Soykırım

Yeniçeri ağası bir Yahudi’ye takmış:



-Siz Hz. İsa’yı da çarmıha germiştiniz.

Yahudi ellerini açmış:

-İnsaf ağam, iki bin yıl önce olmuş!

-Olsun, ben yeni duydum.



 Alman meclisinin sözde 1915 Ermeni soykırımı yasasını kabul ettiğini duyunca bu fıkra hatırıma geldi. Öyle ya bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü? Nereden çıktı bu Ermeni soykırımı? Almanların tarih aşkı mı depreşti?



Oturup eski müttefiklerinin tarihine mi birden merak sardılar?



Almanların bu haksız kararı sonrası bizim bazı aklı evveller de onlara kendilerince laf anlatmaya kalktılar.



Yok efendim biz öyle bir şey yapmadık. Hadi isterseniz tarihi kaynaklara, tarihçilere bakalım, danışalım diye. Sanki Almanlar bu karara tarihi gerekçelerle varmışlar gibi.



Tam aksine Almanlar bu karara güncel gerekçelerle vardılar. Biz bu güncel gerekçeleri iyi bilirsek yaşanan süreci daha iyi analiz edip ona göre pozisyon alabiliriz.



Meşhur bir sözdür sana bir yeri parmağımla gösterdiğimde parmağıma değil işaret ettiğim yere bak diye. Biz de bu olayda Almanların bu kararı gerçek alış sebeplerine bakalım.



Şu an Almanların en büyük sıkıntısı mülteci problemi gibi. Mültecilerle ilgili Türkiye’nin atacağı adımları dikkatle takip ettikleri, gibi üçüncü havayolu da Almanların diğer bir karın ağrısı.



Yapımı süren üçüncü havaalanının Avrupa havayolundaki Almanya pazarına büyük darbe vuracağı kesin.



Bu arada birkaç yıl önce gezicilerin üçüncü havayoluna karşı çıktıklarını da hatırlatalım.



Yani bütün bunları değerlendirdiğimizde Almanya’nın derdi Ermeni dostluğu değil Türkiye düşmanlığıdır. Almanya düşmanımın düşmanı dostumdur mantığıyla hareket etmektedir.



Bize düşen ise bu suçlamalara yalnızca tarihi kaynakları işaret ederek cevap vermek değil de ekonomisi, askeriyesi dahası her yönüyle güçlü bir Türkiye meydana getirmek için çalışmaktır.



Adamın birinin yüzüne tokat atmışlar. O da:

-Ah arkam, demiş.

-Ya hu adam arkana değil yüzüne tokat attı diye söylediklerinde:

-Eğer arkamda sağlam kişiler olsaydı bana bu tokadı atmaya cesaret bile edemezdi diye cevap vermiş.



Türkiye olarak bu coğrafyada varlığımızı sürdürecek ve yeni Türkiye olarak içteki ve dıştaki düşmanlarla mücadele edeceksek düşmana hiçbir boşluk bırakmamamız lazım.



Unutmayalım ki atalarımız bize utanılacak bir geçmiş bırakmadı. Biz de üzerimize düşeni yapıp siyasi, askeri, ekonomi alanlarında tokat yememek için boşluk bırakmamalıyız.