Sağlık Bakanlığı: Sizler Umudun Adısınız

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 10 Mayıs Ebeler ve Hemşireler Günü dolayısıyla düzenlenen “Sizler Umudun Adısınız” programına katıldı. Akdağ, “Bu muhteşem ailenin, ebelerin, hemşirelerin, doktorların büyük gayretleriyle Türkiye Sağlıkta Dönüşüm Programını gerçekleştirdik” dedi.

Sağlık Bakanlığı: Sizler Umudun Adısınız
11 Mayıs 2017 Perşembe 19:45

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 10 Mayıs Ebeler ve Hemşireler Günü dolayısıyla düzenlenen “Sizler Umudun Adısınız” programına katıldı. Akdağ, “Bu muhteşem ailenin, ebelerin, hemşirelerin, doktorların büyük gayretleriyle Türkiye Sağlıkta Dönüşüm Programını gerçekleştirdik” dedi.

Bakan Recep Akdağ, hemşire ve ebelerin kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, “Bizler, Türkiye Sağlıkta Dönüşüm Programı gerçekleşmeden önce hastalarımızla, ailelerle, bütün halkımızla birlikte mağdur sağlık çalışanlarıydık. Mesela bir üniversite hastanesinin çocuk sağlığı hastalıkları kliniğinde çalışıyorsunuz, 8 çocuğun bir odaya tıkıştırıldığı, küçücük yatakların üzerine konduğu bir ortam var. Lösemili bir çocukla dizanterili bir çocuğun bazen neredeyse koyun koyuna yatırılmak zorunda kalındığı bir ortamdasınız. Anneler yerde betonun üzerinde mukavva sererek çocuklarının yanında refakatçi kalıyorlar, kendinizi mağdur hissetmez misiniz?” şeklinde konuştu.

Geçmişte hastayı kaçırmak tabirinin olduğunu ifade ederek, bunun için sağlık çalışanlarına soruşturma açıldığını hatırlan Akdağ, Doğu’da kışın ağır geçtiğini, geçmişte birçok yerde ambulans imkanının olmadığını kaydetti.

“Türkiye’de anne ölüm oranı ABD’den daha iyi durumda”

“Bu muhteşem ailenin, ebelerin, hemşirelerin, doktorların büyük gayretleriyle Türkiye Sağlıkta Dönüşüm Programını gerçekleştirdik” diyen Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çok önemli işler yaptık sizlerle. Türkiye’de yılda yaklaşık bin hamile anne hayatını kaybediyordu bu sayı 200’ün altına indi. Bu sayıyı yine sizlerin gayretiyle bu sene 150’nin altına indirmeye çabalayacağız. Zor olduğunu biliyoruz, sayı azaldıkça önlenebilir ölümlerin de azaldığını dolayısıyla işinizin zorlaştığını biliyoruz ama önümüze koyduğumuz hedef bu. Keşke sıfıra indirebilsek ama hayatın gerçeği biz her ne kadar canla başla çalışsak da elimizden gelmeyen şeyler var. Ama şunu bilelim bugün 2016’nın oranlarıyla Türkiye’de anne ölüm oranı ABD’den daha iyi durumda. Türkiye’de kişi başına yılda 500 dolar sağlık harcaması yapıyoruz son 5 senedir bu miktar aşağı yukarı aynı. Amerika Birleşik Devletleri, yılda kişi başına 9 bin 500 dolar harcıyor, biz yılda kişi başına 500 dolar harcıyoruz. İnşallah hep birlikte inşa ettiğimiz yeni dönem için, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dönemi için ekonomimiz çok daha iyiye gidecek, istikrar ve güven ortamı içerisinde Türkiye büyüyecek. Paylaşacağımız aş, ekmek büyüyecek. Eğer paylaşacağımız ekmeği büyütemezsek bu talepleri yerine getirmekte zorlanırız. Gerek çok daha fazla sayıda sağlık personeli istihdamı, gerekse şu anda istihdam ettiğimiz ve birlikte çalıştığımız ve işe alacağımız kardeşlerimize her açıdan daha iyi imkanlar sağlamak benim yeni dönem için olmazsa olmaz en önemli hedeflerimdendir. Ama bunun ülkenin kalkınmasıyla, ekonomisiyle ve ülkenin bütçesiyle yakından alakası olduğunu hepimiz biliyoruz.”

