Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Numan Özcan ILO teknik heyeti ile, Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder ve Bakanlık heyeti ortaklaşa yürüttükleri “Sosyal Diyalog” projesi kapsamında Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve Yönetim Kurulu üyelerini ziyaret etti.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Numan Özcan ILO teknik heyeti ile, Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder ve Bakanlık heyeti ortaklaşa yürüttükleri “Sosyal Diyalog” projesi kapsamında Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve Yönetim Kurulu üyelerini ziyaret etti.
NUMAN ÖZCAN: TÜRKİYE’NİN SOSYAL DİYALOĞA İHTİYACI VAR
Türkiye’de sosyal diyalog konusunda yaşanan eksikler ve bunların giderilmesi amacıyla başlattıkları “Sosyal Diyalog” projesi için ilk olarak Türkiye Kamu-Sen’i ziyaret ettiklerini belirten ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan, sosyal diyaloğun Türkiye’nin içinden geçtiği sürece bakıldığında çok daha fazla önem arz ettiğini söyledi. Numan, “Sosyal diyalog son derece önemli bir konu. İçinden geçilen süreçte karşılıklı diyaloğun Türkiye içinde son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Toplumun sosyal diyaloğun önemine dair bilinçlenmesini arzu ediyoruz.
Bu proje, sadece işçi, işveren ve hükümet değil aynı zamanda sendikal haklarında uygulanması noktasında çok önemli olduğunun altını çizmek isterim. Bu proje çerçevesinde bir çok, rapor ve araştırma yaparak toplumun sosyal diyalog algısını çözmek istiyoruz. Bununla birlikte sektörel çalıştaylar düzenleyerek diyaloğun geliştirilmesini hedeflemekteyiz. Amacımız sosyal diyalog mekanizmasını hareket geçirmektir. Şimdiden Türkiye Kamu-Sen olarak vereceğiniz desteğe teşekkür ediyorum” dedi.
NURCAN ÖNDER: TÜRKİYE KAMU-SEN’İN DESTEĞİ BİZLER İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Çalışma Genel Müdür Nurcan Önder ise, ILO ve Çalışma Bakanlığı’nın ortaklaşa yürüttüğü “Sosyal Diyalog” projesinin son derece önemli olduğuna vurgu yaptı. Önder, “Ortaklaşa yürüttüğümüz bu projeyi önemsiyoruz. Bu projede STK’ların vereceği desteğin de önemi bizim için çok anlamlıdır. Bu çerçevede bir çok kurum ve kuruluşu ziyaret etmek üzere planlamamızı yaptık ve bu ilk ziyaretimizi de Türkiye Kamu-Sen’e gerçekleştiriyoruz. Şimdiden gösterdiğiniz iyi niyet ve desteğe teşekkür ediyorum” dedi.
KONCUK: DİYALOG, SADECE SÖZDE KALMAMALI
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise, Türkiye’nin gerçek anlamda bir diyaloğa ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Koncuk, “Ziyaretiniz için teşekkür ediyorum. Türkiye’de her alanda diyaloğa ihtiyaç duyulduğu bir gerçektir. Şimdiye kadar bunun sağlıklı yürütülememesi bundan sonrada yürütülemeyeceği anlamına gelmez. Geçmişten bir takım çıkarımlar yaparak geleceği yeniden tanzim etmek mümkün olabilir. 15 Temmuz’da yaşanan musibetin hepimizin hayata bakışını değiştirmesi gereken bir olay olduğunu düşünmemiz lazım. Bundan herkesin ders çıkarması lazım. Bu ülkede hep birlikte yaşıyorsak sevinçler, acılar hepimizi doğrudan ilgilendirmelidir.
Bir kısım insanların ya da bir gurubun mutlu olduğu, diğer insanların acılar yaşadığı ülke kimsenin hayal ettiği bir ülke değildir. 15 Temmuz’un bize çağrıştırdığı en önemli kavram birlik ve beraberliğimizi yeniden tesis etmek, Türkiye’deki her bir vatandaşla, anlayışı, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun yeniden kucaklaşmaktır. Bunu sağlamak lazım. Bunu sağlamak siyasi iktidarın atacağı adımlarla ancak mümkün olabilir.
