Kamu Saati olarak, Anadolu İlahiyat Akademisi hakkında bilgi almak için, Kurucu Müdür ve İlahiyatçı Tuncer Namlı ile görüştük.
''Aydınlık zihin, arınmış vicdan ve ilkesel davranış için özgün bir din eğitimi''prensibiyle Ankara'da 2013 yılının sonunda göreve başlayan Anadolu İlahiyat Akademisi, açıldığı ilk günden günümüze örgün öğretimi aratmayan düzeyde kaliteli ve yaygın bir eğitim veriyor.
Aynı zamanda Akademi, sivil bir kurumun devletten din eğitimi için izin alınması yönüyle de Türkiye'de bir ilk olma özelliğini taşıyor.
Kamu Saati olarak, 4. yılında Anadolu İlahiyat Akademisi’nin kapısını çaldık. Bu soğuk kış mevsiminde sıcak bir şekilde karşılanmak güzeldi. Anadolu İlahiyat Akademisi hakkında bilgi almak için Kurucu Müdür ve İlahiyatçı Tuncer Namlı ile görüştük.
*Anadolu İlahiyat Akademisinin kuruluş aşaması hakkında bilgi verir misiniz?
Biliyorsunuz dinimizde insana yapılan en kalıcı yatırım ilim, beklenen verim de samimi davranış, salih ameldir. Bunun sürekli teşvik edildiğini hepimiz biliyoruz. Bizler uzun bir süredir insanımızın, özellikle gençlerimizin dinî bilgiyi doğru ve sistematik bir şekilde öğrenmeleri için bir arayış içerisindeydik. Bu süreçte çevremiz ve dostlarımız bize destek oldular, sağolsunlar. Çünkü onlar da kendi çocukları için böyle bir ihtiyac yüreklerinde hissediyorlardı.
Neticede Hac Bayram Camii etrafında yapılan restorasyon çalışmaları çerçevesinde Ankara Büyük Şehir Belediyesinin arsa tahsisiyle bu arzumuz gerçek oldu. Arkadaşlarımızın fedakâr gayretiyle kursiyerlerimiz tarihi bir mekânın atmosferinde
eğitim alma imkânına kavuştular.
*Biraz açabilir misiniz? Hangi ihtiyaçlar görerek böyle bir proje için yola çıktınız?
Aslında biz dindar bir toplumuz ama dindar kimliğimizi bilgi anlamında desteklemeden, duygusal boyutta yaşyoruz çoğunlukla. Bizim kuşaktan olanlar kısmen imam hatip liselerinde, bazıları da İlahiyat Fakültelerinde okuyarak ya da dönemlerinde var olan bazı kurumlardan istifade ederek kimliklerini, kişiliklerini geliştirdiler. Ama herkesin buralarda eğitim alması mümkün değildi. Kendi çocuklarımızı daha iyi imkânlarla belki özel okullarda okudular, iyi üniversiteleri kazandılar, iyi birer doktor, avukat, mühendis, öğretmen vs. oldular. Ama özellikle 28 Şubat döneminin dindar insanları savurmas sürecinde kırılmalar yaşadılar, kat sayı endişesi ile imam hatip liselerine gitmeyi tercih etmediler. Dolayısıyla sıradan bir dinî kitabı hakkıyla anlamaktan en basit bir dini konuyu
araştırmaktan uzak kaldılar. Belki de biz onlara kendi çağlarının, kendi ihtiyaçlarının gerektirdiği bir
din eğitimi imkanını üretemedik. Ayrıca reel olarak herkesin İmam hatibe veya ilahiyata gitmesi de beklenemez. İşte bütün bunları konuşup tartışırken böyle bir kuruma ihtiyaç olduğunu fark ettik.
Hayırsever dostlarımız bu çalışmaya ilgi gösterdiler ve binamızı eğitime hazır hale getirdiler. Hiçbir karşılık beklemeden ve herkese hizmet sunması için.
Önceliğimiz din eğitimi almamış kardeşlerimiz olsa da son yıllarda Açık Öğretim Fakültelerine yönelik ilgide bir artış var. Özellikle İlahiyat programlarına önceleri sadece imam hatip lisesi mezunlar alınırken şimdi diğer lise mezunlarının da alınması bir ihtiyac ortaya çıkardı. Sadece lise mezunlar değil, ikinci üniversite okumak için de açık öğretime yönelenler var. Bu tebrik edilecek bir durum. Fakat bu arkadaşların kurs alacağı bir eğitim kurumu da yoktu. Özellikle Arapça ve Kuran-ı Kerim derslerini öğrenci tek başına halledemiyor. Dahası diğer dersler için de yüz yüze eğitimin önemi ortada.
*Akademinin oluşumuna yol açan birikim nedir? Sizi buralara taşıyan arka planda hangi emekler var?
