Diriliş Ertuğrul dizisinde Ertuğrul'un kurtardığı Ahi Evran kimdir?

Diriliş Ertuğrul dizisinin 45. bölümünde Söğüt'e giden Ertuğrul ve Alplerinin kurtardığı Ahi Evran günün en çok konuşulan haberi. Peki Ahi Evran kimdir?

Diriliş Ertuğrul dizisinde Ertuğrul'un kurtardığı Ahi Evran kimdir?
10 Şubat 2016 Çarşamba 23:55

Diriliş Ertuğrul dizisinde 45. bölümde Ertuğrul'un ve Alplerinin düşman elinden kurtardığı Ahi Evran kimdir? Diriliş Ertuğrul dizisinde adı geçen Ahi Evran kimdir? Tasavvuf ekolüne mensup, Selçuklu da ticari esnafı bir düzene sokan, Konya ve Kayseri gibi şehirlerde yaşayan kişidir. Ahilik teşkilatının kurucusu, ticareti ahlaklı bir şekilde yapma gayesi taşıyan, aynı zamanda da tasavvufa inanan kişidir Ahi Evran. Ahi Evran, Ahi Evran-ı Veli olarak da geçer.

Ahi Evran kimdir?

Ahi Evran 1171 yılında Azerbaycan'ın hoy şehrinde doğmuş ve 1262 yılında Kırşehir'de vefat etmiştir. Asıl adı Nasıruddin Mahmud Ahi Evran bin Abbas'dır. Ahi Evran, ilk eğitimini hoy'da alıp Ahmet Yesevi'nin talebelerinin sohbetlerinde bulunmuştur. Hacı Bektaş veli ve Mevlana ile aynı dönemde yaşamıştır.Ahi Evran'ın adı kayıtlara Nasir üd-din EbüI-Hakäyik Mahmud El Hoy olarak geçmiştir. Evran ismi ise herkesi korkutan yılanın onu görünce sakinleşmesi sebebiyle insanlar tarafından anılmaya başlanmıştır.

Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen alperenlerden biri de Ahi Evran'dır.Denizli, Konya ve Kayseri gibi şehirleri gezerek Ahilik teşkilatının kurulması ve yayılmasında önemli rol oynamıştır.Asıl mesleği debbağlıktır.Osmanlı Devleti zamanında Ahi Evran'ın esnafın piri olarak kazandığı ün Anadolu, Rumeli, balkanlar ve Kırım'a kadar yayılmıştır.Ahi Evran, Moğol istilasından kaçarak Anadolu'ya gelen sanatkâr ve tüccarların dayanışmasını sağlamıştır. Onlar arasında sağlam bir birlik oluşturarak kaliteli mal üretmelerini teşvik etmiştir. Daha sonra Kırşehir'e yerleşerek vefat edinceye kadar burada yaşamıştır.

Ömrünün sonlarına doğru Anadolu Selçuklu Devletindeki taht mücadelelerine karışmış ve II. İzzeddin Keykavus tarafını tutmuştur. Mevlana ve çevresi ile siyasi ihtilafa düşer. Bu ihtilafta da Mevlana'nın oğlu Alaaddin Çelebi Ahi Evran'in yanındadır.Mevlana'nın diğer oğlu Sultan Veled'in, Ahi Evran'in ölümü üzerine yazdığı rubaide geçen ay tutulmasına dayanarak 12 Nisan 1261'deki meydana gelen parçalı ay tutulması aynı zamanda Ahi Evren'in ölüm günüdür.

Ahi Evran ile ilgili geniş bilgiler

Ahi Evran'nın doğum tarihi kesin olmamakla birlikte 1171 yılında İran'ın Hoy kasabasında dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Hoy kasabası daha Büyük Selçuklu hükümdârı Tuğrul Bey'den beri Türkmen yerleşim bölgesidir.

Ahi Evren'in çocukluğu ve tahsil devresi Azerbeycan'da geçmiştir. Bundan sonra Horosan ve Maveraünnehir bölgesine gelip o yöredeki büyük üstadlardan dersler almıştır. 1203 veya 1204 yılında Bağdat'a gelmiş ve burada tanıştığı Evhaddü'd Din Kirmanî'in tavsiyesiyle Abbasi halifesi Nasır Lidinillah'ın kurmuş olduğu Fütüvvet Teşkilâtına katılmış ve bu teşkilatın önde gelen şeyhleriyle temas kurma imkânı bulmuş, başta Kirmanî olmak üzere birçok üstaddan istifade etmiştir. O dönemde Bağdat'ın ilim ve irfan merkezi olması, Ahi Evren'in çok yönlü bir fikir adamı olarak yetişmesini sağlamıştır.

