Reflü nedir? Reflünün belirtileri nelerdir? Reflünün tedavisi var mı? Reflü nasıl tedavi edilir? Reflü ameliyatı nasıl yapılır? Reflü hakkında merak edilenler sayfamızda...
Reflü kelime anlamı olarak normal akış veya gidiş yönünün tersi istikamete dönmesi demektir. Örneğin idrarın mesaneden idrar yollarına geri kaçması, safra ve onikiparmak sıvılarının ters yöne dönerek mideye kaçması yada yenilenlerin ve mide suyunun geriye yani yemek borusuna kaçması gibi. Ancak toplumda reflü denildiğinde yenilen gıdaların ve mide sıvısının yukarıya yani yemek borusuna kaçması ve bunun sonucunda ortaya çıkan yakınmaların ve patolojilerin oluşturduğu bir tablo anlaşılmaktadır.
REFLÜ YAŞAM KALİTESİNİ BOZAR
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu, semptomlar yumağının oluşturduğu bir hastalık olan reflü ya da daha doğru bir tanımla gastroözofageal reflü hastalığı selim bir hastalık olmasına rağmen yaşam konforu ve kalitesini bozan ve zaman içinde komplikasyonlara yol açabilen dolayısıyla tedavisi gereken önemli bir hastalık olduğunu belirterek, reflü hakkında merak edilenleri anlattı.
İleri formlarında Barrett özofagusu ve bunların yüzde 5 kadarında da yemek borusu alt ucu kanseri ortaya çıkabilmektedir.
Reflü hastalığı olanlar incelendiğinde bunları yaklaşık yüzde 50 kadarında mide fıtığı birlikte bulunmaktadır. Yaşın ilerlemesiyle görülme sıklığı artmaktadır. Çoğunlukla erkeklerde görülür (yüzde 70), görülme sıklığı 50-70 yaş gurubunda daha fazladır. Alkol ve sigara tüketimi yakınmaları arttıran etkenlerdir. Diğer taraftan reflü yakınması olan kişiler kilo aldıklarında karın içi basınç artışı nedeniyle reflü şikayetleri de artacaktır. Reflü belirtilerini başlıca üç ana başlık altında toplayabiliriz.
REFLÜNÜN NEDEN OLDUĞU ŞİKAYETLER
İlk olarak TİPİK semptomlar dediğimiz bulgulardır. Bunlar iman tahtası arkasında yanma ve ekşime hissi, sık geğirme, yenilen gıdaların ağıza geri gelmesi ve göğüs ağrısı tarzında şikayetlerdir. Göğüs ağrısı çoğu kez kalp krizi endişesiyle hastanın acil olarak hastaneye başvurmasını gerektirecek kadar fazla olabilir.
ATİPİK semptomlar ise çoğu kez reflüyü akla getirmeyen türden ancak direkt olarak reflüyle ilgili olan semptomlardır. Mide asitinin yukarıya kadar gelmesi ve nefes borusuna kaçması nedeniyle farklı şikayetlere sebep olabilir. Farengeal yani yutak ağrısı, özellikle sabahları seste çatallanma hatta bazen ses kısıklığı, uyku apnesi, gece ortaya çıkan astım, ağız kokusu, hıçkırık, gece ortaya çıkan öksürükler, diş çürümeleri, sırt ağrıları, çarpıntı gibi geniş bir spektruma sahiptir. Alarm semptomları ise kanama, yutma güçlüğü ve ağrılı yutma gibi bulgulardır.
REFLÜSÜ OLAN KİŞİLERİN YEMEMESİ GEREKEN BESİNLER
Reflüsü olan kişiler çok yağlı yiyecekler, alkol, çiğ domates, çok salçalı yiyecekler, çikolata, fazla kahve tüketiminden kaçınmalı, soda vb. köpüren içeceklerden uzak durulmalı, öğün sayısını artırıp miktarı azaltmalı, akşam saat 20 sonrasında yiyecek tüketmemeli, yatağın baş tarafı yükseltilmeli (reflü yastığı), çok sıkı ve dar elbiseler tercih edilmemeli , iş yaparken öne doğru fazla eğilmesi gerekiyorsa eğilmek yerine mümkünse çömelerek iş yapmalıdırlar. Sol yanına dönerek yatmak reflünün daha az olmasını sağlayacaktır.
Reflü hastalığı komplikasyon oluşturmamışsa ve ileri özofajite sebep olmamışsa kilo verme, diyetetik önlemler ve ilaç tedavisiyle kontrol altına alınabilir. Ancak ilaç tedavisinin kesilmesini takiben hastalığın nüksetmesi durumunda hayat konforu da fazlaca bozuluyorsa endoskopik tedavilere başvurulabilir. Endoskopik sütür, stretta gibi yöntemler uygulanabilir. Fakat bunların da başarı oranları düşüktür.
Özellikle hasta genç ve yaşam beklenti süresi uzunsa, bazen ilaca rağmen semptomlar kontrol edilemiyorsa, uzun yıllar ilaç kullanımı ve bunun getireceği yan etki ve komplikasyonlar gündemdeyse Laparoskopik (kapalı ameliyat) cerrahi girişimle hastalık düzeltilebilir. Cerrahi başarı oranı yüzde 95 gibi üst düzey bir seviyededir. Böyle bir ameliyat sonrası hastalar bir yada iki günlük hastane yatışı sonrası taburcu edilebilirler, ortalama bir haftalık bir süre sonrasında normal işlerine dönebilmektedirler.
REFLÜ TEDAVİSİNDE AMELİYATIN YERİ
Laparoskopik antireflü ameliyatları karın duvarında yarım ve bir santimlik trokarların yerleştirilmesi ile gerçekleştirilir, karın duvarı kesilmediğinden bütünlük bozulmamış olur. Ameliyat genel anestezi altında gerçekleştirilir ve ortalama 1 saat sürer, ertesi gün hasta ağızdan sıvı gıdayla beslenmeye başlar.
Normalde 10-30 mm Hg basıncı olan yemek borusu alt ucundaki basınç reflü hastalarında 6 mm.Hg veya dahada aşağıya düşmüştür. Buradaki açılanma düzeltilerek basınç normale getirilerek geri kaçış önlenmiş olur. Yemek borusunun göğüs boşluğundan karın boşluğuna geçerken geçtiği hiatus adı verilen açıklık dikiş veya gerektiğinde ile tamir edilir. Çok farklı ameliyat teknikleri olmasına rağmen ana hedef bu iki problemi düzeltmektir.
Günümüzde altın standart ameliyattır. Gevşek olan bölgenin tamiri sonrası kişide birkaç günlük geçici yutma güçlüğü olabilir ancak iyi yapılmış bir antireflü sonrası yutamama, geğirememe ve kusamama gibi istenmeyen sorunlarla karşılaşılmaz. Yıllar içinde yaşlanmayla yemek borusu alt ucunda da gevşemeler olabilir ancak reflü hastalığı tümüyle geri dönmez yani nüks etmez.