Beslenme diyet uzmanlarının dillerine pelesenk ettiği bir söz var:
Ne yiyorsanız siz o’sunuz. Bu söz insan bedeninin, psikolojik yapısının beslendiği kaynaklarla şekillendiğini anlatıyor.
Tasavvuf ehli uzun süre hayvani gıdalardan uzak durulduğunda insanın gözündeki birkaç perdenin kalkacağını söyler.
Keza Batı kültüründe kıskançlığın az olmasının bir sebebi de- affedersiniz- domuz tüketimidir. Bilindiği gibi domuz eşini kıskanmamakla tanınan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda da kıskançlık hissinin zayıfladığı veya dumura uğradığı gözlenmiştir.
Biyolojik olarak geçerli olan ‘ne yersek onu kusarız’ ifadesi de aynı şeyi anlatır.
Bu gerçekler biyoloji ilmi dışında sosyoloji ilmi içinde geçerlidir. Eskiler buna ‘isin yanına giden is, misin yanına giden mis kokar’ demişlerdir.
Paralel yapı mensupları da ülkelerine karşı giriştikleri ve bu hareketlerinde destek aldıkları Yahudilerden çok etkilenmişlerdir.
Yahudilerin bir kısım özellikleri çok somut bir şekilde paralel yapı mensuplarında bulunmaktadır.
Haşa kendilerine Müslüman diyenleri Yahudilikle suçlamıyoruz.Böyle bir şey aklımızdan geçmez. İslam’da beyan esastır. Kendisini Müslüman olarak ifade eden mutlaka müslümandır.
Bu yazının amacı paralel yapının kafakol ilişkilerine girdiği Yahudilerden etkilenip onların bir kısım özelliklerini üzerlerinde barındırmalarıdır.
Şimdi gelelim bunların ortak özelliklerine :
1) Paralelciler yalnızca kendilerinin doğru yolda olduklarını düşünüp başkalarını istihfafla karşılarlar. Onlara göre kendileri sahabe nesli(altın nesil), diğerleri ise yanlış yoldadırlar.
De ki: “Ey Yahudi olanlar, eğer siz, (bütün) insanlardan ayrı olarak yalnızca sizlerin gerçekten Allah’ın velileri (dost ve sevgili kulları) olduğunuzu öne sürüyorsanız, şu halde ölümü temenni edin; eğer doğru sözlü iseniz (bunu çekinmeden yapın).” (Cum’a Suresi, 6)
Görüldüğü gibi Yahudiler de Rabbimin buyurduğu gibi yalnızca kendilerinin Allah’ın sevgili kulları olduklarını düşünüyorlar. Paralel yapının sıkıntı yaşadığında hiçbir İslami cemaatten destek bulamamasının alt yapısında eski dönemlerindeki bu üst bakış açısı vardır. Onlara göre yalnızca kendileri kurtuluştadır.
2) Paralelciler şu an yaşadıkları sıkıntının geçici olduğunu zannediyorlar. Paralelci kalemler taraftarlarını bir arada tutabilmek için sürekli tarih vererek Erdoğan şu zaman düşecek, ölecek; Ak Parti şu seçimde yıkılacak gibi hezeyanlarda bulunuyorlar.
Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah’ın Kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da, onlardan bir bölümü yüz çeviriyor. Onlar, işte böyle arka dönenlerdir. Bu, onların: “Ateş bize sayılı günler dışında kesinlikle dokunmayacak” demelerindendir. Onların bu iftiraları, dinleri konusunda kendilerini yanılgıya düşürmüştür. (Al-i İmran Suresi, 23-24)
3) Paralel yapı içinde iyi niyetli, saf insanların olduğunu biliyoruz. Ancak onlar da üst kademedeki yanlışlıklara bir tepki vermiyorlar. Büyüklerimizin bir bildiği vardır şeklinde düşünerek yanlışlıklara göz yumuyorlar.
Yapmakta oldukları münker (çirkin) işlerden birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötü idi! (Maide Suresi, 79)
4) Paralel yapı, bütün iyi niyet ve hoşgörüsünü Müslüman olmayanlara yönlendirdi. Dinler arası diyalog bahanesiyle gayrimüslimlere gösterdiği hoşgörünün yüzde birini diğer İslami gruplara gösteremedi.
Onlardan çoğunun inkâra sapanlarla dostluklar kurduklarını görürsün. Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne kötüdür. Allah onlara gazaplandı ve onlar azapta ebedi kalacaklardır. Eğer Allah’a, peygambere ve ona indirilene iman etselerdi, onları dostlar edinmezlerdi. Fakat onlardan çoğu fasık olanlardır. (Maide Suresi, 80-81)
5) Paralel yapı mensuplarından bazıları kendilerinden olmayanların haklarını yerler. KPSS ve polislik sınavlarındaki usulsüzlükler buna en iyi örnektir.
Ey iman edenler, gerçek şu ki, (yahudi) bilginlerinden ve (hristiyan) rahiplerinden çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah’ın yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acı bir azabı müjdele. (Tevbe Suresi, 34)
6) Paralel yapının devlet kademesindeki bazı kişiler casusluk yapıp kendi idarecilerini haksız ve hukuksuzca dinlerler. Yani casusluk yaparlar.
Ey Peygamber, kalpleri inanmadığı halde ağızlarıyla “İnandık” diyenlerle Yahudiler’den küfür içinde çaba harcayanlar seni üzmesin. Onlar, yalana kulak tutanlar, sana gelmeyen diğer topluluk adına kulak tutanlar (haber toplayanlar)dır. (Maide Suresi, 41)
7) Paralel yapı mensuplarının bazıları önderlerine neredeyse hatasızlık atfediyorlar. Haşa onu hatadan münezzeh kabul edip ‘hocanın bir bildiği vardır’ diyorlar.
Onlar, Allah’ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih’i de.. Oysa onlar, tek olan bir ilah’a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O’ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir. (Tevbe Suresi, 31)
Şüphesiz bu maddeler daha da uzatılabilir. Ancak şu bir gerçek ki paralel yapı en büyük darbeyi kendisine inanan samimi Müslümanlara vurmuştur. Allah’tan onlar için aydınlanma ve idrak diliyoruz.
- - - -