“İşin sihri berekette”

Akdağ, yakın geçmişte Yunanistan’da emekli ve çalışanların maaşlarını düşürdüklerini hatırlatarak, “İstikrar bundan dolayı çok önemli. Hükümetlerin güven ortamı içinde iş yapması, çatışamadan uzak, terörü alt etmiş, ekonomisini rayına oturtmuş, bütün reformlarını yapmış bir biçimde iş yapması bundan dolayı çok önemli. Bu millet bugün 80 milyon nüfusuyla, kendi bölgesinin ve dünyanın en cömert milletidir. İşin sihri berekette, Amerika Birleşik Devletleri’nin 9 bin 500 dolar harcayarak halkının sağlık ihtiyacını göremediği bir sistemde, biz eğer 500 dolarla her türlü ihtiyacı verebilir hale geldiysek bunun sırrı berekettedir. Türkiye, mazlum milletlere yardım ettikçe, gerek komşusu Suriye’deki kardeşlerimiz gerekse daha uzaktaki kardeşlerimize destek oldukça Allah da bizim refahımızı, imkanlarımızı arttırıyor. Berat gecesinde oturup hepimiz dua edeceğiz ama inanın en büyük dua o mazlumlardan gelecek” ifadelerini kullandı.

Şartlar ne olursa olsun daha iyisi için elbette gayret edeceklerini söyleyen Akdağ, “Cenab-ı Hakk’a hamd edelim ki bizim kolumuza bir altın bilezik takış hemşire, ebe, sağlık teknisyeni, doktor, ambulans şoförü olmuşuz, biz doğrudan doğruya insana hizmet eden bir mesleğin erbabı olmuşuz bunun için ne kadar şükretsek azdır, bundan daha büyük bir nimet olamaz” şeklinde konuştu.

Akdağ, konuşmasının ardından 5 sağlık görevlisini meslekte yaşadıkları anıları anlatmaları için sahneye davet etti.

Hemşire Cennet Orman, 1992 senesinde Bitlis’in bir köyünün basıldığını ve yakıldığını orada askerlerle birlikte gecenin karanlığında yaralı aradıklarını, kucağına aldığı 4 yaşındaki çocuğun ise avucundan cevizlerin döküldüğünü ve bunu hiç unutamadığını anlattı.

“Bu meseleyi ben inceleyeceğim”

Bakan Akdağ ise, Türkiye’de hastalara ilaç verme konusunda Sağlık Bakanlığı ve SGK’nın önemli bir prensipleri olduğunun altını çizerek, “O prensip şöyle; kullanılacak tedavi biçimine ilacın bilimsel açıdan yeterli olması. Biz bunun dışında bu ülkede para meselesine hiç bakmadık. Ancak zaman zaman herhangi bir ilacın kullanımıyla ilgili olarak literatüre tam oturmamış bir bilgi, bir anlamda hasta deneme gruplarında ya da araştırma gruplarında kullanılan ilaçlar, şu ya da bu sebeple mutlaka kullanılması gereken ilaçlarmış gibi hasta yakınlarına lanse edilebiliyor. Bilimsel gerçekler ışığında eğer kullanılması gereken ilaç o yaşta kullanılabilecek durumdaysa biz bunu Sosyal Güvenlik’e kullanması için kesinlikle gerekli raporları veririz. Bu bizim sık karşılaştığımız bir şey. Bilimsel kurullar toplanıyor diyelim ki bir hekimin bir görüşü var. Herhangi bir literatürden bir parça alıyor, hastasının tedavisinin bir şekilde olacağına kanaat getiriyor ama bilimsel bir heyet oturduğu zaman ‘Hayır bu tedavi, şu anda standart bir tedavi değil’ ya da tedavinin yapılış şekliyle faydasını kıyasladığımız zaman bu tedavi şeklinin uygulanması doğru değildir. O zaman tabiatıyla Sosyal Güvenlik Kurumu’na da biz bunu mutlaka öde diyemiyoruz. Türkiye, bugün dünyanın hastalarına, vatandaşlarına sağlık hizmetini sunma, herhangi bir tedavi seçeneğini sunma; bunun için de ilaç da var, bir ilaç tedavisi yapmak hususunda en cömert ülkelerden biridir. Belki de en cömerti. Bu kadar zengin bir ülke olmamamıza rağmen bunu bazı kanser türlerinde de görüyoruz. Şimdi bu meseleyi ben bir inceleyeceğim, senin telefonunu da alacağız ve sana bildireceğiz tamam mı?” diye konuştu.

