Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bolu'da partisinin 6. il kongresinde Diyanet İşleri Başkanlığına talimatta bulundu. Bakanlık ilk adımı hemen attı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bolu'da partisinin 6. il kongresinde konuşuyor.
Erdoğan, konuşmasında Diyanet İşleri Başkanlığına seslenerek "Son zamanlardaki bazı ortaya çıkıp da din adına ahkam kesenler var ya, bu noktada da açık net söylemem lazım. Din adına konuşmak bana belki yakışmayabilir ama bir Müslüman olarak dinime zafiyet getirenlere karşı konuşmak da hakkımdır. Biraz dini tedrisatım varsa buradan aldığım ilhamla konuşmam gerekiyor. Herkes diyoruz ki Diyanet İşleri Başkanlığımız, ilahiyatçılarımız, ilahiyat fakültelerimiz bu konuda bir araya gelip istişareleri ile şuraları ile gereken cevabı bunlara vermeli" dedi. Bunun üzerine Diyabet İşleri Başkanlığından da ilk adım atıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş, gündemdeki konulara ilişkin saat 17.00'de bir basın toplantısı düzenleyecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından önemli başlıklar şöyle;
Şu anda salonun içi tıklım tıklım dolu fakat sizleri burada görünce selamlamadan geçemezdim. Biz bugüne kadar hiçbir beşer planında gücün önünde eğilmedik. Sadece rabbimizin huzurunda rükuda ve secdede eğildik. Sizler gibi kardeşlerim arkamızda oldukça bize eğilmek asla yakışmaz. Dün Mersin, Antalya böyleydi. Bugün Bolu böyle. İnanıyorum ki şu anda Sakarya da böyle. Uzun bir zaman gelemedik, herhalde bizi bağışladınız. Yoğunlukları biliyorsunuz.
Afrin'de şu anda Mehmedimiz, adeta bir savaş icra ediyorlar. Terör örgütlerine karşı adeta bir savaş icra ediyorlar. Ama hamdolsun azimle, kararlılıkla hedefe doğru ilerliyorlar. Buraya gelirken aldığım bilgiye göre 3300 teröristi etkisiz hale getirmişlerdi. Şimdi de Mehmedimiz böyle yürüyor. Dağ, taş demeden yürüyorlar. Cerablus'ta, Rai'de, El Bab'da kendisini gösterdi. Burada 950 kilometre karelik alan kontrolümüzde. Buralarda işgale mi gidiyoruz. Tam aksine biz teröristleri kovuyoruz. O toprakların gerçek sahiplerine oraları teslim etmeye gidiyoruz. Cerablus'ta böyle olmadı mı, 140 bin halk döndü, oralarda yaşıyorlar. Afrin'de de topraklarına dönmeye başladılar. Biz merhamet dininin mensuplarıyız. Bu yolda azimle, kararlılıkla yürüdük, yürüyoruz. Bu dinin mensupları olarak bizler, zerre kadar burada tavize yetkimiz yok.
Diyanet İşlerine talimat
Son zamanlardaki bazı ortaya çıkıp da din adına ahkam kesenler var ya, bu noktada da açık net söylemem lazım. Din adına konuşmak bana belki yakışmayabilir ama bir Müslüman olarak dinime zafiyet getirenlere karşı konuşmak da hakkımdır. Biraz dini tedrisatım varsa buradan aldığım ilhamla konuşmam gerekiyor. Herkes diyoruz ki Diyanet İşleri Başkanlığımız, ilahiyatçılarımız, ilahiyat fakültelerimiz bu konuda bir araya gelip istişareleri ile şuraları ile gereken cevabı bunlara vermeli.
Meydanı da boş bırakmamalı. İbadete varıncaya kadar, beşeri münasebetlerimize varıncaya kadar bütün ilişkilerine varıncaya kadar bunları anlatmaları lazım. DEAŞ gibi bu insanlar ne diyorlar, İslam adına biz bunu yapıyoruz. Hadi oradan. Bizim dinimizde durup dururken siz bir insanı öldüremezsiniz. Bir insanın ölümüne neden olmak, tüm insanlığın ölümüne neden olmak gibidir.
"Reis bizi Afrin'e götür" sloganlarına cevap
Gençler, her gün ben komuta kademesi ile Genelkurmay Başkanımla, "ihtiyaç var mı?"diyorum. Verdiği cevap, "Olsa sayın Cumhurbaşkanım ben size söylerim." Herhangi bir sıkıntı olduğu zaman sefer görev emrini ilan ederiz, önce ben yola çıkarım, ardından da beraber yola yürürüz.
NATO'ya sert tepki
Ülkemizi ve milletimizi esir etmek için başlatılan bu saldırıları boşa çıkartır çıkartmaz hemen bir başka tehdit daha başımıza musallat edildi. Terör koridoru oluşturmak isteyenler niyetlerini ifşa ettiler. Kimsenin beklemediği operasyonları başlattık. Bölgede uygulanmaya çalışılan plan bizi işbirliği yaptığımız güçleri gözden geçirmeye mecbur bıraktı. İşte içinde bulunduğumuz NATO, biz bu NATO'nun en güçlü üyesiyiz. Bir sıkıntı olduğu zaman NATO'dan görev geldiğinde, yeri geldi, Somali, Afganistan, Balkanlarda olduk. Suriye'de bu olaylar yaşanırken ey NATO sen ne zaman gelip bizim yanımızda yer alacaksın. Sürekli terör örgütleri bizi taciz ediyor. Peki, sen ne zaman ortaya çıkacaksın. Devamlı ben bunları mı söyleyeceğim. Arkadaşlarım bunları mı söyleyecek. Şu ana kadar hala olumlu bir söz yok. Aynı şekilde diğer bir takım hususlar da kimi başka güçlerle de bölgedeki fiili durum çerçevesinde ortak hareket etme yolunu aradık. Çok ciddi engellerle de karşılaştık.