Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Selvi: Kamu hayatında ciddi travmalara neden oldu

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Isparta şubelerinin Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlediği “15 Temmuz, Darbeler ve Sivil Toplum” konulu programda konuştu. Türkiye'ye yönelik yapılan darbe ve darbe girişimlerine değinen Selvi, “Millet organize olmazsa, millete, millî iradeye kastedenler her zaman olacaktır. Milletin organize olabilmesi için, milletin gönüllü yapıları olan sivil toplum kuruluşlarının oluşturulması, güçlenmesi ve öncülük etmesi gerekir” dedi.

Konuşmasında darbelerin ortak noktasını ele alan Selvi, söz konusu darbelerin tamamının arkasında emperyalizmin arka plan çalışmalarının bulunduğunu söyledi.

Dünyanın bütün sermaye mekanizmalarını imtiyazlı bir şekilde elinde tutmak isteyen odakların diğer toplumların insani temelde kendi imkânlarına sahip olma arzusuna tahammüllerinin olmadığını ifade eden Selvi, şunları söyledi:

"Hepsinin amacı, millî iradeye, topluma, toplum önderlerine, yöneticilerine ayar vermektir. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan e-muhtırası ve son olarak 15 Temmuz işgal girişimi… Milletin kıt imkânlarıyla ve fedakârlıklarıyla besleyerek yetiştirdiği, büyüttüğü ve memleketin geleceğine hizmet etmesini ümit ettiği insanlar, devletin imkânlarıyla devlete ve millete kastettiler, milletin iradesine haksız ve hukuksuz şekilde hâkim olmaya kalkıştılar. Darbeler, kim tarafından nerede gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, gayrimeşrudur. Türkiye, her darbede onlarca yıl geriye gitmiştir.

Milletin organize olabilmesi için...

15 Temmuz gecesi bambaşka bir olayla karşılaştık. Siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın milletten yana tavrı, duruşu; insanların kendini tankların önüne atması, alanların dolup taşması, her kesimden insanın organize olup darbecileri püskürtmesi tarihi bir olay, destansı bir duruştur. Eğer milletimiz geçmişte de organize olup, darbecilere karşı bir birliktelik sergileyebilseydi belki de 28 Şubatları, 15 Temmuzları yaşamayacaktık. Çünkü millet organize olmazsa, millete, millî iradeye kastedenler her zaman olacaktır. Milletin organize olabilmesi için, milletin gönüllü yapıları olan sivil toplum kuruluşlarının oluşturulması, güçlenmesi ve öncülük etmesi gerekir

Hainler hak ettikleri cezaları alacak

Bir başka boyutuyla değerlendirirsek, 150 yıl içerisinde yaşadığımız bütün darbelerin bir de uluslararası sömürgeci güçlere hizmet etme iradesi var. Ülkemizin geleceğine kastedeceklere hizmet ederek bir zulmün ortağı olmaları da en büyük talihsizliktir. Acıklı darbe hatıralarını tecrübe etmiş, görmüş bir millet olarak, 15 Temmuz’da topyekûn bir duruş sergilemek suretiyle, siyasi partilerden ülkemizde yaşayan bütün bireylere, sivil toplum kuruluşlarımızdan medyaya güçlü bir irade ortaya koyduk. Bu iradeyle ülkenin kurumlarında yuvalanmış bir şer odağını da defetmiş olduk. Bu o kadar kıymetli ve önemli ki, tarihe geçecek ve bazı toplumlarda örnek gösterilecektir. Bir değişime öncülük edecek kadar önemli bir duruş sergilendi. Bunun sonucunda darbe püskürtüldü ve inanıyorum ki, hainler hak ettikleri cezaları alacaktır

12 Eylül’de insanımız birbirine kırdırtıldı, 28 Şubat sürecinde binlerce insan işinden oldu, genç kızların eğitim hakları ellerinden alındı, 15 Temmuz’da 248 kişi şehit oldu, 2 bini aşkın kişi yaralandı. Kamu hayatında ciddi travmalara neden oldu. Birçok insan bilerek ya da bilmeyerek mağduriyetler yaşadı, yaşıyor. Uluslararası ilişkiler açısından da birçok ülkeyle sorunlar doğuran bu hain darbe girişimini milletçe göğüslemeyi de bildik."