ŞAHSİ ÇIKARCILARI DIŞLAMALIYIZ
İnsanlar arasında şahsi çıkarını, her şeyin üstünde tutan ve bunun için bir başkalarına ve hatta vatan ve milletine zarar vermeden çekinmeyen, kişilerin bulunduğu bilinen bir gerçektir. Böyle olan kişilere, karanlığın adamları denilmektedir. Karanlığın adamları; çıkarcı, menfaatçi takımı, yokluk, ümitsizlik, küfür, kuşku, kuruntu, sapıklık, cahillik, eksik bilgi, fasıklık, heveslere uyma, terbiyesizlik, nankörlük, ahlaksızlık, haddini bilmezlik, ve benzeri hallerde bulunanlardır. Netice itibarıyla zulmeden kişi demektir.
Genel anlatımıyla bu gibi kişiler, insanlara zulmetmeyi inanç haline getirmiş zalim olan kişilerdir. Eğer ki bir kişi; cahil, şirk sahibi, hak yolundan çıkmış, haksız ve manasız davranan, katı yürekli, kırıcı, bir kimsenin hakkını elinden zorla alan, haksızlık yapan, merhametsiz ve gaddar ise, o kişi zalim olan kişi demektir.
Bu gibi hareketleri yapanlar, Allah tarafından da kınan kişiler olmakla beraber, Kur’an’ da, insanların başına gelen felaket ve cezaların da, hep zalimler yüzünden geldiği bildirilmektedir. Öyleyse zalimin varlığı insanlık için en büyük tehlikeyi oluşturmaktadır. Bunlar, batıl yönün adamları olup, karınlık içerisinde bulunanlardır.
Bu nedenlerle, zalimleri dost edinenler ve onlara yardım edenlerin de, zalim olduklarına vurgu yapılmakta, dostluğun eş, dost, arkadaş bağlarına göre değil, adalet ve inanç esaslarına göre kurulması emir olunmaktadır. ( TEVBE / 23 ) Yani zalim olan bir kişiye, babası ve kardeşi olduğundan dolayı yardım etmiş olması da, zalime yardım etmek olarak görülmektedir.
O nedenle, zulme rıza göstermek, zalime karşı çıkmamak, bir zulüm olarak kabul edilmiştir. Bu sebeple de, dinde, sadece zalim olanlara şiddet gösterilmesi kural haline getirilmiştir.
Bu nedenledir ki, şahsi çıkarını ülkenin ve milletin üstünde tutan ve bu uğurda kötülük yapmaktan çekinmeyen insanları dışlayalım ve aramızdan çıkartalım. Gerekirse çıkmalarını sağlamak amacıyla, gerekli şiddeti uygulamaktan da, kaçınmayalım.