Bu konuda dile getireceğim şeyler hakkında bilimsel bir araştırma olup olmadığını bilmiyorum. Ancak son yıllarda kendimde de gözlemlediğim durumları paylaşmak istiyorum sizlerle. Gerçekten ne zannediyoruz kendimizi.
-Sosyal medyada güzel bir düşünceyi ya da güzel bir sözü beğendiğimizde,o düşünce ya da söze uygun yaşadığımızı zannediyoruz.
-Eğer bir fikir paylaşmışsak,orda dile getirilen fikirden kaynaklı tüm haklar bize ait zannediyoruz.
-Paylaştıklarımıza beğeni sayısı arttıkça biraz daha eylemlerimizin sorumluluğundan muaf tutuyoruz kendimizi. Çünkü bu sözü biz paylaştık ve eylemlerimiz ile sözlerimiz çelişse bile çok kişi beğenerek bize destek verdi ve bu sayede sözlerimizden muafız zannediyoruz.
-Onlarca yıl süren araştırma ya da çalışmaları ama ben böyle düşünmüyorum diyerek hiçe sayabileceğimizi zannediyoruz.
-Hiçbir delile dayanmadan ortaya atılan bir saçmalığı gerçek zannediyoruz.
-Kime söylediğimizi sadece bizim bildiğimiz ama üstüne alınan biri olunca, seni kastetmedim diyerek, sözlerimizi, hedefi olmadan söyleyebileceğimiz rahatlığını yaşayabileceğimizi zannediyoruz.
-Milli,manevi gün ve gecelerde yüzeysel paylaşımlar yaparak,o yılda geriye kalan tüm günlerimizi istediğimiz gibi kullanabileceğimizi zannediyoruz.
-Yanlışlıkla çarpana,haddini,bilerek bize haksızlık yapana, dünyayı dar edebileceğimizi zannediyoruz.
-Her makama uygun donanımda olduğumuzu zannediyoruz.
-Her makam sahibini gücümüz ölçüsünde(Arkasından) yerin dibine sokabileceğimizi zannediyoruz.
-Çözüm üretmeden kıyasıya eleştiri yapabileceğimizi,ortaya koyduğumuz her çözüm önerisinin mutlak doğru ve uygulanması gereken zorunluluklar olduğunu zannediyoruz.
-Fikir alışverişi yerine ,sesimizi yükselterek veya kelime oyunlarıyla fikrimizi haklı çıkarttığımızı, galip geldiğimizi zannediyoruz.
-Çalışmadan, başarının kucağımıza düşeceğini zannediyoruz. -Tarihi ve tarihsel kişilikleri, bilimsel gerçekliklere dayanmaksızın,saatlerce sorgulayarak,gelecekte, tarih olacak gün ve saatlerimizi, çok verimli geçirdiğimizi zannediyoruz. -Kısaca her şeyi,zannetme hakkımız olduğunu zannediyoruz…Oysa Zan’nın çoğundan kaçınınız diyor güzel dinimiz.Hatalarımızdan arınmış, güzel; bir gelecek için,gerçekleri bulmayı,çalışmayı temele alan ve bize fayda vermeyecek uğraşlardan uzaklaşmayı amaç edinen bir yaklaşıma sahip olmamız gerekmez mi?