Bir varmış, bir yokmuş. Ormanın birinde kendisiyle çok övünen yavru bir arslan yaşarmış. Kraldan yakınanlara, “Tasalanmayınız! Çok geçmeden ben kral olur, adaletle hükmeder, sizi de bu sefaletten kurtarırım.” Dermiş.
Günler, haftalar, aylar, yıllar birbirini kovalamış; kral arslan bir türlü tahttan inmemiş. Homurtular iyiden iyiye yükselmiş.
Genç arslan bakmış olacak gibi değil çakalı, tilkiyi, maymunu ve bukalemunu da yanına alarak bir plan yapmış.
Böylece Kral arslanı, tahttan indirmenin yollarını aramaya koyulmuşlar.
“Ormanın tüm canlılarını büyük meydanda topladıktan sonra Kral arslanı ansızın çağıralım.” demiş tilki. “Kalabalığı bir arada ve ağız birliği etmişçesine görünce ilk darbeyi o saniye alır.” diye eklemiş.
Çakal, hemen söze karışıp, “Ne kadar av varsa en güzelini kendisi yiyor. Bize en kötü yerler kalıyor deriz.” demiş.
Bukalemun da “Komşu ormanların kralları ile anlaşarak kendisi için menfaat elde ediyor. Bizi köle gibi kullanıyor. Hakkımızı ve hukukumuzu korumuyor, diyerek ortalığı karıştırırız.” demiş.
Genç arslan şaşkın bakışlarla “İyi de kardeşlerim, bu söylediklerinizin hiçbiri doğru değil. Halkımızı bu yalanlara inandırabilecek miyiz sizce?” diye sormuş.
Tamtamına dört kralın krallığına şahitlik eden maymun, sırıtarak yaklaşmış genç arslana ve “Dert ettiğin şeye bak! Orman canlıları sadece duyduklarına inanır. Vaktiyle şu anki kralı da bu yollarla oturtmuştuk tahta.” deyivermiş.
Genç arslan biraz mahzunlaşmış. “İyi de ben gerçekten adâletle hüküm sürmek istiyorum. Benim yönetimim altındaki hiç kimse üzülmesin, aç kalmasın, haksızlığa uğramasın, iftira altında ezilmesin, gam ve keder görmesin istiyorum.”
Olup bitenleri bir çalının arkasından dinleyen bilge kaplumbağa bulunduğu yerden çıkarak, “ Genç ve güçlü bir arslansın. Tıpkı senden önceki arslanlar gibi. Sana tâbî olan bütün orman halkını adâletle yönetmek istiyorsun. Tıpkı senden öncekiler gibi. Refah, huzur ve mutluluk hâkim olsun. Diyorsun tıpkı senden öncekiler gibi. Ve tıpkı senden öncekileri hazırlayıp tahta oturtanların kollarında hazırlanıyorsun tahta oturmaya. Tıpkıbasım sana da tanıdık gelmiyor mu genç arslan? diye sormuş.
Genç arslan, bilge kaplumbağanın sözlerinden sonra çete arkadaşlarına bu işten her ne kadar vazgeçtiğini, demokratik yollarla tahta oturmak istediğini söylese de sözlerini dinletememiş.
Adil ve asil bir arslana yakışmayan hallerle oturtulduğu tahtta, gene adil ve asil bir arslana yakışmayacak kararlarla orman halkına o güne kadar hiç görülmemiş zulümler ederken genç bir arslanın kendisini tahttan indireceği günü korku ile beklemiş…