Eğitim Bir Sen'den cemaat ve tarikatlarla ilgili önemli açıklamalar

Eğitim Bir Sen Kocaeli 2 Nolu Şube Başkanı Abdulvahap Akıncı cemaat ve tarikatlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Akıncı açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

Tarikat-Cemaat olgusu üzerine düşünmek:

Tarikat ve cemaatler Türkiye'nin bir gerçekliğidir. Bu gerçeği ve tarihi arka planını görmeden yapacağımız her türlü yorum yanlış olacaktır. Tarikat ve cemaatlerin varlığını inkar ederek veya onları resmi olarak yasaklayarak varlıklarına son vermenin mümkün olamayacağı da tarihin bize öğretmiş olduğu bir gerçekliktir. Yasaklar yolu ile tarikat ve cemaatlerin ortadan kaldırılması sağlanamadığı gibi, gizli bir şekilde faaliyetlerini sürdürmelerine ve bu arada kötüye kullanımına fırsat oluşturmuştur. Dini kurumlar kapatılarak yapılan, merdiven altı dini yapıların önünün açılması olmuştur.

Din üzerindeki baskılar ve dinin öğrenim ve uygulamasındaki yaşanan sıkıntılar beraberinde yanlış akım ve anlayışların zemin bulmasına ve radikalizme neden olmuştur. Masonik bir şekilde örgütlenen ve dış güçlere hizmetkarlık eden, kendi ülkesine ihanetin bin türlü yöntemini kullanmaktan geri durmayan ihanet şebekesi (Fetö) ülkede dine karşı şaşı bakış ve baskı politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı.

Her dönemde farklı gerekçeler ileri sürülerek tarikat ve cemaatler karalanmaya çalışılmıştır. Bunun en bariz örneklerini 28 Şubat sürecinde acı bir şekilde yaşadık.

Genel olarak dine mesafeli olan ve karşı çıkanlar, ihanet hareketini de bahane ederek bütün dini cemaatlerin baskı altına alınmasını ve kamusal alandaki görünürlüklerini ortadan kaldırılmasını istemektedirler. Bu çerçevede tarikat ve cemaatler ile ilgili bazı prensipler üzerinde anlaşmak faydalı olacaktır:

1) Tarikat ve cemaatlerin yasaklanması doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Yöntem doğru olsaydı şimdiye kadar gerekli sonuçları almış olmamız gerekiyordu.

2) Tarikat ve cemaatlerin holdingleşmesine fırsat verilmemelidir. Paranın girdiği yerde samimiyet ve ihlas kalmıyor.

3) Tarikat ve cemaatler iş kapısı haline dönüştürülmemelidir. Belli çıkarları elde etmenin yolu belli kapılardan icazet almaktan geçmemeli.

4) Dini cemaatler asli görevlerine geri dönmeliler. Yani, yapmaları gereken iyi Müslümanın ve ahlaklı bir toplumun inşası için mücadele etmektirç

5) Bir paralel devletten henüz kurtulamamışken, yeni paralel devletlerin oluşmasının yolunu açmamalıyız. Dini cemaatlerin devlet kurumlarında kadrolaşma çabalarına engel olunmalıdır. 

6) Dini cemaatlerden olanların kamusal alandan dışlanmalarına da fırsat verilmemelidir. Liyakat sahibi herkes ve bu arada cemaatlere mensup olanlar da yükselebilmelidir. Buradaki tek kriter liyakat olmalıdır.

7) Cemaat ve tarikatlar üzerinden yürütülen kampanyalar ile kamudaki dindar insanların önü kesilmeye çalışılıyor. Buna da fırsat verilmemelidir.

8) Cemaat ehli olan insanların kendi cemaatlerinin dar sınırları içerisinde kalarak, diğer Müslümanları dışlamalarına da fırsat vermemeliyiz. Aslolanın Müslümanların kardeşliği olduğunu bilerek teferruatlarda boğulmamalıyız.

9) Bütün dini cemaatlerin şeffaflaşması gerekiyor.

10) Kuran ve sünneti bilerek ve aklımızı kimseye kiraya vermeyerek hareket etmeliyiz. İslamı doğru bilmediğimizden çok kolay bir şekilde sahtekarların tuzağına düşüyoruz.