Son yıllarda ortaokul ve liselerde okullar kapanmadan birkaç hafta önce öğrencilerin artık okula hiç gelmediklerine tanık oluyoruz. Genellikle Haziran ayında öğrenciler okula gelmemeye başlıyorlar. Bu yıl gördüğüm kadarıyla Mayısın son haftasından itibaren okullar boşaldı. Okullara sadece birkaç öğrenci geldiği için ders işlenmiyor.
Öğretmenlik yaptığım dönemde karnenin dağılacağı son gün son derse kadar ders işler, günün en son dersinde öğrencilerin karnelerini dağıtırdık. Öyle okulların üç hafta erkenden boşalması gibi bir sorun yoktu. Sadece kırsal kesimde bazı öğrencilerin bağ bahçe işlerinde ailelerine yardım etmek için bin bir mahcubiyetle izin istedikleri olurdu. Dersler okulun son gününe kadar ciddiyetle devam ederdi.
Devamsızlık sorunu ilk önce lise son sınıflarda başladı. Dört yıl önce 12. Sınıfların okula devamsızlığının kangrene dönüşen bir sorun halini aldığını dile getiren bir yazı yayınlamıştım. Aradan geçen sürede bu ur diğer eğitim kademelerine de yayıldı ve şu anda ortaokullarda 5. Sınıftan itibaren devamsızlık sorunu baş gösterdi. Öğretmenler, ortaokullarda TEOG sınavı yapıldıktan sonra öğrencilerin derse ilgi göstermediklerini söylüyorlar.
Okullarımızdaki ders yılı hesaplanırken 180 iş gününden az olmaması şartı yerine getirilerek çalışma takvimi belirleniyor. Bu 36 haftalık bir sürece denk geliyor. Derslerin programları da 180 iş günündeki toplam ders saatine göre hazırlanıyor. Örneğin haftada 4 saat işlenen bir dersin yılda toplam 144 ders saati oluyor ve öğretim programı 144 saate göre hazırlanıyor. Birçok öğretmen ders programını yetiştirememekten şikâyetçiyken bir de okulların 3 hafta erken boşalması eğitim-öğretim açısından önemli bir sorun oluşturuyor.
Milli Eğitim Bakanlığının bu konuda önlem alması gerekli. Öncelikle öğrencilerin devamsızlık nedenleri araştırılmalı ve bu nedenleri ortadan kaldıracak tedbirler alınmalıdır. Yoksa bu ur ilkokul kademesine de geçecek ve ilkokulda dahil tüm kademelerde okullar 3 hafta erken boşalmaya devam edecek.
Doğan CEYLAN