Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Tekirdağ'da bir diyaliz merkezinde bazı hastalara Hepatit C virüsü bulaşmasıyla ilgili açıklamada bulundu.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Üsküdar Üniversitesi akademik yılı açılışı töreni öncesi, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Tekirdağ'da bir diyaliz merkezinde bazı hastalara Hepatit C virüsü bulaşmasıyla ilgili soru üzerine Akdağ, Tekirdağ'da özel bir diyaliz merkezinde belli bir sayıdaki vatandaşa, bir diyalizle ilişkili olarak bir virüsün bulaştırıldığı konusunda inceleme başlatıldığını aktardı.
Akdağ, "Ben bu incelemenin süratle tamamlanması talimatını verdim. Olayda ihmali görülen, yanlışı görülen her kimse, bu o diyaliz merkezinin kendisi olabilir, ildeki yöneticiler olabilir ya da bu hizmetleri yapan kişiler olabilir. Bunlar için Sağlık Bakanlığı olarak gerekenleri yaparız." ifadelerini kullandı.
Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) ile ilgili değerlendirmelerine yönelik soru üzerine Akdağ, askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığı'na devrinin hükümetce alınan kararla , iki önemli sebebinin bulunduğunu söyledi.Akdağ;
"Birincisi, buralardaki FETÖ yapılanmasını temizlemek, ikincisi de buraları verimli hastaneler haline getirerek öncelikle askerlerimize, şehit ailelerine, gazilere daha mükemmel hizmetler vermek. Böylece silahlı kuvvetlere de ön cephede, yani çatışma alanlarında verilecek hizmetler açısından bir alan açmak, onların oralara daha fazla yoğunlaşmasını sağlamak." diye konuştu.
Akdağ, bunu yaptıklarını, başarılı da gittiğini dile getiren Akdağ, "Hastaneler alınalı daha iki ayı bile bulmadı. Hafızalarımızı yoklarsak hatırlayacağız. Geçmişte nasıl SSK hastaneleri Sağlık Bakanlığı'na devredilerek büyük bir başarı elde edilmişse hem verimlilik hem hizmet kalitesi açısından, askeri hastanelerin devrinden sonra da bu verimliliğin, bu hizmet kalitesinin artışını hep birlikte göreceğiz. Bunun ip uçları da görülmeye başlandı." değerlendirmesinde bulundu.
Canan Karatay ile ilgili açıklamalarına yönelik soruya karşılık Akdağ, bunu kişiselleştirmek istemediğini ve genel olarak topluma bir mesaj vermek amacıyla konuştuğunu belirterek, bilim insanlarının, popülist davranışlarla toplumla aralarındaki bilgi farklılığını kullanarak bunu kazanca çevirmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Akdağ, bunun bilim anlayışıyla bağdaşmadığını vurgulayarak, "Bütün bilim insanlarının aksine bir şeyler söyleyerek illa 'orijinal olacağım' diye bilim insanlarıyla çatışarak hele hele tıbbın genel anlamda kabul ettiği hususlara karşı çıkarak vatandaşlara mesajlar vermek, özellikle bunu basın yoluyla yapmak kanaatimce çok yanlış. Maalesef Türkiye'de bu moda haline geldi. Gündemde kalmak için onlarca, yüzlerce bilim adamının söylediğini, klasik kitaplardaki malumatı reddeden davranışların yanlış olduğuna inanıyorum. Bunların vatandaşlarımıza zarar vereceğine inanıyorum." diye konuştu.
Vatandaşların kendilerine basın yoluyla akıl verenlerden çok, doğrudan kendi hekimleri ve diyetisyenleriyle ihtiyaçlarına göre irtibat kurdukları sağlık kuruluşlarıyla meselelerini çözmesinin daha doğru olacağını dile getiren Akdağ, "Özellikle internet yoluyla yapılan satışlar, bu şöhret kazanmalardan sonra doğrudan ya da dolaylı olarak alınan birtakım reklamlarla, başka şekilde yapılan satışları da hiç doğru bulmuyorum. Bunlarla öteden beri Sağlık Bakanlığı olarak mücadele ediyoruz. Bundan sonra da mücadele edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.