BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Malazgirt Zaferi'nin 946. yıl dönümü dolayısıyla açıklama yaptı.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Malazgirt Zaferi'nin 946. yıl dönümü dolayısıyla Malazgirt'e gitmek üzere Ankara'dan uçakla Erzurum'a geldi. Erzurum Havalimanı'nda basın açıklaması yapan Destici, "Başta Sultan Alparslan olmak üzere Malazgirt Zaferi'nin tüm mimarlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha rahmetle ve şükranla anıyorum. Onlar o gün hangi ruhla, hangi imanla, hangi heyecanla, hangi aşk ve şevkle mücadele etmişlerse biz de bugün aynı durumda mücadele etmeye devam edeceğiz." dedi.
Geçmişte Anadolu'ya Türklerin ve Müslümanların sokulmak istenmediğini, bugün de Malazgirt'in rövanşını almaya çalışan emperyalist güçlerin Anadolu'dan Türkleri ve Müslümanları söküp atma gayreti içerisinde olduklarını anlatan Destici, "Suriye'nin kuzeyinde ABD'nin terör örgütleri PYD ve YPG ile yaptığı iş birliği buna yönelik." diye konuştu.
"PYD, YPG varlığına müsaade etmemeliyiz"
Destici, Irak'ın kuzeyindeki gelişmeler ve Barzani'nin "bağımsızlık referandumu yapacağız" açıklamalarının hepsinin Türkiye'yi kuşatma çalışması olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Geçmişte nasıl bu oyunlar bozulmuşsa bugün de bu oyunları bozmaya büyük Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücü vardır. Çünkü ne Suriye'nin kuzeyinde bir PYD, YPG varlığına biz müsaade edebiliriz, etmemeliyiz ne de Irak'ın kuzeyinde siyonizmin uşağı olacak ve bütün Müslüman coğrafyayı kana bulayacak ve onun ötesinde de Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasını tehdit edecek bir oluşuma Türkiye Cumhuriyeti Devleti pabuç bırakmayacaktır. Biz istiyoruz ki bölgede Irak'ın ve Suriye'nin toprak bütünlüğü korunsun ve orada yüzyıllardır olduğu gibi Arap'ı, Kürt'ü, Türkmen'i hep birlikte kardeşlik içerisinde yaşasın. Büyük Osmanlı Devleti bunu nasıl sağlamışsa Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin de gayesi budur. Ama eğer bunda Barzani ısrarlı olursa bu Türkiye Cumhuriyet Devleti'ne şu hakkı verir. O bölge Misak-ı Milli sınırlarımız içerisindedir ve bizim anlaşmalarımız Barzani ile yapılmış, bölgesel yönetimlerle yapılmış bir anlaşma değildir. Dolayısıyla uluslararası bir anlaşmadır ve Türkiye'ye o zaman Misak-ı Milli sınırları içerisinde kalan bölgeleri ilhak etme, oralarla bütünleşme hakkı doğar. Türkiye'nin de bunu kullanması gerekir. Bu kaçınılmaz bir son olur."
Suriye ve Irak bağlamındaki gelişmelere bakıldığında tüm siyasetçilerin gündemini bu konuların oluşturması gerektiğini aktaran Destici, "Üniversiteler niye susuyor? Yani üniversitelerin konuşması lazım. Esas memleketin temel meseleleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bekasını ilgilendiren meselelerin konuşulması lazım. Bugün bu meselelere sessiz kalanlar yarın tarih ve millet önünde de ağır bir hesapla karşı karşıya kalacaklar." değerlendirmesini yaptı.