Sağlık çalışanlarına müjdeli haber, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'dan geldi. Akdağ, sağlık çalışanlarının özlük hakları ve gelirleriyle ilgili iyileştirmeler yapılacağını açıkladı.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sağlık çalışanlarının yüzünü güldürecek açıklamalarda bulundu. Bakanlık kollarını sıvadı ve sağlık çalışanlarının özlük hakları ve gelirleriyle ilgili bir düzenleme üzerinde çalışmalara başladı.
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, katıldığı bir televizyon programında konuya ilişkin açıklamalarda bulundu ve “Bizim için sağlık çalışanları başımızın üstündedir” dedi.
Kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Bakan Akdağ, sağlık çalışanlarının özlük hakları ve gelirleriyle ilgili bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını belirtti ve “Bizim için sağlık çalışanları başımızın üstündedir” şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın konuşmasının satır başları şu şekilde:
“Önümüzdeki günlerde bir takım iyileştirmeler yapma imkanımız olacak. Alacakları ek ödemeler açısından, emeklilik hakları açısından iyileştirmeler getireceğiz. Sağlık çalışanlarına özlük hakları ve gelirleri ile ilgili iyileştirmeler getireceğiz. Üzerinde çalışıyoruz. Elbette yapacağız, haklarıdır. Sistemin içinde vatandaşı mağdur eden bir durum varsa buna da razı olamayız. Bu tip iyileştirmelerde Başbakanımızın ve hükümetimizin kararları önemlidir. Biz bakanlık olarak bu meselenin birinci aktörüyüz, Maliye Bakanlığı var, diğer bakanlıklar var, ama bu hususta belirli iyileştirme imkanımız olacak”
Terörle mücadele operasyonları esnasında ambulansa ve sağlık personeline saldırılmasına rağmen sağlık hizmetlerinde aksama olmadığını kaydeden Akdağ, bütün bakanlıkların önemli bir mücadele verdiklerinin altını çizdi.
“Hangi belediye, hangi partiden olursa olsun önemi yok, kim terörle omuz omuza gelmişse, kim teröriste yardım etmişse, kim dağa para yollamışsa bu konuda hukuk kararını veriyor. Bunlara karar verildiğinde hukuk içinde gereken yapılacak”
“Biz Türkiye’de başkanlık sisteminin çözüm olduğuna inanıyoruz” diyen Bakan Akdağ, bunun sağlık alanı ile de ilgili olduğunu belirterek, “Siz hiçbir sağlık sistemini seri adımlar atmadan dönüştüremezsiniz. Her attığınız adımda bir takım farklı menfaat grupları harekete geçer ve sizi engeller. İstikrarlı bir yönetime sahip olmanız lazım. Biz AK Parti hükümetleri döneminde bunu yapabildiysek bir koalisyon olmadığımızdan, başımızda Recep Tayyip Erdoğan olduğundan dolayı yaptık. Aksi taktirde yaptırmazlar”
“Özel hastanelerden Sosyal Güvenlik Kurumumuz hizmet satın alıyor. Belli kalemler için hiç fark alınmıyor. Acil gitmişseniz, yoğun bakıma yatmışsa hastanız, kanser hastasıysanız, kalp ameliyatı için gitmişseniz, bunlar için özel hastaneye de gidilse fark alınması mümkün değil. Eğer alınıyorsa gereken neyse yaparız. Usulsüz hareket etmiş bir hastanedir, cezasını görür, kapatmaya kadar gider. Mesela acil bir vaka hastaneye kabul edilmemişse bunlarla ilgili mevzuatımız var. Özel sektörümüzün önemli bir kısma bu tip işlere tevessül etmiyor. İşi zapturapt altına alıp, bir taraftan özel sektörümüzün gelişmesini sağlarken, öbür taraftan vatandaşımızın mağdur olmamasını sağlamak durumundayız. Bizim 184 numaralı hattımız var, bir vatandaşımız sağlık açısından sıkıntıya uğruyorsa bizi arasınlar”
“Bütün sağlık çalışanlarının benim başımın üstünde yeri var. Vatandaşa kim uygunsuz davranıyorsa ona razı olmam. Sağlık çalışanları olarak bazen zorlanabiliriz, bizim de dertlerimiz var ama mesleğimiz bu. Biz insana şefkatle davranmak durumundayız. İnsana kötü muamele eden kim olursa olsun buna tahammülüm yok. Peki sağlık çalışanına şiddet olursa, buna hiç tahammülümüz yok. Herkes birbirine medeni davranacak”
”Bir kadın sezaryen ile çocuğunu doğurmak isteyebilir, ruhsal açıdan buna ihtiyaç duyabilir. Konumuz bu değil. Bir özel hastane grubunda sezaryen ile doğum oranı yüzde 71’e çıktı. Dünyada bu işi iyi yapan ülkelerde bu oran yüzde 15-20 oranında. İhtiyaç yokken, işin kolayına kaçmak için belki parasal sebeplerle bir annenin karnını yararak çocuğunu almak bilime, ahlaka ve hukuka aykırı. Sezaryen ihtiyaç duyulduğunda can kurtaran bir iştir, bir tıbbi ihtiyaçtır. Ama 100 bebeğin 71’i sezaryen ile yapıyor, bu hukuken suç, ahlaken doğru değil, bilimsel olarak bunu yapanlar yanlış yapıyorlar. Özel sektör ile görüştük, tedbirlerini almalarını istedik. 100 vakanın 70’ini sezaryen ile yaptırıyorsa bir hekim ya da kuruluş, onun normal doğum yaptırma eğitimini yeniden almaya ihtiyacı var demektir. Kurslara alacağız, yeniden doğum kursu yaptıracağız. Bir hastane düşünün, 100 vakanın 80’i sezaryen ile yapılıyor, demek ki o hastanenin yönetimi, çalışan ekipleri normal doğum hususunda eğitilmeye muhtaçlar. Bu hususta verilmiş bir karar yok, biraz otokontrol ile bunun sağlanmasını bekliyoruz. Gerekirse ücretlendirmelerle ilgili sosyal güvenlik kurumu ile konuşup farklılaştırmaları yapacağız.''
“Genellikle ilk doğum sezaryen ile olmuşsa peşinden gelen doğum sezaryen ile yaptırılmak zorunda kalınıyor. Mecbur kalmadıkça ilk doğumları sezaryen ile yapmamak lazım”
Ayrıca Bakan Akdağ, İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde aile hekiminin odasına girip beklediği için 70 yaşındaki hastanın doktor tarafından azarlanması olayına ilişkin, “Görüntüleri gördüm, kabul edilebilir değil. İzmir’deki yöneticilerimize talimat verdim, soruşturma başlattılar” şeklinde konuştu.