Milli Eğitim Sistemimiz, yaklaşık yarım asırdır sınav odaklı kademeler arası geçişe teslim olmuş durumdadır. Aşırı sınav baskısı, çocuklarımızı ve ailelerini zamanla tamamen esir alarak dershaneye, sınava hazırlık yayınlarına, şıklar arasında hayatı aramaya ve testle tost arasına sıkışmalarına neden oldu. İçinde bulunduğumuz yüzyılda çok yönlü insanlar yetiştireceğimize, şıklar arasında hayatta tutunmaya çalışan nesiller yetiştirmeye başladık. Eğitim adına her şey daha iyi bir okula nasıl giderim kaygıları arasında yaşanmaya başladı. Geçliğimizin sosyal, kültürel, sportif ve sanatsal yönü yok sayıldı. Gençliğimiz okuldan koparıldı, hainlerin ocaklarına teslim edildi. Yüzyılın kainat hainlerinin türemesine oldukça elverişli ortamlar oluşturuldu. Bu süreçte her fırsatta eğitimi gündem yapan, eğitim adına hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan, eğitime en büyük paraları harcayan, okullarımız varken dershanelere ihtiyaç yok diyen, bu oyunu bozan ve bize unut olan yüksek bir ses duyduk. Bu umutla eğitim adına yarının daha güzel olacağının ümidini taşıdık. Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki yürekli bürokratlar TEOG sınavı ile tarihimizin en başarılı kademeler arası geçiş sistemine imza attılar. İlk kez sınav baskısı önemli ölçüde azaldı. Okul ve öğretmen değerli hale geldi. Sınav sabahı velilerin çocuklarına gözü yaşlı dua görüntüleri tarih oldu. Çünkü TEOG sadece bir ortak sınavdı. Öğrenciler hiçbir dershaneye ve sınav yayınına ihtiyaç duymadan sadece üç aylık okulda gördüğü konulardan ulusal ölçekte sınav oldular. Başarı için öğrencinin ihtiyaç duyduğu her şey okuldaydı ve ücretsizdi. Öğrenciler güvenli ortamlardaydı. İlk kez ülke düzeyinde okul, öğretmen, zümre, konu bazlı karar alıcılara yol gösterecek sağlıklı değerlendirme ölçütleri ortaya çıktı.
TEOG'un hataları yok muydu? Elbette ki vardı. Daha alması gereken çok yol vardı. TEOG'un en büyük sıkıntısı yerleştirme süreciydi. Sınav kurgusu ne kadar başarılı ise yerleştirmesi ise o kadar başarısızdı. Bu durum birçok sıkıntıyı beraberinde getirdi. Aslında olmaması gereken sınav baskısını kor tuttu, öğrencilerin evinden çok uzak okullara kaydolmasına neden oldu, velilere hiç gündeminde yokken yüksek servis ücretleri ödettirdi. Çocuklarımızın zamanının belirli bir kısmının servislerde geçmesine neden oldu. Yapılması gereken sınav sistemine devam edip, yerleştirme sistemini değiştirmekti. Maalesef ortaokuldan liseye geçişteki yeni düzenlemeyle umut olan her şey değişti. Eskiye dönüş oldu. Kazanan dershaneciler ve yayıncılar olurken; kaybeden istikbalimiz, eğitim sistemimiz ve gençlerimiz oldu.
Atalarımız perşembenin gelişi çarşambadan belidir derler. İsterseniz gelin yeni sistemle neler olacak hep beraber yazalım:
- Sınav sorularının 6, 7 ve 8. sınıf derslerinden çıkacak olması, sınava özel bir çalışma ve unutulan konuların tekrar edilmesi gereksinimi dershane, etüt, özel öğretmen ve sınav yayınlarını ihtiyaç haline getirecek.
- Dershane ihtiyacının 5. sınıfa inmesine neden olacak.
- İlkokul birinci sınıftan itibaren test ve sınav odaklı kaynak yayınların baskısını daha da artıracak.
- Sınava yine milyonlarca öğrenci girecek.
- Televizyonlardan sınav sabahı dua eden, kaygı düzeyi yüksek veliler izleyeceğiz.
- Dershane ve yayınlara olan aşırı talep velilerin cebinden daha fazla para çıkmasına neden olacak.
- 100 puan alan öğrenci ile 450 puan alan öğrenci aynı sınıfta olacak. Matematik öğretmeni 100 puan alan öğrencinin seviyesine göre mi, yoksa 450 puan alan öğrencinin seviyesine göre mi ders anlatayım kaygılarını yaşayacak.
- En geç Nisan ayından itibaren ortaokulların 8. sınıfları boşalacak, öğrenciler tamamen okuldan kopacak. Veliler yine rapor ve izin almak için kapı kapı dolaşacak.
- Kültürel, sosyal, sportif ve sanatsal çalışmalar sınava engel görülecek, öğrencilerin bu gereksinimleri yok sayılacak.
- Meslek liseleri ve imam hatip liselerine giden öğrencilerinin önemli bir kısmı, sınavsız öğrenci alan anadolu liselerine kayıt olacak. Genel liseler tekrar geri dönecek. Bu liselerden vasıfsız gençler mezun edilecek.
- Meslek liseleri ve imam hatip liseleri öğrenci bulamazken, sınavsız öğrenci alan anadolu liseleri ikili eğitim yapacak ve sınıf sayıları artacak.
- Dershane ve etütlere aşırı talep FETÖ'nün ekmeğine yağ sürecek. Tekrar eğitim sürecinin içerisine girmesine tehlikeli zeminler oluşturacak.
Bizden söylemesi. Daha vakit varken bu yanlış adımdan geri dönülebilir. Dershanecilerin ve yayıncıların hevesi kursaklarında bırakılabilir.
Selam ve dua ile ...
- - - - - -