Ülkemizde hayvanlara kötü davranmanın, onlara işkence etmenin cezasının caydırıcılıktan uzak olduğunu vurgulayan bu üç hayvansever, saldırganların sadece para cezası yaptırımı olan Kabahatler Kanunu'na değil, Türk Ceza Kanunu'na göre yargılanmalarını istiyor.
Yakılan kaplumbağalar, vurulan yunuslar, araba arkasında sürüklenen köpekler, tecavüze uğrayan kediler için 11 gün önce, Sevim Arkan, Ayşe Köse ve Uğurcan Saban İnkum Çöplüğü’nde açlık grevine başladı.
Ülkemizde hayvanlara kötü davranmanın, onlara işkence etmenin cezasının caydırıcılıktan uzak olduğunu vurgulayan bu üç insan, saldırganların sadece para cezası yaptırımı olan Kabahatler Kanunu'na değil, Türk Ceza Kanunu'na göre yargılanmalarını istiyor.
Gerekli adımların atılmaması durumunda üç hayvansever grevi sonlandırmayı düşünmüyor. Eylemcilerden Arkan "ismimiz yok, artık biz vicdanız" diyor...
Hayvansever Sevim Arkan şöyle diyor:
"Televizyonu açtığımızda hep şiddet olaylarıyla karşılaşıyoruz. Birisi tecavüz ediyor bir hayvana 250 lira cezayla kurtuluyor. Bugün hayvanlara bunu yapan yarın da çocuğa, insana yapar. Bunu niye gözardı ediyorlar Ağır cezalar gelmesi lazım artık. Ölene kadar buradayız. Birkaç gün sonra küreğimizi de aldık mezarımızı da kazacağız, herkes görsün, ölümüne gidiyoruz."
Kendi mezarlarını kazdılar
Grevin 10. gününde konuşan Ayşe Kök ise şunları iletti:
"İstediğimiz tek şey hayvanların korunmasına yönelik gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Sahipli, sahipsiz hayvan ayrımının kaldırılmasını istiyoruz. İşin içindeki STK'larla ve hukukçularla bir araya gelip, yasanın değiştirilmesini istiyoruz. Onları artık toplumumuzun kabul etmesini istiyoruz. Yaptığımız eylemin partisi yok. Çünkü hayvanların seçme ve seçilme hakkı yok. Hayvanlara işkence etmeyin. Burada birimiz ölsek bile inanıyoruz ki bizden sonra bayrağı alacaktır. Biz buna inanıyoruz. Sonuna kadar buradayız. Bu kadar vahim bir durum var."