Eğitim-Bir-Sen Konya 2 Nolu Şube Başkanı Şenol Metin; "28 Şubatı unutmadık, FETÖ ile yaptığınız işbirliklerini unutmadık ve içinizde büyüttüğünüz islam düşmanlığını unutmuyoruz." dedi.
16 Nisan Referandumu ile millet kararını verdi ve Yeni Türkiye hayat buldu. 24 Haziran seçimleri ile de Yeni Türkiye ete kemiğe büründü, vucud buldu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi olarak adlandırılan bu sistemin en önemli hususiyeti karar alma süreçlerindeki hızdır. İşte burada karar alıcıların LİYAKATI ile karar alıcıların alandan doğru verilerle beslenmesi özel bir önem taşımaktadır.
Siyaset kurumunun hususende Cumhurbaşkanımızın beraber çalışacağı bürokratik kadroların seçiminde tam bir serbestiyet içinde hareket etmesi asıldır. Bürokratik kadroların seçilme sürecinde elimizde iki kriter mevcut; emanet bilinci ve ehliyet…
Siyasal kadroların beraber çalışacağı bürokratik kadroları belirlerken arayacağı nitelikler için emanet-ehliyet çerçevesi fazlası ile yeterli. Her bir kriter diğerine feda edilemeyecek kadar önemlidir. Ehliyet-Emniyet fay hattında oluşabilecek gerilim, yapılacak olası hatalar, ölümcül sonuç üretme potansiyeline sahip. Olası yanlış tercihimiz ya Kifayetsiz Muhteris üretecek, ya da PR çalışması ile üretilmiş Beceri Mezatçısı Hain…
Siyasal kadroların kimlerle çalışacağı hususunu değerlendirdikten sonra asıl kimlerle çalışılmaması gerektiğine dair bir kriter çerçevesini değerlendirmek istiyorum. Tekraren ifade ediyorum ki; Siyaset kurumunun hususende Cumhurbaşkanımızın beraber çalışacağı bürokratik kadroların seçiminde tam bir serbestiyet içinde hareket etmesi asıldır. Bugünkü değerlendirme çerçevemiz kimlerle çalışılmaması gerektiğine dair…
Kim Bunlar?
28 Şubat sürecinde darbecilerle, vesayetçilerle birlikte hareket edenler, Darbecilerin emir erleri...
28 Şubat sürecinde Cumhurbaşkanımızı Pınarhisar Cezaevine gönderenler, bu kararı alkışlayanlar, artık muhtar bile olamaz manşetini atanlar ve bunun propagandasını yapanlar…
Üniversitelerde başörtülü öğrencileri turnikelere sıkıştıran, sınıftan sınavdan yalnızca başörtülü öğrenciler değil peruklu öğrencileri dahi ‘bizi aldatamazsınız!’ hakaretleri altında atanlar, Bu öğrenciler için ihraç tutanakları düzenleyenler ve düzenletenler…
Çalışma arkadaşlarını fişleyen, Darbecilere jurnalleyen ve bunu büyük bir maharetmiş gibi etrafına caka satıp jurnalcilikten güç devşirenler…
Diyanet İşleri Eski Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez; 'FETÖ, 3 darbenin mahsülüdür. 60, 80 ve 28 Subat darbeleri...’ 28 Şubat Darbecileri Müslümanları kamudan ve akademiden tasfiye ederken FETÖ’ya yol vermiş, imkan vermişti. Cumhurbaşkanımız ile birlikte yüzlerce müslümanı cezaevine gönderen, fişleyen, başörtülü öğrencileri turnikelere sıkıştırıp ihraç tutanakları düzenleyen, tutanak düzenlemeyen ve soruşturmalarda görev almak istemeyen Kamu görevlileri hakkında işlem başlatan ‘Ordu Göreve’ pankartının taşıyıcısı 28 Şubat taşeronları, mensubu olduğu vesayetin form değiştirmesi nedeni ile yeni bir vesayet odağına FETÖ Terör Örgütüne yamanmakta gecikmedi. FETÖ işbirlikçiliğinde zorlanmadı.
