Memurun çay kaçakçılığı hikayesi: Kanun ve yargı ne diyor?

Dekor kamyonunda ülkeye alkol ve çay sokmaya tenezzül eden memurun hikayesi. Ahmet Ünlü'nün yazısı...

Memurun çay kaçakçılığı hikayesi: Kanun ve yargı ne diyor?
Kamusaati
Kamusaati
23 Aralık 2020 Çarşamba 12:26

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun disiplin cezalarını düzenleyen 125’inci maddesinde yer alan cezaların verilmesindeki ince ayrıntıların gözden kaçırılması bazen cezayı iptal ettirmektedir. Bu yazımızda ülkeye kaçak yollardan alkol ve çay sokmaya çalışan memurun hikayesini disiplin hukuku, yargı kararları ve Devlet Personel Başkanlığı (mülga) görüşleri doğrultusunda açıklamaya çalışacağız.

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasında kritik ayrıntı

Danıştay 12. Daire Başkanlığı’nın 2016/6549 E. ve 2019/10227 K. nolu kararında kamu kurum ve kuruluşlarının disiplin cezası verme usulünde nasıl bir yöntem izlemeleri gerektiği açıklanmıştır.

Bu kararda; ... Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü’nde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi sayman olarak görev yapan davacının, 31/08/2013 - 03/09/2013 tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sergilenen “...” adlı oyunun dönüşünde, dekor kamyonu içerisinde ülkeye onaltı şişe alkol ve dört paket çay sokmaya çalışarak devlet memurunun itibarını zedeleyecek nitelikte yüz kızartıcı bir eylemde bulunduğundan bahisle hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda eylemi sabit görülmüş ve 657 sayılı Kanun’un 125/E-(g) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması yönünde teklifte bulunulmuş, anılan teklifin, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun 02/07/2014 tarihli ve 8 sayılı kararıyla, davacının geçmiş hizmetlerinin olumlu olduğu, bu nedenle bir derece hafif ceza ile cezalandırılmasının uygun olacağından bahisle reddedilmesi üzerine de Bakan tarafından davacıya, bir derece hafif ceza olan (bir yıl süreyle) kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmiştir.

Danıştay, verilen cezayı hangi yönlerden irdelemiştir?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-(g) maddesinde; “memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili, devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmış, aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise, geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memurlar için, verilecek cezalarda bir derece hafif olanın uygulanabileceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan kanunun 126. maddesinde; uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler, il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verileceği, devlet memurluğundan çıkarma cezasının ise amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verileceği, disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisi olmadığı, cezayı kabul veya reddedeceği, ret halinde atamaya yetkili amirlerin 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbest oldukları hükme bağlanmıştır.

Yukarıdaki metinde yer verilen düzenlemelerle uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarmaya ilişkin disiplin cezası tekliflerinin hangi makam ve kurullar tarafından karara bağlanacağı belirlenmiştir. Bu kapsamda disiplin ve yüksek disiplin kurullarının ayrı bir ceza tayinine yetkisi olmadığı açık olmakla birlikte, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren bir eylem nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda, soruşturmacı tarafından önerilen cezayı değerlendirecek olan yüksek disiplin kurulunun, eylemi sabit görmesi fakat geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olanlar ve ödül veya başarı belgesi alanlar için bir derece hafif ceza uygulanması yönünde kanaate varması halinde; yüksek disiplin kurullarının bu yetkilerini kendilerinin kullanacağı kuşkusuzdur.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen bir derece hafif ceza uygulamasının ayrı bir disiplin cezası niteliği taşımadığı, bu nedenle bir derece hafif cezayı, asıl cezayı vermeye yetkili olan disiplin amiri, disiplin kurulu ya da yüksek disiplin kurulunun vermesi gerektiği hususu dairemizin yerleşmiş bir içtihatıdır. Bu doğrultuda devlet memurluğundan çıkarma cezası için getirilen teklifin yüksek disiplin kurulunca bir derece hafif ceza uygulanması amacıyla reddedilmesi üzerine söz konusu alt cezanın da anılan yüksek disiplin kurulu tarafından verilmesi gerekmekteyse de, yüksek disiplin kurullarının, ilgililerin bir derece hafif ceza ile cezalandırılması konusundaki iradelerini açık ve net bir şekilde (cezanın türü, uygulanma süresi, cezanın oranı) ortaya koyması veya bir derece hafif ceza uygulanması yolundaki iradelerini tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya koymuş olmakla birlikte verilecek alt cezanın süresi ve oranının belirtilmemiş olması durumunda en düşük cezanın, disiplin amirince verilmesinde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Olayda, yüksek disiplin kurulunca, bir derece hafif ceza uygulanması gerektiği hususundaki iradenin açıkça ortaya konulduğu ancak uygulanacak alt ceza oranının takdir edilmediği, böyle bir durumda, uygulanacak alt ceza oranının yüksek disiplin kurulu kararını tamamlayıcı nitelikte işlem tesis eden disiplin amirince en alt sınırdan belirlenerek davacıya bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu itibarla, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, Bakanın, bir derece hafif ceza olan kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını vermeye yetkili olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Konuya Devlet Personel Başkanlığı (mülga) nasıl yaklaşmaktadır?

