Tülin Aşkın'dan Muhteşem Bir Köşe Yazısı Daha.. "Ramazanlar mı Değişti Yoksa Biz mi?"

Kamusaati.com Köşe yazarlarımızdan Tülin Aşkın'dan "Ramazanlar mı Değişti Yoksa Biz mi?" adlı Muhteşem Bir Köşe Yazısı Daha.. Detaylar haberde.

Tülin Aşkın'dan Muhteşem Bir Köşe Yazısı Daha.. "Ramazanlar mı Değişti Yoksa Biz mi?"
Kamusaati
Kamusaati
24 Nisan 2021 Cumartesi 00:45


 
 
 
   Ramazan; rahmet, mağfiret, istiğfar ayı. Ramazan; açlık, susuzluk, dinginlik,nefsin ve ruhun terbiye hali. Ramazan; başka bir zaman, başka bir hal, başka bir dünya, duaların en çok  arşa yükseldiği ay.Ramazan, tatlı bir meşakkettir….
 
 Ramazan tıpkı kelime anlamında oldugu gibi yanmak….ask ile nefs ile ruhunu kavrayıp anlayarak yanmak,yaşamak,yaşatmaktır…
 Son yıllarda hemen hemen çoğumuzun dilinde "Nerede o eski Ramazanlar?" cümlesini söylemeyenimiz yoktur. Bu cümleyi Ramazan ayı boyunca en az birkaç kere duymuş veya kendimiz  söylemişizdir.  
Artık hepimiz Ramazanların eskisi gibi yaşanmadığının şikayetini yakınışlarını söyleyip duruyoruz.Lakin kaçımız soruyoruz yada düşünüyoruz; Ramazanlar mı değişti yoksa biz mi? diye. Ramazan zengin iftar sofralarından, direklerarası yazı ve eğlencelerinden, davulcu manilerinden ibaret olmayan,tersine yoklukla imtihan edilen, yardımseverliği, hoşgörüyü, bir arada olmayı öğreten. mağfiret ,istiğfar ve  nefsin terbiye edildiği bir ibadet ayı olan Ramazan artık neden eskisi gibi değil? Bunun sebebi biz miyiz? Veya asıl sebebi ne? Bunu hatırlamak hatırlatmak için eski ve yeni Ramazanları birkaç örnek ve kıyaslama ile  gözden geçirmeye, hatırlamaya nedersiniz…
 
   Ramazan ayı büyük bir sevinçle tatlı bir meşgale ile karşılanırdı.ilk gecesi  davul ile başlar ve dile gelen maniler ile kurulurdu sahur sofraları. Büyük bir heyecanla istekle uyanılır oturulurdu sofralara, şimdi ise davulcular eskisi gibi maniler söylemiyor hatta birçok yerde çalınmıyor bile çünkü insanlar bu durumdan ramazanın olmazsa olmazı davul sesinden rahatsızlık duyuyor. Durum böyle olunca da bunun yerini artık telefonların alarmları aldı. Ramazan davulu geleneği de günden güne yok olmaya başladı. İftar vakti yaklaşınca top sesleri ile birlikte ezan sesini duymak için kapıda veya pencere bekleyen çoçuklar ve  kulaklar artık yok yerini televizyona bakarak orucunu açmaya bırakmış.
 
   Ramazan ayı geldiğinde komşular ve akrabalar arasında karşılıklı davetler olur birlikte iftar yapılırdı. Böylelikle her gün bir evin sofrası zenginleşirdi. Artık Ramazan geldiğinde eskisi gibi insanlar birbirini davet etmiyor,akraba ve  komşuluk ilişkileri de bu sebeple daha yapay hale gelmeye başladı. Paylaşımın kısıtlı olduğu bir çevrede insanlar artık birbirinin kapısını çalmadan Ramazan ayını geçirmeyi tercih etti.
Eskiden bayramlarda büyükler ziyaret edilir ve bayramlaşılırdı. Çocukların eline harçlık ve şeker verilirdi. Çocuklar bayram için alınacak kıyafetleri ayrı bir heyecanla beklerdi, ama artık bunların bir önemi de kalmamaya başladı. Çünkü sürekli bir alışveriş halinde olunması bu durumunda önemini yitirtmeye başladı. Bu sebeple bayramlık kavramı da kalmamaya başladı. Bayram tatilinde bayramlaşmanın yerini ise tatil planları alarak,bayramlarda bayramlığını yitirdi.
 
  Görülüyorki;Aslında Ramazanlar değişmedi..zaman içerisinde  değişmeye maruz bırakıp  unutmaya yüz tutturduğumuz bu güzel geleneklerimizi ve değerlerimizi değiştiren bizler olduk... Ramazan değil tek değişen biz olduk…
"Nerede o eski Ramazanlar’’, demektense eskiye özlem duymaya  devam etmektense ramazanı eski ruhuyla coşkusuyla layık olduğu şekilde, içinde bulunduğumuz zorlu ve zorunluluk teşkil eden pandemi süreci sonrasında tekrar tüm güzelliğiyle   yaşama ve yaşata bilme umudu ile….. Mehmet Akif Ersoy’un Ramazan vesilesiyle millet fertlerine yeni bir ruh vermesini niyaz edip, İlâhî bir nefesle canlandır bizi! Diyerek Hakka seslenişde bulundugu mısralarına bırakıyorum;

 
Yâ Rab, şu muazzam Ramazân hürmetine,

 Kaldır aradan vahdete hâil ne ise.

 Yâ Rab, şu asırlarca süren tefrikadan

 Artık ezilip düşmesin ümmet ye’se

 Mâdâm ki verdin bize bir rûh-ı nevîn

 Yâ Rab, Daha bir nefha-i te’yîd insin.

Kalın sağlıcakla…..

Sitemizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarımız Üzerindende Takip Edebilirsiniz.. İlginiz İçin Teşekkür Ederiz Kamusaati.com

twitter-logo – Ömer Sezer

Bu yazının tüm hakları www.kamusaati.com'a aittir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 36. maddesi uyarınca alıntılanamaz. Telif hakları saklı tutulmuş bu yazının alıntılanması halinde yasal takip yapılacaktır. ©


Kaynak: Kamu Saati Özel
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Mehmet - 4 yıl önce
Nerede o eski ramazanlar nerede o eski bizler... herşey bir karanlığın yok oluşun arafını yaşamakta,bugünleri bile şükürle anmasak iyi.eski bizleri eskiyi azda olsa hatırlatan metniniz icin teşekkürler kaleminize sağlık.
Avatar
Hakan - 4 yıl önce
bizler bu gidişle daha çok eskiyi de,bu günlerimizi de ararız