Melâli* anlamayan nesle aşina değiliz.


Fatih Ardıçlı

Fatih Ardıçlı

07 Kasım 2015, 00:14

        Bir incelik gösterin, incinmesin yüreğim.”
Cahit Zarifoğlu

Ahmet Haşim’ in “ O Belde”  şiirinden bir mısra;  “Melâli anlamayan nesle aşina değiliz.”  Haşim; Melâli anlamayan nesle aşina değilken, biz bırakın melâl anlamayı çoğu zaman kelimelerimizi anlamayan ve konuştuklarını anlamadığımız bir nesil ile karşı karşıyayız.  Tıpkı birçoğunun melâl kelimesinin anlamını dahi bilmemesi gibi. Genç arkadaşlarımızı ve Türkçelerini başka bir yazıya bırakıp yine gençlerimizle alakalı farklı bir konu hakkında biraz vaktinizi almak istiyorum aslında.
Böyle nesil falan yazdığımda kendimi yaşlanmış hissediyorum. Fakat bunları yazmazsam da içimde kalacağını çok iyi biliyorum. Merhum Cemil Meriç; “Bataklıktan göklere süzülen bir tarla kuşu gibi, kasıklarıyla düşünen ve göbekten aşağısıyla yaşayan bu azgın hergele sürüsünden uzaklaşmaya bak. Yoksa gübresin, leş gibi gübre...” demiş. Bugün bu azgın hergele sürüleri etrafımızı sarmış durumda. Bu sürüyü maalesef bizim toplumumuz yetiştirdi. “Ben yaşamadım, kızım yaşasın” diyen anneler ve “erkek adam bir şey olmaz, yaşasın” diyen babalardan yetişen neslin durumu ortada. Güzelleşme(!) çabası ile içi doldurulmuş kukla gibi gezen, daha yakışıklı ve zengin koca arayan kızlar ile taş bebek(!) arayan erkekler tarafından ablukaya alınmış durumdayız. Yüreklerini ve beyinlerini geliştirme çabasında olan arkadaşlarımı tenzih ederim.
Kadın vücudunu teşhir ederek, toplumun ahlakını ve iffetini bozan reklam piyasasının bizi getirdiği durumu görmek için televizyonlarımızı açmamız yeterli olacaktır. Bu teşhircilere, sadece kadın hakları savunucularının değil topyekûn insanlık olarak karşı durmak zorundayız. Kadın vücudunun meta haline getirilmesine sessiz kaldıkça daha çok canımız yanacaktır. Yiten günlerde kaybettiğimiz onca kızlarımızı hatırlamak anlatmak istediğimi anlamanıza yardımcı olacaktır. Tek suçlunun teşhircilerin olduğunu savunmuyorum.
İmtihan dünyasının sacayağı olan; para, makam ve şehvetten uzak durma gayretini kendine dert edinen bir nesil yetiştirmek hepimizin boynunun borcudur. Okuyan, sorgulayan, araştıran bir nesil yetiştirmek zorundayız. Örfünü, töresini, ananesini, kültürünü bilen kendine yabancılaşmamış bir nesle ihtiyacımız had safhada. 
Sahip olduğumuz cinsiyetler kendi irademiz dışında gelişen olaylar silsilesi ile gerçekleşiyor. İlahî kudret tarafından belirlenen cinsiyetin de bir imtihan olduğunu unutmamamız gerekiyor. Dişiliği ile değil de kişiliği ile hareket eden bayan arkadaşlara, erkek olmanın istediği her şeyi yapabilme hakkını kişiye vermediğinin farkına varmış insanların sayısının artmasına çok ihtiyacımız var. Gönlü güzelleştirmenin yüzü güzelleştirmekten daha önemli olduğunu, cinsiyetin değil beyin gelişiminin daha yürekli daha delikanlıca bir iş olduğunu idrak etmiş insanların yetişmesine çok ihtiyacımız var. Bu insanların yetişmesinde de görev öncelikli olarak ailelere ve öğretmenlere düşüyor. 
*Melâl; Can sıkıntısı,usanç,üzüntü, hüzün, dert (Tdk)
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
m.bozkurt - 9 yıl önce
sana,da bu yakışır hasım