Yukarıda yer verilen disiplin cezası verilmesine ilişkin Danıştay kararına Devlet Personel Başkanlığı (mülga) farklı yaklaşmaktadır.

Bizim de iştirak ettiğimiz 05/07/2011 tarihli ve 13486 sayılı görüşte özetle şu ifadelere yer verilmiştir;

1- Hakkında devlet memurluğundan çıkarma cezası önerisiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası önerisiyle Merkez Disiplin Kurulu’na sevkedilen bir personelin 657 sayılı Kanun’un 125/3 maddesi gereği bir alt cezayla cezalandırılması gerekçesiyle bu önerilerin reddedilmesi üzerine yetkili makam ve kurullarca bir alt cezayla tecziye edilmesi halinde yeni almış olduğu cezaların yeni bir idari işlem mahiyetinde görülmesi gerektiğinden hareketle ilgili personelce yetkili kurullar nezdinde itiraza konu edilebilecektir.

2- Yüksek Disiplin Kurulu’nun bir personel hakkındaki devlet memurluğundan çıkarılma cezasını uygun görmemesi halinde 126/3 maddesi gereği atamaya yetkili amir tarafından bu kez kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının önerilmesi ve yetkili disiplin kurulunca da bu cezanın uygun bulunması durumunda da ilgili personelin bu cezaya itiraz hakkı bulunacaktır.

3- İlgili kurullarca bir personel hakkında önerilen cezanın reddedilmesi halinde atamaya yetkili amir tarafından mezkur kanunun 126/3 maddesi gereği verilecek yeni cezaya ilgili personelin itiraz hakkı bulunduğu, kurumunuz Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlükleri’nde görevli personel hakkında önerilen kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının İl Disiplin Kurulu’nca reddedilmesi üzerine atamaya yetkili amirce verilecek yeni cezaya itirazın İl Disiplin Kurulu’na yapılması gerekmektedir.

Görüleceği üzere, Yüksek Disiplin Kurulu’nca devlet memurluğundan çıkarma cezasına bir alt ceza olan kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi gerektiği gerekçesiyle gerek görülmemesi halinde disiplin amirlerinin disiplin kurulunun kararı üzerine bu cezayı vermesi gerekmektedir. Olayımızda ise Yüksek Disiplin Kurulu’nun cezayı bir alt ceza verilmesi gerekçesiyle reddetmesi üzerine disiplin amiri doğrudan kademe ilerlemesinin durdurulması cezası vermiştir. Olayın özüne ise hiç girmek istemiyoruz. Çünkü tek kelimeyle rezalet ve böyle bir kişinin devlet memurluğunda tutulmasının hiçbir gerekçesi olamaz.

kaynak; Ahmet Ünlü


Kaynak: Kamu Saati Özel
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.