KERİM ÇELEBİ’YE Mİ SORSAK?

Kerim Çelebi savaşacak mı, ilim yolunda mı yürüyecek? Kerim Çelebi annesinin baskısına boyun eğecek, obası ve halkı için ölmeyi mi tercih edecek, yoksa bir cihan imparatorluğunun temellerini ilimle mi atacak? Erkeklik kitaba mı, kılıca mı yakışacak? Bacıbey’in gözbebeği Kerim Çelebi ne zaman devletleşecek?

Bu devlet yalnızca savaşlarla değil, ilim yolunda kat ettiği yol ve ilme kattıklarıyla da çağlara damga vurmuştur. Devlet Ana’nın Kerim Çelebi’si bir obanın nasıl devletleşeceğine dair önemli bir karakter.

Siyasetin bu denli kesif bir hal arz ettiği bu ortamda ve çağda Kerim Çelebi neler ilham ediyor mürekkep yalamış dimağlara? İlmin haysiyeti namına, devletin aklı ve namusu adına ne anlamalıyız bu karakterden?

İlmin haysiyetini bihakkın koruyor muyuz sizce? Değerlerimizin temellerini siyasetle mi, ilimle mi kavi kılacağız? Cevabı önceliklerimiz belirleyecek? Tabi ki önceliğimiz ilim olacak.

Dinin, ilmin ve milletin emrinde olmayan siyaset, kukla ve mukallit akademisyenlerin ve modern sofistlerin elinde ve dilinde hem devleti hem milleti bin mezellete düçar kılacaktır. İlmin önünde diz kıran erkan-ı devlet, ilmin izzetini kendi izzetinden yeğ tutan âlim ile devlet ve kendileri yücelir. Tam da bu minvalde, Osman’ın Edebalı’nın önünde diz kırışı altı yüz yılın destanına hazırlıktı.

Daha sonra Yesevi’den kandıklarıyla bu toprakları mayalayanlar, Hacı Bayramlar, Hacı Bektaşlar, Ebu’l Vefalar, Taceddin Sultanlar ve birçokları bu toprakları ve gönlü mayalarken Ali Şir Nevailer, Ali Kuşçular, Molla Lutfiler, Takiyyüddin Efendiler, Sabuncuoğlu Şerafeddinler fennî ilimleri ihya etmişlerdir.

Katip Çelebi, evliya Çelebi, Naima, Ahmet Cevdet Paşa gibiler insan ve devlete dair çalışmalarıyla bir devleti devlet kılan en mühim temelleri attılar.

Bugünkü halimiz, melalimiz ilme dair kayıtsızlığımız, saygısızlığımızdan neşet etmektedir. Tefekkürü hindi ile teşbih eden bir akıldan ilme tazim beklemek abesle iştigaldir.

Devlet tefekkür burcunda parlayan bir yıldızdır. Bu yıldız, siyaset edicilerin kibri, ilimle uğraşan zevatın siyaset karşısındaki zilleti ile sönebilir ancak.

Bu minvalde son söz, herkesin duracağı yeri iyi bellemesi gerektiği üzerine söylenebilir. Siyasetçi ve ilim adamı devlet denen yıldızının hem muhyîsi hem katili olabilir.