Sayın Cumhurbaşkanının 15 Temmuz’dan itibaren “Yenikapı ruhu” diye ifade ettiği şey son derece önemli bir yaklaşımdır. Tabii bunu sağlamak kolay değil. Burada sayın Cumhurbaşkanının samimiyetine inanıyorum. 15 Temmuz’da yaşanan musibetin ağırlığı, yarattığı travma herhalde bu ülkenin Cumhurbaşkanını hepimizden çok daha fazla etkilemiştir. Bunun etkilerini de 15 Temmuz’dan sonraki açıklamalarında görüyoruz. Bu önemlidir. Bu diyaloğu yeniden sağlamak sadece bu söylemlerle olmuyor. Bir blok var, gerek kamuda, gerek diğer alanalar da bu birlikteliğin sağlamasından hoşnut olmayan birtakım kesimler, menfaat gurupları var. Bunların yaklaşımlarını da dikkate alarak olayları değerlendirmemiz lazım. Bunu nasıl yapacağız? Bu da diyalogla olacak. En tepeden birlik beraberlik çağrısının en aşağıya sirayeti çok kolay değil. Bunu nasıl aşacağız? Bunu diyalogla aşacağız.
Çalışma Genel müdürümüz burada, son derece önemli bir isimdir çalışma hayatı bakımından. Bu diyaloğa Türkiye Kamu-Sen’in değil ama Türkiye’nin ihtiyacı var. Türkiye Kamu-Sen mücadelesini yapan, ilkeleri olan, sendikal etiğin ne olduğunu iyi bir bilen bir konfederasyondur. Bunu her alandaki yaklaşımlarımızla net olarak ortaya koyuyoruz. Burada devletin hiçbir paralel yapılanmaya müsaade etmemesi lazım. Devlet denilen organizma hepimizin müştereği ile oluşan bir organizmadır. Eğer bu yapının içinde paralel yapılanma dediğimiz, işte bu cemaat yapılanmasının bize maliyetini hep birlikte acı bir şekilde gördük. Devleti meşru anlayışlarla yönetme iradesinin ortaya konulması lazım. Nedir bu? Hukuktur. Hukuku insanı merkez alan bir şekilde hayata geçirmektir. Bunlar elbette yapılabilir. Türkiye içte ve dışta sıkıntılar yaşıyor, ülke ve milletimizin geleceği için bu diyaloğa gerçekten ihtiyacımız var.
Bizim en tebarüz etmiş özelliğimiz vatansever olmamızdır. Milli birlik ve beraberlikten yana, vatansever bir anlayışla meseleleri değerlendiren, bencillikten uzak bir anlayıştayız. Aklı selimi asla kaybetmiyoruz. Bu diyalog son derece önemli. Yanlışlar yapıldığına dair çok şey söylenebilir ama bunu aşmaya çalışmak lazım. Bunu ne kadar aşarsak insanımız o kadar mutlu ve huzurlu olur. Türkiye Kamu-Sen bundan sonrada bu diyaloğu zorlayıcı bir tutum sergileyecektir. Bugüne kadar zaten bu diyaloğu hiç koparmadık. Zaman zaman sendikal anlamda agresif davrandığımız yerler olmuştur ve bundan sonrada olacaktır, bunları gerektiği alanlarda söylemeye devam edeceğiz tabiki.
İhraç ve açığa almalarla ilgili hukuktan kopulduğu, adaletten uzaklaşıldığı şeklinde 19 Temmuz’dan beridir açıklamalar yapıyoruz. Bugün ihtiyaç duyulan açıklamaları biz hain darbe girişiminin hemen ardından söyledik. Adalet, hukuk ve insan hakları vurgusu yaptık.
Türkiye 15 Temmuz’un yarattığı travmayla hala düşünmeye devam ediyor ama umarım bunu aşarız, aşmalıyız. Bizimde bu noktada görevimiz meseleleri suçlayıcı bir yolla ortaya koymaktan çok uzlaştırıcı, teskin edici bir yolla ortaya koymaktır. Uyarımızın yetersiz kaldığı noktalarda tavrımızı net bir şekilde ortaya koymaktan çekinmeyiz. Türkiye Kamu-Sen kimsenin suçuna ve günahına ortak değildir, ancak insani kaygılarımızı da seslendirmek zorundayız.
Bu anlayışla yeni paralel yapılanmalara yol vermeden tüm vatandaşlarımıza hitap eden kucaklayıcı, sendikalar arasında taraf olmamaya özen gösteren bir hükümet anlayışıyla bu diyalogu güçlendirmek mümkündür. Ancak hala 15 Temmuz öncesi anlayışlarla devam edilirse bunları mümkün kılmak çok zordur. Tekrar ziyaretinizden dolayı teşekkür ediyorum.” diyerek sözlerini sonlandırdı..