Okullara Osmanlı Haritası Kampanyası

Osmanlı ordularının 1683 Viyana yenilgisinin ardından cesaretleri artan Avrupa’nın beş devleti (Avusturya, Lehistan, Venedik, Rusya ve Malta) kutsal ittifak oluşturup Osmanlı Devletine savaş açtılar. 1448 II.Kosova yenilgisinden beri Avrupa Devletleri bir araya gelerek Osmanlı Devleti’ne karşı  Haçlı Seferi düzenlemeye cesaret edemiyorlardı. Bu savaş tam 16 yıl sürdü. Sonunda 26 Ocak 1699’da Karlofça Antlaşması imzalanarak savaşa son verildi. Osmanlı Devleti Avrupa topraklarından bir kısmını bırakmak zorunda kaldı. Bu antlaşma ile İlk kez Osmanlı batı yönünde toprak kaybetti.

Tabi bununla birlikte gerileyişimiz de başlamış oldu. Bu sadece bir toprak kaybı değildi aynı zamanda yüzyıllardır gücü yani adaleti elinde tutan bir anlayışında gerilemeye başlaması idi. Savaşta olan gerileme sosyal hayata da nüfuz etmiş birçok konuda kendini yenileyememiş ve her geçen gün toprak kaybı ve beraberinde mefkure kaybına doğru seyreden bir süreç izlemişti. Burada uzun uzun Osmanlı niçin geriledi? Sebepleri nelerdi? Bu işlerde sorumlulukları olanlar hangi padişahlardı?tartışmasına girmeyeceğim.

Birilerinin sıkça söz ettikleri ve rahatsız oldukları “Yeni Osmanlı mı canlanıyor?” suçlamasına karşılık savunmaya geçmek yerine “Evet bütün bir dünyanın planlar, programlar yaparak, Anadolu’ya hapsedilme anlayışını reddediyoruz. Bize biçilen bu dar elbiseyi parçalayarak eski elbisemize kavuşmak istiyoruz.” diyebilmeliyiz. Elbette o eski elbiseden kasıt Osmanlı ve temsil ettiği dava. Bunu derken hemen topu-tüfeği alın savaşa gidiyoruz anlamı çıkarılmasın. Daha 1945’li yıllarda kanlı-bıçaklı olanların bugün sınırları kaldırdığı bir ortamda bizlerde yıllar önce başlatılmış ama türlü türlü iç ve dış nedenlerle hayata geçirilememiş projeleri tek tek hayata geçirelim. Bunu okuduğunuz da kiminle dediğinizi duyar gibi oluyorum. Yıllarca bu devletler kanalıyla yapılmaya çalışıldı ve sonuç ortada. Pes edip bırakmak yerine milletleri örgütleyerek, sembolik olan dostluk ve sevgi platformlarını işlevsel hale getirerek bir yerlerden başlamak gerekir.

Yukarıda söylediğim işin başka bir boyutu. Asıl konu başlığına dönersek. Belki en son söyleyeceğimi ilk başta söylemeliyim. “OKULLARIMIZA TÜRKİYE HARİTAMIZIN YAN TARAFINA BİR DE OSMANLI HARİTASI ASALIM KAMPANYASI” Bununla neyi amaçlıyorum. O haritaya bakmalı çocuklarımız ve birincisi atalarının yaptığı kahramanlıklarla övünmeli. İkincisi dün atalarımızın yaptığı yanlışlar sonucu üç kıtadan nasıl Anadolu’ya sıkışıp kaldığımızı görmeli ve aynı yanlışı bir daha yapmamalı. Üçüncüsü öğrencilere bunu bir vizyon olarak alacak bilinç oluşturulmalı. Dördüncüsü dün nerelerde at koşturduğunu bugün gerekirse yine aynı şeyi gözünü kırpmadan yapabileceğini dost-düşman herkese ilanın bir adımı olmalı.

Bu yazıya başlarken henüz Rus uçağı düşürülmemişti. Yiğit düştüğü yerden kalkacaktı elbet. Yan tarafımızda, hemen bir, iki kilometre yanımızda soydaşlarımız, kardeşlerimiz can verecek ve biz de evlerimizde rahat rahat uyuyacaktık. Batının yerli iş birlikçileri MİT tırlarını durduracak ve Türkmenlere gidenleri hem engelleyecek hem de Adana’dan verilen görüntüler Rusya’dan, Putin’den işitilecekti. Öyle günü birlik hesap değildi onların ki. Aylar önce gerçekleştirilen organize işler karşımıza nasıl çıktı hep birlikte yaşadık ve gördük.

O yüzden bir kez daha diyorum yukarıdaki kampanya çok önemli. Sadece bir yazı ile sınırlı tutmayacağız. Gerekli girişimlerde de bulunacağız. Her okulumuza bir Osmanlı haritası asacağız ve bütün dünyaya; biz Alparslan’ın, Melikşah’ın, Osman Bey’in, Fatih’in, Yavuz’un, Kanuni’nin, Sultan Abdülhamit’in torunlarıyız diye haykıracağız. Bu ses belki hemen bugün yankıbulamayabilir ama yarın belki yarından da yakın aksi seda olarak dönecektir bekleyenlerine. Kalın sağlıcakla…