Dünya nın en sıcak gündemi şüphesiz ABD nin anlamsızca ve şuursuzca kurulu dengeleri bozma gayretkeşliği…hem de kendi ayağına sıkar misali…bu sürecin şöyle bir tarihsel anımsatmasını yaparsak;sürpriz bir şekilde anket şirketlerini terse yatırarak Trump un başkanlığa gelmesiyle başladı her şey.
Seleflerine benzemeyeceğini açıkça ifade etti Trump…seçimlerde finansörlüğünü yapan evangelist ve Siyonist güruha önce minnet diyetini ödeyecek adımlar attı.Kudüs ü İsrail in başkenti olduğunu resmen kabul ederken BM de yapılan oylamada ABD yi temsil eden kadıncağızın tek başına elini kaldırdığı fotoğraf esasında ABD nin yalnızlığına ilk adımı gösteren en büyük delildi.Önceki başkanlar böyle bir karar almamışlardı ama Trump bu hamlesiyle Hristiyan dünyanın büyük çoğunluğuyla ipleri koparttı.Bu yalnızlaşma Monroe doktrininden farklıydı,çünkü bu hamlesiyle ABD kıta Avrupasındaki etkinliğini büyük ölçüde yitirmiş ve AB-ABD ilişkileri negatif bir hale evrilmiş oldu.
ABD ye tehdit durumunda olan ülke ve grupları deklare eden Trump,hedef tahtasına Çin’i,Rusya’yı,K.Kore’yi,İran’ı ve orta doğu menşeili terör gruplarını yerleştirdi.Çin’e açmış olduğu ekonomik savaşa karşı aynı hamleyi Çin den de gördü ve dünya uluslararası ticarette önemli bir aktör olan Çin, doları kullanmama kararı alarak doların itibarına ve güvenilirliğine ağır bir darbe vurdu.Putin ile beraber bölgesel ve küresel bir ivme kazanan Rusya nın gücüne saygı duymak zorunda kalan bir ABD gördük.K.Kore nin şımarık liderine bile sözünü geçiremeyen ve onunla aynı masaya oturan ABD nin uluslararası arenada ağırlığı tartışılır hale geldi.İran a yapılmak istenen amborgo kararı çoğu ülkenin desteğinden mahrum kaldı.
Türkiye-ABD ilişkileri tarihinin en gergin dönemlerinden birini yaşıyor.Türkiye de gayrimeşru yollarla alenen siyasi mühendisliğe soyunan bir ABD,Ortadoğu da Türkiye aleyhindeki tüm oluşumları destekleyerek devletimizin kırmızı çizgilerini ihlal eden bir ABD,Bir papazı Türkiye ye tercih eden bir ABD ve son olarak ekonomik darbeyle Türkiye ye ayar çekmeye çalışan bir ABD…Bunun karşısında alternatifsiz olmadığını ispatlayan Türkiye atmış olduğu adımlarla geleceğin temellerini daha sağlam inşa etmeye başlıyor.Kendi kaynaklarını daha verimli kullanan ve üreten bir ülke olmanın önemini daha iyi kavradık bu süreçte.Birlik ve beraberliğimizi muhafaza ettiğimiz müddetçe Allah ın yardımıyla her türlü zorluğun üstesinden geleceğimize olan kanaatımız da arttı.
Trump ve ekibinin izlemiş olduğu politikalar ABD yi giderek itibarsız ve değersiz bir yalnızlığa sürüklerken diğer ülkelerin de ABD siz veya ABD ye rağmen politika üretip ittifaklar kurmasına zemin hazırlamaktadır.Önceki yıllarda ABD emellerini gerçekleştirirken kendi çıkarlarını tüm insanlığın çıkarı gibi pazarlar, bulunduğu bölgelerde kan ve barut kokusu bırakırken bunu evrensel değerleri kullanarak(insan hakları,demokrasi,hukukun üstünlüğü,barış vs.)izah etmeye çalışırdı .Günümüz ABD başkanı ve yönetimi ise çıkarmış olduğu gürültü ile yetinmek zorunda kalmakta hedeflerini ıskalamaktadır.o halde Trump bir şans(mı)dır…yeni dünya düzeni için…