Tabi geçmişte oluşmuş bir tecrübe, birikim var şüphesiz. Yıllarca dini yayıncılık konusunda emek vermiş, ilahî vahiy, nebevi sünnet, kollektif akıl ve milli duygu çizgisinde ilkeli bir duruş sergilemiş bir yayınevi var. Daha çok Ankara merkezli, kısmen diğer illerde de Kur’an Sempozyumları düzenleyen bir ekip ve 2006 yılından beri akademik dergi çıkaran bir birikim diyebiliriz. Bütün bunlara tüm İlahiyat Fakülteleri ve İslamî Eğitim veren kurumlarla yakın iş birliği çerçevesinde ortaya çıkan ilahiyatçı kadrolarla iletişimi de ekleyebiliriz.
*Kurs statüsünde misiniz yoksa akademik bir program mısınız?Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Her ikisi de diyebiliriz aslında. Programın ana esası MEB Özel Öğretim Kurumları çerçevesinde, Özel Kurslar statüsünde ve sertifikalı bir program. Ancak faaliyet sahamızı bütünüyle kurs olarak nitelemek buradaki çalışmaları basite indirgemek olur.
Adını doğru koyalım, bu bir ön lisans programıdır. Akademik bir program, Ön Lisans ve L TAM öğrencileri gelip bu kurslardan faydalanabiliyorlar. Bunun dışında herhangi bir diploma beklentisi olmaksızın, sırf bilgi öğrenme amacıyla da kardeşlerimiz gelip eğitim alabiliyor. Biz de bunu sertifikayla belgeleyebiliyoruz. Derslerimizi alanında uzman
akademisyenler veriyor.
*Ben de tam akademik kadronuzu soracaktım. İlaveten nasıl bir müfredat oluşturdunuz ve kimlerden destek aldınız?
Hocalarımız Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslamî İlimler Fakültesi, Gazi Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Dini ilimler Fakültesi, Diyanet İşleri Başkanlığında ve Din İşleri Yüksek Kurulunda görev yapan alanında uzman kişiler. Müfredatımız ön lisans düzeyinde akademik bir program olduğu için Milli Eğitim Bakanlığı, başvuru için öğrencilerimize en az lise mezunu olması şartını koştu. Ama biz kendini yetiştirmiş ya da açık liseye devam eden kardeşlerimizi de kabul edebiliyoruz.
*Arapça Dersi veren pek çok yer var. Kursiyerler Arapça için niçin sizi seçmeliler diye sorsam ne dersiniz?
Şunu peşinen söyleyeyim: Biz bir dil merkezi değiliz, kursiyerlerimize diğer Temel İslam Bilimleri alanında da kaliteli bir program sunuyoruz.
Tabii ki İlahiyat programı denilince önce Arapçayı bilmek geliyor akla. Kuran’ı anlamak için terminolojiyi bilmek gerekir. Şimdi Temel İslam Bilimleri, Tefsir, Hadis, Kelam için Arapça bilmek önemli. Hocalarımız alanında uzman, tecrübeli hocalar. Sınıflarımızda öğrenci sayımız kalabalık değil. Hem Meslekî Arapça hem de konuşmaya yönelik gruplarımız var, hafta içi ve hafta sonu seçenekleri var. Yani örgün eğitim formatında yaygın din eğitimi alabilecekleri tek ve özgün bir kurumuz diyebilirim.
Akademik bir bakış açısıyla yüz yüze eğitim alabilecekleri bir imkan sunuyoruz kursiyerlerimize, YDS Arapçası dâhil her düzeyde Arapça kurslarımız devam etmektedir. İlahiyat Öğrencilerine yönelik Muafiyet Arapçası destek kurslarımız bulunmaktadır.
*Akademiye devam eden öğrencilerin buradan ayrılırken kazanımları ne olacak? Bir de maddi boyutu nedir?
Her şeyden önce İlahiyat eğitimindeki temel dersleri almış olacaklar. Uzman hocalar eşliğinde, kalabalık olmayan sınıflarda eğitim alma fırsatını yakalamış olacaklar. Zaman konusunda esnek bir program uyguluyoruz.
Ücret konusuna gelince biz bir vakıf mantığıyla çalışıyoruz diyebilirim. Öğrencilerden talep ettiğimiz ücretten kâr marjı almıyoruz, aldığımız miktarla sadece hocalarımızın ücretlerini ödüyoruz. Ayrıca ödeme sürelerinde kolaylıklar sağlıyoruz. Diplomayı devlet verdiği için biz sadece sertifika veriyoruz.
*İsminizde 'Anadolu' kelimesinin yer almasının özel bir sebebi var mı?
Ülkemiz insanını kucaklayan bir isim olsun istedik. Bir de bu projenin devamının geleceğini ve ülke sathına yayılacağını umarak böyle düşündük. Bizim tespit ettiğimiz ihtiyaçlar her yer için söz konusu. Biz henüz proje aşamasındayken, binamız yokken, programımız hazırlanmamışken bile Anadolu’nun pek çok köşesinden, büyük vilayetlerden şube açmak için teklifler geldi. Önce Ankara’da merkezde programımızı bir oturtalım, deneyelim istedik. Daha sonra bu tecrübeyi diğer yerlere taşımamız kolay olur, diye düşündük.
*Akademinin çatısı altında yapmayı düşündüğünüz başka çalışmalar var mı?