1204 yılında Anadolu Selçukluları sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev'ı göndermiş, buna karşılık bazı ilim adamları ile birlikte Ahi Evren de Anadolu'ya gelmiştir. Ahi Evren Kayseri'ye yerleşmiş ve Fütüvvet Teşkilâtından esinlenerek ilk Ahi Teşkilâtını burada kurmuştur. Keyhüsrev tarafından desteklenen teşkilâtın lideri olan Debbağ Ahi Evren Kayseri'de pek çok sanatın icra edildiği sanayi sitesinde hizmet vermiştir.

1227 ile 1228 yılları arasında muhtemelen Sultan I. Alaeddin Keykubad'ın arzusuyla Konya'ya yerleşen Ahi Evren, burada da sanatını icra etmiştir. Fakat Ahilerin en büyük hamisi olan Sultan I. Alaeddin Keykubad, II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in tertiplediği bir suikast sonucu öldürülünce, pek çok Ahi ve Türkmen cezalandırılmış, Ahi Evren de hapsedilmiştir. II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in ölümünden sonra 1245 yılında serbest bırakılan Ahi Evren, Denizli'ye geçmiştir. 1247'de, Mevlana'nın oğlu Alaeddin Çelebi'nin Mevlana'nın hocası Şems-i Tebrizi'nin öldürülmesinde parmağı olduğu iddiası yayılmıştır. Ayrıca Ahi Evren ile Alaeddin Çelebi'nin bu süreçte birlikte olduğu ve Mevlana ve hocası Şems-i Tebrizi ile Ahi Evren arasında çekişme olduğu bilinmektedir. Bu olaydan sonra da Kırşehir'e gidip yerleşir ve hayatının sonuna kadar (15 yıl [4])burada kalır.

Ölümü
Ömrünün sonlarına doğru Anadolu Selçuklu Devletindeki taht mücadelelerine karışır ve II. İzzeddin Keykavus tarafını tutar. Mevlana ve çevresi ile siyasi ihtilafa düşer. Bu ihtilafta da Mevlana'nın oğlu Alaeddin Çelebi Ahi Evren'in yanındadır. Mevlana'nın diğer oğlu Sultan Veled'in, Ahi Evren'in ölümü üzerine yazdığı rubaide geçen ay tutulmasına dayanarak 12 Nisan 1261'deki meydana gelen parçalı ay tutulması aynı zamanda Ahi Evren'in ölüm günüdür. (İÜ Fen Fakültesi Astronomi Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Tarık Gökmen'e göre

Diğer bilgiler
Ahi Evren, 1205 yılında Kermani nin kızı Fatma Bacı ile evlendi. Ahiliğe kadınlar giremediği için Fatma Bacı da Bacıyan-ı Rum (Anadolu Kadınları) teşkilatını kurmuş ve Kadın Ana olarak tanınmıştı. Ahi Evran’ın şeyhliği altında 13. yüzyılda Ankara ve Kırşehir’de toplanan Ahiler, kısa sürede Selçuklu şehirlerine yayılmışlardı. Osmanlı devletinin kuruluşunda etkili olmuşlardır.

Velâyetnâme adlı eserinde Hacı Bektaş-ı Velî'nin sık sık Kırşehir'i ve Ahi Evran'ı ziyareti, onunla sohbetlerini anlatır. 13. yüzyıl'da Anadolu'dan geçen ünlü seyyah İbn-i Batuta da Burdur, Gölhisar, Ladik, Milas, Gerçin, Konya, Niğde, Aksaray, Kayseri, Sivas, Gümüş, Erzincan, Erzurum, Birgi, Tire, Manisa, Balıkesir, Bursa, Görele, Geyve, Yenice, Mudurnu, Bolu, Kastamonu, Sinop gibi Anadolu şehirlerindeki ahi zaviyelerinden bahsetmekte ve buralarda misafir olduğunu zikretmektedir.

Kırşehir'de adını taşıyan Ahi Evran Üniversitesi, 2006 yılında kurulmuştur.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.