Dünyanın bütün feryatlarını duyabilmekti oysa, sevgi… Bir sızıyı dindirmek için yollara düşürmekti, kalbi… Yaralı bir ruha sihirli bir dokunuştu devadan yana… Yalnızlığa inat “başkaları için var olmak” nidasıyla, biri için kendi içinde binlerce kez sayıklamaktı… Merhamet eksikliğinden can çekişen insanlığı diriltmekti belki de…En çok da yüreğindeki can kırıklarını bir türlü çıkaramayan çocuğun yaralı ellerine merhem olmaktı… Yüreğin pasını mahzun bir çocuğun göz yaşına yanaştırmaktı; Türkmenili'nde, Türkistan’da, Filistin’de, Suriye’de, Ege’de, Afrika’da, Myanmar’da…
Ah merhamet
Sen ki sevginin kalbisin
Gecikme bana
Kaçak bir sıkıntı yokluğun
Gel de annesi ölmüş çocukların gözlerini bulaştır bana
Gel de çocukların hayalini geri alalım eskicilerden
Kederi yenecek zaman kalmadı
Yoksa uçup gidecek kuşlar
Gel ve gör yüreğine zelzele değen çocuğu
Ahhh çocuk
Yağmurun koynuna bırakmıştım
Çölün teninde buldum seni
Kalbinde korku büyütmüşler
Annen ağıt yakıyor
Baban yaşıyor mu çocuk
Sesine acı sızmış hiç duymadığım
Ah kokuyor ellerin
Namlunun ucunda tenin
Kim indirdi göğsüne gamı
Resmine kim kıydı çocuk
Sen ki çatık kaş görünce ağlayansın
Kin düşüyor nasibine
Neden tuttuğun kandil yakıyor seni
Neden ana kokusunu unuttun
Menekşeler niye ölür
Kelebekler sahipsiz
Balkonlar neden boş çocuk
Korkuyorum
Annenin göz yaşında üşümekten
Korkuyorum yüreğine düşmekten
Kaldıysa birazcık öfkenden
Bana da ver çocuk
Şimdi kulüb-i ahzan’dır kalbim
Kahır upuzun yenilgi içimde
Cenneti sen doldur
Bana yer kalmasın
Bağışla bağışla beni çocuk …