Terim Neden Erdoğan Gibi Olamadı?

Siyaset ve futbol, Türk halkının en çok ilgi duyduğu konulardır. Hemen herkesin bu alanlarda bir fikri bulunur.



Neredeyse toplumun bütün katmanlarının ilgi duyduğu bu iki alanda  başarılı olmak, zirveye çıkmak ve hatta zirvede kalmak çok zor. Çünkü hep bir alternatifiniz vardır. Kimse size mecbur değildir.



 Futbol ve siyasette başarılı olmak isteyenlerin mücadeleci, sabırlı ve iyi analiz yeteneğine sahip olmaları gerekmektedir.



 Erdoğan’la Terim Türk siyasetinin ve futbolunun iki ustası.



 Bu iki ismin birçok ortak özelliği var. İkilinin en önemli ortak özelliği siyah ve beyaz olmaları.



 Ne demek siyah ve beyaz olmak?

Şu demek ki bu isimleri seven tutku derecesinde seviyor. Sevmeyense düşmanlık derecesinde nefret ediyor. Bu isimlerin toplumla ilişkisi maalesef böyle ya hep ya hiç boyutunda. 



Ara bir renk yok.



 Bu isimler kendilerini işleriyle ve sevenleriyle özdeşleştiriyorlar. Yaptıkları işte çok samimiler. Kendilerine ve yaptıkları işlere çok güveniyorlar.



 Bu ikiliden Tayyip Bey şu an güçlü konumunu koruyor. Zaman zaman sıkıntılar yaşasa da bir şekilde ayakta kalıp yola devam ediyor.



 Oysa Terim Galatasaray’dan sıradan bir “eleman” gibi gönderilmişti. Şimdi de görünen o ki Milli Takım’dan da yaşadığı başarısızlık nedeniyle gönderilecek veya kendi isteğiyle ayrılacak.



 Son mağlubiyetler sonucu Terim’e eleştiriler arttı.



 Bir büyüğüm:



 “Fatih Terim 950 bin maaş alıyormuş. Milli takım 0 puanla 4. Sırada. Bana 5000 maaş versinler ben bu takımı çalıştırırım. En kötü yapacağım yer 4. sıra. 945 bin liraya yazık değil mi?” gibi bir ifadede bulundu.



 Şimdi seven sevmeyen herkes Terim’e alabildiğine vuruyor. 



Peki neydi Tayyip Bey’in yapıp Terim’in yapamadığı şey? Terim’in işi Tayyip Bey’e göre daha kolayken o neden başarısız oldu? Öyle ya! Her ikisi de işini aşkla yapıyor. Her ikisi de hırslı. Terim’in kredisi de her anlamda yüksek.



Zannımca buradaki en temel fark Erdoğan, geçmiş başarılarına dayanarak hareket etmiyor.  Her an topluma bir değer üretmek zorunda olduğunu biliyor.



  Terim’se geçmiş başarılarının esiri olmuş. Kendisi eleştirildiğinde hemen başka bir suçlu arayıp geçmiş başarılarının gölgesine sığınıyor.



 Erdoğan her yeni gelişmede toplumdan yeni bir not alacağının farkında. Terim’se geçmişteki başarılarının hatırına kendisinin eleştirilmemesini istiyor. Bir şekilde eski başarılarının altında ezilmiş.



 Ayrıca Terim varlığının, kendiliğinden zaten birçok problemi çözebileceği zannına kapılmış. Erdoğan’sa kendisiyle değil yaptığı somut eylemlerle sonuç alabileceğini biliyor.



 Özellikle 7 Haziran seçimleri Erdoğan ve Ak Parti için büyük bir ders oldu. 7 Haziran’da geçmiş hizmetlerine güvenen Ak Parti halktan beklemediği bir uyarı aldı.



 Dersini iyi çalışıp halkın önüne yeni proje ve hizmetlerle çıkınca 1 Kasım’da da karşılığını aldı. Yani AK Parti ve Erdoğan başarısının üstüne yatmadı.



 Terim ise bir dönem güzel işler başarmış olabilir.



Ancak halk geçmişte değil şu anda yaşıyor.



Şimdiki zaman için bir değer, başarı üretmek gerekiyor.  Bunun farkında olmayan Fatih Terim de galiba Milli Takım’la Galatasaray arasında ping pong topu gibi gidip gelmeye devam edecek.