İSTANBUL PATLAMASI, İSRAİL, RUSYA, MISIR’LA BARIŞ VE AKŞENER  

 28 Haziran 2016’da İstanbul Atatürk Havalimanı kana bulandı. Onlarca vatandaşımız katledildi.Birçok insanımız şu an yaralı.



  Yine saldırdılar.



 Ne zaman harekete geçtiler? Dikkat edelim.



 Tam da Türkiye etrafındaki sıkıntılı ülkelerle-İsrail’le antlaşması bizi açıkça rahatsız etse de-yeniden barışmaya çalışırken üzerimize geldiler.



 Ortadoğu’nun düzeni elbette tam istediğimiz gibi olmadı.



  Mısır,İsrail ve Rusya ile inatlaşmanın bize çok fayda sağlamadığı görüldü. Pek arzu edilmese de haklı gerekçelerle bu ülkelerle yeniden diyalog çabasına girildi.



 Erdoğan gibi bir liderden de gerçekçi olması beklenirdi zaten.



 İsrail’le anlaşıldı.



  Rusya’ya ilişkilerde normalleşme beklentisiyle iyi niyet mektubu gönderildi. Başbakan Binali Yıldırım, Mısır’la bakan düzeyinde görüşmelerin başlayabileceğini söyledi.



 Erdoğan her zamanki siyasi dehasını göstererek içteki sıkıntıların da dışarıdan çözüleceğini bildiği için yeni bir dış politika konseptine gitti.



 Geçmişte de böyle olmuştu. Erdoğan dış dünyaya açıldıkça içerdeki problemler daha rahat çözüme kavuşmuştu.



 Şimdi tekrar dışarıya açılım yapılma aşamasına geldi. Ancak belli noktalar bizi yine içeriye kapanmaya zorluyor.



 Sanki birileri biz kafamızı kaldırmaya çalışınca başımıza vurarak içeriye gömülmemizi istiyor.



 Bizi yine “değerli yalnızlık” romantizmine çekmeye çalışıyor.



 Bu işte Amerika’nın parmağı olabilir mi?



 ABD bizi yalnızca kendisine mecbur bir ülke konumuna düşürmek mi istiyor? Komşularımızla “reel politika” gereği ilişkilerimizi düzeltmeye çabalamamız acaba ABD’yi  rahatsız mı ediyor?



 Sanki birileri Türkiye’nin etrafıyla hep sorunlu bir ülke olarak kalmasını istiyor.



 İç politikada da birileri ülkeyi alternatif bir lidere hazır veya ihtiyaç duyar bir hale getirmeye çalışıyor. Bu ismi de Meral Akşener olarak belirlemişler galiba.



 Zaten MHP son iki yıldır garip bir parti oldu.



 Son belediye seçimlerinde ülkücü taban, CHP’ye geçen Mansur Yavaş’ı destekledi.



MHP genel merkezi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’yle ortak aday olarak Ekmelettin İhsanoğlu’nu aday gösterdi.



Şimdi de genel başkanlık koltuğunu sağda değişik partilerde siyaset yapan-bir dönem Ak Parti’ye de yanaşıp son anda cayan- Meral Akşener’e vermek istiyorlar.



 MHP, bir şekilde ya kendi adamını dışarıya gönderiyor ya da dışarıdan adaylar buluyor.



 Şu an ülkede bir lider boşluğu ve ihtiyacı yokken bir kaos çıkartıp ülkeyi yeni bir kişiye uygun hale getirmeye çalışıyorlar.

 Malum siyaset bilimciler çok iyi bilir ki muhalefetteki bir liderin, bir hareketin başarılı olabilmesi için kaos lazım. Ülkenin yönetilemiyormuş gibi bir duruma getirilmesi gerek.



 O yüzden dünkü patlama dahil bütün bu gelişmeleri birbirinden bağımsız görmek mümkün değil.



 Evet, “Türkiye Türklere bırakılacak kadar önemsiz bir ülke değil” diyen yabancı güçler yine bize ayar vermeye çalışıyor.

Ancak, yılmayacağız, geri adım atmayacağız, bu toprakların üzerinde ümmetin umudu olduğumuzu hiç unutmadan, mücadele etmeye devam edeceğiz.



 “Gevşemeyin, üzülmeyin.Eğer inanmışsanız muhakkak üstün olan sizsiniz.”