YÖK'ün çalışma başlattığı yardımcı doçentlik için bir açıklamada Eğitim-Bir-Sen Konya 2 No’lu Şube Başkanı Şenol Metin'de geldi. Şenol Metin, "Yardımcı doçent kadrosu Türkiye’de 1980 sonrası oluşan, 1982 Anayasası ve YÖK Kanunu ile oluşan bir kadro. Akademide de bir karşılığı yok." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yardımcı doçentlik talimatı sonrasında YÖK'te çalışmalar başladı. Eğitim-Bir-Sen Konya 2 No’lu Şube Başkanı Şenol Metin'de Erdoğan’ın, İslam Ülkeleri Ortak Yükseköğretim Alanı oluşurulmasına dair YÖK ve üniversite rektörleri ile yaptığı çalışmada yardımcı doçentlik üzerinden yükseköğretim sisteminin temeline müdahalede bulunduğunu, bir tartışmayı başlattığını belirterek, “Yapılacak bir düzenlemeyle doktoralı bilim insanının derse girebilmesinin yolu açılacak, doçentlik sözlü sınavlarının da kaldırılabilmesi halinde öğretim elemanlarımızın kişiliğini parçalayan, öz güvenlerini kaybetmesine yol açan bir vesayet kurumu daha son bulacak ve akademik liyakate dayalı modeli inşa için bir şansımız olacaktır” ifadesinde bulundu.
Metin, yardımcı doçentliğin akademide karşılığı olmadığını şu sözlerle açıkladı:
“Bazı ülkelerde özelikle Amerika örneğinde profesörün dışında, ‘associate professor’ var. Bizim yardımcı doçentler ve doçentler de bunun içinde. Sonuç olarak yardımcı doçent kadrosu Türkiye’de 1980 sonrası oluşan, 1982 Anayasası ve YÖK Kanunu ile oluşan bir kadro. Akademide de bir karşılığı yok.”
Eğitim Bir-Sen tarafından maddeleri açıklanan 4. Dönem Toplu Sözleşme’sinde yardımcı doçentlerin daimi kadroya alınması ile araştırma görevlilerinin görev tanımı ve iş güvencesi konularının görüşüleceğini ifade eden Metin, “Cumhurbaşkanımız bu irade beyanı ile toplu sözleşme sürecine önemli bir katkı yapmıştır” diye konuştu.
Metin, yükseköğretimde kısmi restorasyonlarla 2023 ve 2071 Türkiye vizyonunun gerçekleşemeyeceğini vurgulayarak, 2547 sayılı Kanun ve yükseköğretim sisteminde yeniden inşanın bir zorunluluk olduğunu söyledi.