Eğitim-Bir Sen "MEB, İLKSAN'ın hukuku çarpıtmasına çanak tutmamalıdır"
"Her geçen gün zarar eden, üyelerine verdiği faizli parayı sosyal yardım diye lanse eden İLKSAN, kendini devletin yetkili kurumlarının üzerinde konumlandırarak il millî eğitim müdürlüklerine, rızası olmayan üyeden de cebri olarak kesinti yapılmasını dayatan bir yazı göndermiştir. Üye kesintisi dışında hiçbir geliri olmadığının itirafı anlamına gelen bu yazıda, “üye aidatlarının Şubat 2018 maaşından başlamak üzere kesilerek Sandık hesaplarına aktarılması ve konunun titizlikle takip edilmesi hususunda gereği rica edilmiştir.”
Hukuka ve kanuna aykırı birtakım yorumlar icat edilerek, zorlama fikirler hukuki gerçeklermiş gibi dile getirilerek hukuka aykırı işlem tesisini isteyen yazının dikkate alınmaması gerekmektedir. 4. Dönem Toplu Sözleşme hükümlerinin uygulanmamasının, gerek ceza hukuku gerekse disiplin hukuku açısından suç teşkil edeceği açıktır.
Eskimiş bir kurum olan İLKSAN, dünyada insan haklarının nereye geldiğini görmediğinden, bireysel tercihlere, kişinin kendi kâr ve zarar hesabına itibar etmemekte, üyelerimiz adına açtığımız ve zorunlu sandık üyeliğinin anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığımız davayı kişisel hak ve özgürlükler bağlamında değerlendirememekte, zorunlu kesintiyle ayakta kalacağına inanmaktadır. Söz konusu dava, üyeliğin ihtiyari hâle getirilmesi talepli bir dava olmayıp zorunlu üyeliğin anayasaya aykırılığı iddiası üzerine açılan bir davadır.
Mezkûr davayla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin kararı ise sadece Sandığa zorunlu üyeliğin anayasaya aykırı olmadığı yönünde bir karardır. Bu kararın sonucunun Sandık üyeliğini ihtiyari hâle getiren 4. Dönem Toplu Sözleşme hükümlerini ortadan kaldırdığını ileri sürmek, hukuka aykırı, sadece ayakta kalma mücadelesi veren bir kurumun üyenin kârını değil, kendi zararını hesap eden bir can çekişmedir.
Anayasa Mahkemesi kararının 29.11.2017 tarihinde verildiği, davanın 2016 yılında açıldığı dikkate alındığında, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararını ve 2. Dönem Toplu Sözleşme hükümlerini ortadan kaldırdığı iddiası, anayasanın “Anayasa Mahkemesi’nin kararları” başlıklı 153. maddesinde yer alan “İptal kararları geriye yürümez” hükmü karşısında geçersizdir. Diğer taraftan, bahse konu Anayasa Mahkemesi kararında 2018-2019 yıllarını kapsayan 4. Dönem Toplu Sözleşme hakkında hiçbir hüküm yer almamaktadır. Kanunların anayasaya uygunluğunu denetlemekle görevli Anayasa Mahkemesi’nin bir ilk derece mahkemesi gibi toplu sözleşme hükmünün iptali sonucunu doğuracak bir karar veremeyeceği izahtan varestedir.
2018 ve 2019 Yıllarını Kapsayan 4. Dönem Toplu Sözleşme’nin “İLKSAN üyeliği” başlıklı 27. maddesinde, “Mevcut üyeler dahil olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarına atananlardan 13/1/1943 tarihli ve 4357 sayılı Kanunun 11 inci maddesi kapsamında bulunanlar bakımından İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İLKSAN) üyeliği ihtiyaridir” hükmü mevcuttur.
İlgili toplu sözleşmenin birinci bölümünün “Yürürlük süresi ve tereddütlerin giderilmesi” başlıklı maddesinde “Bu Toplu Sözleşme, 1/1/2018 – 31/12/2019 tarihleri arasında uygulanır” hükmü yer almaktadır. Buna göre Sandık üyeliğini ihtiyari hâle getiren toplu sözleşmenin 27. maddesi hükmü, 1.1.2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş olup İLKSAN üyesi Bakanlık çalışanlarının üyeliklerini sona erdirme hakları bulunmaktadır. Üyeliklerini sona erdirdiklerini bildiren çalışanların maaş ve ücretlerinden Sandık üyelik aidatı kesintisinin yapılmaması gerekmektedir. Aksi hâlde, anayasanın 53 ve 128. maddeleri gereği kanun hükmünde olan toplu sözleşmenin uygulanmaması suretiyle görevi kötüye kullanma suçu ile kasıtlı olarak emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak fiili işlenmiş olacaktır.
Bu nedenle, Eğitim-Bir-Sen olarak, Bakanlığa ve il millî eğitim müdürlüklerine birer yazı göndererek, İLKSAN’ın yazısı kapsamında işlem tesis edilmemesi ve İLKSAN üyeliğini sona erdiren çalışanlardan Sandık adına herhangi bir kesinti yapılmaması konusunda Bakanlığı ve illeri uyardık. "