. Bize akıl veriyorlar: Dabık'a girdiniz, iyi. Ama daha aşağı inmeyin. Daha aşağıda ne var? El Bab var.

Kusura bakmayın, biz oraya da gideceğiz. Niye gideceğiz? Çünkü bizim tehdidi altında olduğumuz yer Dabık'la bitiyor. El Bab'ın da güneyine doğru iniyor

Musul'da olacağız

Musul'da olacağız. Hava unsurlarının operasyonuna katılması konusunda ABD ile mütabakata varıldı. İnşaallah, diğer unsurlarda ilerleme olacak.

Halep'te dökülen gözyaşı bizim gönlümüzde açılan yaradır. Dün Putin'le görüşme yaptım. Halep nerenin sınırı, Kilis, Gaziantep. Halep'te göç başlarsa 1 milyon insan Türkiye'ye gelecektir. Bunun bedelini biz ödeyemeyiz. Suriye'deki çatışmalar bittiğinde Halep'i yeniden inşa edeceğiz. O medeniyet şehri ne hale geldi.

Her Müslüman'ın görevi onu unutturmamasıdır

Bugün Aliya İzzetbegoviç'in vefatının 13. yıldönümü. Savaş zamanı Bosna halkını ayakta tutmak için çalıştı. Bugün özgürlük için savaşan Müslümanlar'ın eksikliği Aliya gibi liderlerinin olmamasıdır. Her Müslüman'ın görevi onu unutturmamasıdır.

Aliya'nın mütevazı mezarında 'Her şeye kadir olan Allah'a yemin ederim ki, köle olmayacağız' yazıyor. Ve onlar köle olmalıdır. 

Bir kez daha Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç'e rahmet diliyorum.


Etiketler; #Erdoğan #musul
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.