Elbette, henüz çok yeni bir kurum olmamıza rağmen güzel adımlar atıyoruz Allah’ın izniyle. Yapmakta olduğumuz ve yapmayı hedeflediğimiz programlar var. Yeni işbirliklerini ve katkıları önemsiyoruz.
Bahar dönemi kayıtlarımız devam ediyor. 2016-17 eğitim öğretim dönemindeki faaliyetlerden bazılarını sıralayabiliriz:
14 Ekim 2016 başlayıp 13 Ocak 2017 ye kadar devam edecek olan İslam Düşünce Seminerlerimiz Her Cuma saat 17/19 arasındadır.
24 Şubat 2017 – 13 Mayıs 2017 arasında yine Her Cuma 17/19 arası “Çığır açan İslam Düşünürlerinin Biyografileri” devam edecektir.
Cumartesi konferanslarımız devam etmektedir. 1 Ekim 2016 da Prof. Dr Saim Yeprem 12 Kasımda Prof. Dr Mehmet Okuyan Prof. Dr Ahmet Akbulut’u 26 Kasımda, 7 Ocak 2017 Süleyman Arslantaşı konuk ettik. 25 Şubat 2017 de Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma hocamızı, 15 Nisan 2017 de Hitit İlahiyattan Prof. Dr Mehmet Evkuran ve son olarak 13 Mayıs 2017 de Prof. Dr Şaban Ali Düzgün hocayı konuk edeceğiz.
Her Salı günü “Kronolojik Kur’an Okumaları”, her Çarşamba “İnsan ve Aile ekseninde Eğitim okumalarımız” devam etmektedir. 1 Mart 2017 itibaren Çarşamba günleri Psikoloji okumalarımız başlayacaktır.
Toplumdaki gereksiz bazı tartışmalara son verecek olan “Kronolojik Kuran Siyer Bağlamında Hadislerin Tarihlendirilmesi” projesinin ilk çalıştayını 16-17 Aralıkta 2016 tarihlerinde Prof. Dr Ahmet Keleş hocanın koordinesinde gerçekleştirdik. Yine Eski Diyanet işleri başkanımız Prof. Dr Ali Bardakoğlu Hoca koordinesinde “İslam Ahlakını ve Hukukunu Yeniden Düşünmek” çalıştayını ise 10-11 Mart 2017 tarihlerinde düzenleyeceğiz. Bunun da ileride bir başka proje olarak çalışılmasını umuyoruz nasip olursa.
*Akademinin bundan sonra yapmayı düşündüğü faaliyetler ve hedefleri neler olacaktır?
Sanırım en zor soruya geldik. Her şeyden önce başladığımız projeleri başarıyla hedefine ulaştırmak istiyoruz. Geleceğin akademisyenlerini yetiştirmek için kolları sıvamış durumdayız. Ve önümüzdeki beş yıl bunun zorlu sınavıyla geçecek. Hem kendi kurumumuza hem de resmî kurumlara akademisyen yetiştirme konusunda ne kadar katkıda bulunabiliriz, bunu zaman gösterecek. İlahiyat alanında başlattığımız bu projeyi giderek sosyal bilimler alanına da yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Üç yıl oldu başlayalı ve yolun başında sayılırız, üstelik işimiz çok zor.
En önemlisi de İlahiyat veya imam hatip lisesi eğitiminden geçmemiş, dolayısıyla sistemli bir din eğitimi almamış kocaman bir Müslüman kitle var bu ülkede. Halkımızın daha bilgili, daha bilinçli bir düzeye gelmesi için verdiğimiz mücadele ne kadar başarılı olacak zamanla görebiliriz inşallah. Bunun farkında olarak bütün kardeşlerimizden katkı ve dua bekliyoruz. Buna ihtiyacımız var. Bu vesileyle KAMUSAATİ emektarlarına minnet ve şükranlarımızı sunuyor, onlara ve onlar gibi fedakârca görev yapan bütün fikir işçilerine sabır ve başarılar diliyoruz.
*Tuncer bey çok teşekkür ediyoruz, verdiğiniz bilgilerden dolayı. Umarız bu tür kurumlar yaygınlaşır, sayıları artar. Allah emeklerinizi boşa çıkarmasın, dünya ve ahirette mükâfatını versin.
Biz teşekkür ederiz efendim, bu fırsatı tanıdığınız için. Şeref verdiniz.
Anadolu İlahiyat Akademisi
İletişim Bilgileri:
Hacı Bayram Mh. Boyacılar Sk. No: 14/2 Ulus / Ankara
Tel: 0312 311 88 00
Kamusaati’nden Tahsin ÖZDEMİR Tuncer NAMLI ile
Ulus Hacıbayram Anadolu İlahiyat Akademisi
Tahsin ÖZDEMİR ve Tuncer NAMLI (Anadolu İlahiyat Akademisi Kurucusu)
Cumartesi Konferanslarından
Okuma Programlarından
Ney Kursundan
Salı günleri herkese açık Tuncer Namlı ile kronolojik tefsir dersleri
Anadolu İlahiyat Akademisinde İslam’da Nifak Hareketleri Paneli
Anadolu İlahiyat Akademisinden Seminerler