“Yıpranma Payı konusunda kanun maddelerini hazırladık Bakanlar Kurulu’na götüreceğiz”

Akdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sağlık çalışanlarının yıpranma payı konusunda tekrar kendilerini talimatlandırdığı için teşekkür ederek, şunları kaydetti:

“Kanun maddelerini hazırladık, şimdi Bakanlar Kurulu’na götüreceğiz, inşallah en yakın zamanda da kanunlaştırmaya çalışacağız. Yeni dönem de çok daha iyi olacak. Sağlıkta Dönüşümün İkinci Dönemini hazırlıyoruz, 6 aydır hazırlanıyoruz. Ebelerimizin ve hemşirelerimizin yepyeni rolleri olacak. İnsanların daha sağlıklı yaşamalarını sağlamak için, bunu teşvik etmek için çok yeni, güzel bir döneme başlıyoruz. Birinci basmakta çalışan kardeşlerimiz için Sağlıklı Yaşam Merkezleri kuruyoruz. Aile hekimleriyle birlikte çalışan sağlıkçı kardeşlerimizin birlikte çalışabileceği Sağlıklı Hayat Merkezleri. Buralarda röntgen, ultrason imkanları, diyetisyenler, psikologlar, fizyoterapistler, kronik hastalık takibi için özel yetiştirilmiş takip elemanları ve yine özel yetiştirilmiş hemşirelerimiz olacak. Aile hekimliği merkezinden servisle hastalarınızı buralara gönderebileceksiniz. Böylece hem iş yükünüz azalacak hem onların daha sağlıklı bir hayat yaşamasına hep beraber vesile olacağız. Hastanelerimizde önümüzdeki 5 yıl içinde bütün yataklarımız bir odada bir hastanın yatacağı biçimde olacak. Mahremiyet açısından ve sizin çalışmanız açısından bu işinizi son derece kolaylaştıracak. Yoğun bakımlarda çalışan hemşirelerimizin sayıları artacak. Ebelerimiz için bir doğum salonunda bir perdeyle ayrılmış 4-5 hamilenin birden doğum eylemine girdiği bir ortamı tamamen ortadan kaldırıyoruz. Her bir hamilenin kendine ait bir odası sancı, doğum, lohusa (SDL) odası olacak. Bunların hepsini sizlerle birlikte geliştireceğiz. Yıpranma payını konuştuk zaten onun dışında siz dua edin bütçelerimizi arttırabilelim. Gücümüz yettiği kadar sizlerin aile bütçesine giren gelirlerinizi arttırmaya çalışacağız.”

Akdağ, sağlık çalışanlarına şiddete tepki göstererek, “Bir sağlıkçının kılına dokunan varsa beni karşısında bulur. O şiddeti bana karşı uygulamış olur. Bu ülkenin Sağlık Bakanı olarak bu konuda çok hassasım” dedi.

Programın sonunda ise Akdağ, 81 ilden gelen ebe ve hemşireleri kürsüye davet ederek ‘Vatan İçin Sağlık Nöbetinde’ isimli kitabı takdim etti.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.