Bunu hafızamız ile dalga geçercesine aymazlıkta yapmaktalar. Hatırlatalım;
Siz; 28 Şubatlarda ADD, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Batı Çalışma Grubu ile birlikte idiniz!
Siz; FETÖ’nun etkin olduğu dönemde ise FETÖ Terör Örgütü mensubları ile birlikte idiniz! Üniversiteleri FETÖ’nün üssü haline getiren bir sürecin mimarı idiniz! Onlar zamanında terfi aldınız, kadro aldınız!
Siz; ‘Ben Başbakan olacam diye MHP’ye operasyon çeken Yurtta Sulh Hanımefendiyi havaalanlarında karşıladınız, yanında fotoğraf vermek için çırpındınız, bugünlerde ise Beştepe’nin yollarına düştünüz. Kendinizin ne kadar REİSÇİ olduğunu ıspat etmeye çalışıyorsunuz ama nafile…
28 Şubatı unutmadık, FETÖ ile işbirliklerinizi unutmadık, Ve içinizde büyüttüğünüz islam düşmanlığını unutmuyoruz.
‘Ordu Göreve’ pankart taşıyıcısı, 28 Şubat çetelecisi, FETÖ işbirlikçisi kadrolara Cumhurbaşkanımızın Memur-Sen Vefa Buluşmasındaki sözleri ile cevap veriyorum; 'Memur-Sen olmasaydı 28 Şubatı çok daha ağır yaşardık. Memur-Sen milli iradenin cephe hattıdır.’
Ve Biz cephe hattında, Okçular Tepesinde beklemeye devam edeceğiz.
28 Şubat sürecinde kraldan çok kralcılık yaparak okullarda, üniversitelerde ve kamu kurumlarında jurnalcilik yapanlar, başörtüsü için tutanak tutanlar/tutturanlar, soruşturmalarda aktif görev alanlar kurum kayıtları tetkik edilerek tespit edilmeli, FETÖ ile mücadele konseptine benzer bir süreçle tasfiye edilmelidir. Bunların geçmişte FETÖ ile işbirliği içinde olduklarını biliyoruz ve en azından FETÖ stratejistlerine alan açmışlardı. Bunlara idari görev asla verilmemeli, varsa üzerlerindeki idari görevleri derhal sonlandırılmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanım;
28 Subat sürecinde Sizi cezaevine gönderenlere ve bu kararı alkışlayanlara,
Başörtülü öğrencilerin öğrenim hakkını engelleyenlere, tutanak tutanlara ve tutturanlara hesap sormanın zamanı gelmedi mi?
Son olarak 28 Şubatın mağduru iki kesime yönelik acilen yara sarma mecburiyeti vardır. Salih Mirzabeyoğlu örneğinde yaşandığı gibi büyük kısmı ihraç edilmiş FETÖ’cü hakim ve savcılar tarafından içeri atılan, hukuk yolları tükendiği içinde hala cezaevinde bulunan bir kesim var. 28 Şubat döneminde kumpaslar ile cezaevine düşmüş Müslümanlar için yeniden yargılama yolunu açacak hukuki düzenlemeler yapılmalıdır. İkinci kesim ise 28 Şubat döneminde eğitim hakkı engellenmiş, okullarından uzaklaştırılmış mağdurlara yönelik… Yıllar sonra eğitimlerini tamamlayan bu kardeşlerimizin kamuda istihdamı için düzenlemeler yapılmalıdır. Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı Sayın Şeref Malkoç’un aldığı insiyatifle bu husus belli bir noktaya geldi. Bu kardeşlerimizin kamuda istihdamı, 28 Şubat Bilinci inşası açısından hayatidir. Bu husus, yeni 28 Şubatların heveslilerine karşı da etkin koruma sağlayacaktır.