Türkiye’de yaklaşık on sekiz milyon genç örgün eğitimde okuyor. En geç yedi yaşından itibaren okul hayatıyla tanışıyor ve yaygın ifade ile öğretmen- öğrenci/bize göre talebe- muallim münasebeti başlıyor.
Tabi söz konusu öğretmen- öğrenci münasebeti, öyle iki tarafın gönlüne bırakılmıyor. Toplumun hemen her kesiminden, her yaş grubundan, anlayan anlamayan, bilen bilmeyen ağzı olan ve haddini sorgulamayan herkes konuşuyor.
Hal böyle olunca da kimileri, varlığının müsebbibi ana- babası ne kadar hayatî ise bir çocuk için, öğretmenlerin de bu varlığın nitelikli devamı için en az onun kadar mühim bir önem arz ettiğini idrak edemiyor.
Öğretmenlerin kıymetine paha biçilir mi o vakit? Anaya- babaya ne kadar paha biçilirse o kadar işte!
Peki, kimdir öğretmen?
Mesai saati kavramı olmadan yedi yirmi dört çalışan ve karşılığında tek kuruş beklentisi olmayandır.
Her türlü ailevî sorunları çözen daha doğrusu çözmesi beklenen, sanki vazifesiymiş gibi algılanan kişi olduğundan öğretmen, doğal aile danışmanıdır.
Kimisi de aile içi sorunlarını, sorumsuzluklarına kılıf için kullandığından öğretmen her türlü sorumsuzluğa sabır ve tahammül gösterendir.
Siz hiç görevleri arasında olmadığı halde çalıştığı kurumun duvarlarını boyayan, tuvaletini temizleyen bir çalışan gördünüz mü?
Kimi yerde yeterli personel olmadığından temizlik elemanıdır. Eline süpürgeyi, pas pası alıp tuvalet temizleyen, kütüphanenin tozunu alan, sırtında sıra taşıyan, duvarları boyayandır öğretmen.
Peki, mesai arkadaşının ayakkabıya ihtiyacı olduğunu görüp de kendisinin de ihtiyacı olduğu halde mesai arkadaşına ayakkabı alan bir çalışan gördünüz mü?
Şu aybaşı gelsin ben de üstüme başıma bir şeyler alayım derken o ay da maaşının önemli bir bölümünü öğrencilerine ayakkabı, ceket, yelek, kitap, defter alarak hayallerini bir başka ayın maaşına erteleyendir.
Psikologdur, sosyologdur, filozoftur, doktordur… Daha bitmedi; yerbilimcidir, gökbilimcidir, siyaset uzmanıdır, tarihçidir, şaşırmayınız lütfen emlakçıdır… Ezcümle kâinata dair her ne varsa bilmesi beklenen insandır.
Çelik misali sinirleri vardır. Her türlü saldırıya karşı varlık sevgisini içinde yaşatan ve “İnsanlık için bugün ne yapabilirim?” diye başını yastığa koyan ve aynı sorunun cevaplarını hayata geçirebilmek adına tüm enerjisini vakfedendir.
Unutulmamalıdır ki sosyo-ekonomik yapısı, etnik kökeni, dini, dili her ne olursa olsun tıp doktorundan aşçısına, mühendisinden terzisine, bakanından esnafına her insan mektep, muallim, müfredat görmüştür. Fi’l- hakika öğretmenlerin bilgi ve denetimi altında yüzlerce genç, dinç, güçlü ve dinamik bir güç vardır ve öğretmenler tüm şahsî fikir ve hislerini bir tarafa bırakarak vatanına, milletine, ailesine ve bizzat kendi kendisine faydalı olsun diye talebelerine emek verir.
Bilmem muallimlerin gücünü anlatabildim mi?
Öte yandan her öğretmen alan bilgisi, meslek bilgisi, genel kültürü, beşerî münasebetleri, karakteri ile örnek şahsiyet midir?
Elbette hayır! Siz hiç hastasını taciz eden doktor, çaldığı malzemelerden ve kötü işçilikten binası yıkılan müteahhit, direksiyon başında uyuyan otobüs şoförü, bozuk malzeme kullandığı için yüzlerce insanı zehirleyen aşçı, verdiği yanlış kararlarla tabur tabur askeri ölümün kucağına koyan komutan, ülkesini batıran yönetici görmediniz mi?
Eğitim camiasında da sayıları çok az da olsa meslek onuruna yakışmayacak, insanlığa sığmayacak hareketleri olanlar; örneğin hasta olmadığı halde sağlık raporu alan, derse düzenli olarak geçerli bir sebebi olmaksızın geç giren ve dersten erken çıkan, dersini verimli bir şekilde işlemeyen, şahsî dünya görüşünü, siyasî fikrini öğrencilere aşılamaya çalışan değilse baskı uygulayan, resmî müfredatın dışında hareket ederek öğrencilerin yurt genelinde düzenlenen ortak sınavlarda başarısız olmasına sebep olanlar yok mudur?
Ne yazık ki vardır. Gönül ister ki hiç olmasın. Fakat onların sayısı öyle azdır ki ömründe bir defa dahi olsa başarısız diye nitelendirilebilecek bir öğretmenden ders almayan hemen hemen olmadığı halde birbirinden değerli muallimler vesilesi ile açılan yaralar ustalıkla kapatılır vesselâm…
26 Ağustos 2017, 18:34
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.