TRT1'in reyting rekorları kıran dizisi Diriliş Ertuğrul 89. Bölümü ile ekranlara geliyor. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, Handa zehirleniyor. Peki Sulan Alaaddin'i kim zehirledi? Tarihte böyle bir olay yaşanmış mıdır? Diriliş Ertuğrul ile ilgili merak edilenler haberimizde.
Osmanlı Devletinin kuruluş aşamasının anlatıldığı ve reyting rekorları kıran Diriliş Ertuğrul, bu akşam 89. bölümüyle ekranlara gelecek. UEFA Avrupa Ligi finali nedeniyle geçtiğimiz hafta yayınlanmayan Diriliş, bu gece izleyiciyi ekrana kitleyecek. Peki Ebu Mansur'u handa kim zehirledi? Ertuğrul, üstüne atılan şuçtan nasıl kurtulacak? Diriliş Ertuğrul 89. Bölüm ile ilgili detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz.
Alâeddin Keykubat Gerçekten Zehirlendi mi?
Tarihte Ertuğrul Gazi ile Sultan Alaaddin Keykubat'ın yüz yüze görüşüp görüşmediği merak ediliyor. Tarihi kaynaklarda böyle bir bilgi yer almazken, Ertuğrul Gazi, Selçuklu Devletine bağlılığını daima sürdürdü. Ertuğrul Gazi, Selçuklu ve Harzemşahlar arasında gerçekleşen Yassıçemen Savaşı'nda Selçuklu Ordusu'na yardım etmiştir. Sultan, Ertuğrul Gaziye iltifat ederek hil'at gönderdi ve Ankara yakınındaki Karadağlar mıntıkasını ıkta olarak verdi (1230). Ertuğrul Bey, bir müddet burada kaldıktan sonra, oğlu Savcı Beyi Konya'ya gönderince, Bursa ile Kütahya arasındaki Domaniç Dağları yaylak, Söğüt ile Karacaşehir kışlak olmak üzere kendilerine verildi. Bunun üzerine Ertuğrul Gazî aşiretiyle beraber gelip, Söğüt ve Domaniç'e yerleşti.
Sultan Alaeddin'in tarihte zehirlenip, zehirlenmediği merak edilen bir konu.Tarihi kaynaklara bakıldığında böyle bir olayın yaşanmadığını söyleyebiliriz. TRT1'de yayınlanan Diriliş Ertuğrul'da Sultanın zehirlenmesi gerçek hayatta yaşanmamıştır.
Sultan Alaeddin Keykubat Nasıl ve Nerede Öldü?
Sultan Keykubat, Ramazan bayramında elçilere verdiği bir ziyafette yediği av etinden zehirlenerek ertesi gün öldü. (4 Şevval 634 / 31 Mayıs 1237) Sultanın naaşı Konya’ya götürülüp kendi adını taşıyan yerdeki (Alâaddin tepesi) aile mezarlığına gömüldü. Oğlu Keyhusrev tarafından zehirlendiği ileri sürülürse de bu doğru değildir; çünkü o günlerde II. Gıyâseddin Keyhusrev muhtemelen Erzincan’da bulunuyordu.