Eğitim Bir-Sen Konya 2 Nolu Şube Başkanlığı, 16 Nisan 2017 refernadumu ile ilgili basın açıklamasında bulundu. Şenol Metin başkanlığında yapılan basın açıklamasında, "4. Dönem Toplu Sözleşmelerinde hakkımız talep edeceğiz" vurgusu yapıldı.
16 Nisan Referandumu ve Ağustos ayında gerçekleştirilecek olan 4. Dönem Toplu Sözleşmesi ile ilgili hususlarda ülkemizin en nitelikli STK’sı olan Eğitimciler Birliği Sendikası olarak değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Değerli Basın Mensupları;
16 Nisan referandumu; 2002 Kasım seçimleri ile başlayan Türkiye’nin normalleşmesi ve vesayetin geriletilmesi sürecinde nihai aşamadır. Referandum, Yeni Türkiye’nin doğum günüdür. Milli Türkiye mensubları ile Muesses Nizam- Kuresel Akıl arasında cerayen eden referandumda, millet kadim basireti ile nihai noktayı koymuştur. Referandum sonucuna dair en veciz açıklamayı Batılı bir diplomat yapmıştır;
‘Türkiye Yönetilebilir bir ülke olmaktan çıkmıştır.’ Evet Türkiye, ‘Yurtta Sulh Konseyi’ taşeronları üzerinden küresel aklın emrinde, ekonomisi IMF, Silahlı Kuvvetleri NATO, Burokrasisi FETÖ, Eğitimi Fulbright Komisyonu tarafından yönetilen bir ülke olmaktan çıkmıştır. Eski Türiye’nin zincirlerden kurtuluş deklarasyonu olan Referandumda büyük bir insiyatif alan başta teşkilatım olmak üzere, Genç Memur-Sen’imize ve Genç-Memur-Sen ile güzel bir takım oyunu sergileyen Üniversite Komisyonumuza, Gençlik STK’larımıza, üniversite öğrenci topluluklarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Bir teşekkürde ülkemizde 600Bin, şehrimizde 20Bini aşkın gencimize hem annelik yapan hem de öğretmenlik yapan YURTKUR’un fedakar çalışanlarına…
Şehrimizde 23 Yurtta 20 Bini aşkın gencimize otel konforunda barınma hizmeti sunan YURTKUR’umuz, KYK-AKADEMİ programları ile bir üniversite gibi nitelikli kurslar ve konferanslarla Asımın Neslini yetiştirme gayreti içindeler.
Değerli YURTKUR’lu Dava Arkadaşlarım; Yetiştirdiğiniz bu nesil, Türkiyeyi 2023 vizyonuna taşıyacak. Minnettarız. Gayretinizin farkındayız, fedakarlığınızın bedeli hiçbir dünyevi kiymet ile ödenemez ama 4. Dönem Toplu Sözleşmelerde YURTKUR çalışanlarımız özel bir başlıkla gündem olacak. Başta Nöbet… Nöbet olarak tutulan, mesai olarak ödenen işine geldiği zaman deve, işine gelmediği zaman kuş olan devekuşuna adını koyacağız ve 16 saatlik nöbete 25TL’yi çok gören bürokratik akla ‘Artık Yeter’ diyeceğiz.
YURTKUR’da tayin, terfi sisteminin norm kadro çerçevesinde standartlaştırılarak Aile Bütünlüğünün temini 4. Toplu Sözleşme Sürecinde masada bulunacak diğer hususlar olacak. YURTKUR’un zencileri sözleşmeli personelimizin sorunlarını da biliyoruz. Sözleşmeli personelimizin tamamının 4A kadroya geçirilmesini taleb ediyoruz.
Değerli Basın Mensupları;
Ülkemizde 6 Milyon civarında, şehrimizde de 2’si devlet olmak üzere 4 üniversitemizde 150Bin gencimiz yükseköğrenim görmektedir. Ülkemizin yarını gençliğimizin biçimlendiği yer olan üniversitelerimiz ne yazık ki 1982 model askeri vesayetin ürünü bir kanunla yönetilmeye çalışılmaktadır. 2547 sayılı kanunun ürettiği çatışmacı ruha Kasım 2016’da 676 sayılı KHK ile rektör seçiminin cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atama sisteminin tesisi ile öldürücü bir darbe indirilmiştir. Bununla birlikte 1980 darbesinin ruhu yükseköğretim sistemine hala hakimdir. 2547 sayılı kanun tarihin çöplüğüne atılarak Yeni Türkiye vizyonuna uygun bir yükseköğretim sistemi-kanunu tasarlanmalıdır. Üniversitelerin sağlık, mühendislik bilimleri, sosyal bilimler alanlarında ihtisaslaşmasını temin için şehir üniversiteleri de dahil olmak üzere üzerinde düşünülmelidir. Araştırma üniversiteleri gündemimize girmelidir. Eğitim-Bir-Sen bu tasarımı yapacak kadrolara ve akla sahiptir.
Değerli Basın Mensupları;
Üniversiteler, içindeki FETÖ artıklarını biran önce atık haline getirerek 2023-2071 Türkiye vizyonu için bilim üretme, insan kaynağı yetiştirme işlevine işlerlik kazandırmalıdır. Doçentlik sözlü sınavlarında hala FETÖ’cü jürilerin bulunuyor olması, Yabancı Dil Sınav Sonuçları, , bilim sınavları, hakemlikler, kadro tahsis süreçleri, TUBİTAK, TEKNOKENT, Kalkınma Ajansları gibi kuruluşlar üzerinden yürütülen projelerin hala kontrollerinin yapılmamış olması bir kastı gösterse de, bizi karamsarlığa sevketse de, 16 Nisan ile başlayan Yeni Türkiye’nin bu kasta dayalı iradeyi bertaraf edecek, karamsarlığımızı giderecek potansiyele sahip olduğunu biliyoruz.
Değerli Basın Mensupları;
Ağustos ayında yapılacak olan 4. Dönem Toplu Sözleşmelerinde üniversite boyutunda taleplerimiz Akademik Personele Yönelik olarak;
Akademisyenler üzerinde demoklesin kılıcı gibi duran süreli sözleşme sisteminden vazgeçilmelidir.
Doçentlik Sözlü Sınavı kaldırılmalıdır.
Akademik unvan ile idari kadro tahsisi arasında doğrusal bir ilişki kurulmalıdır.
Araştırma görevlilerinin görev tanımı yapılmalıdır.
Eğitim uzmanlarının akademik teşvik sisteminde mağduriyetleri giderilmelidir.
Yükseköğretim sisteminin zencileri İdari Personel boyutunda 4. Toplu Sözleşme Masasını çok önemsiyoruz. Öncelikle yükseköğretimin çatı kuruluşu YÖK’ün üniversite idari personelinin de çatı kuruluşu olduğunu anımsaması gerekir. Gerek YÖK’te gerekse üniversite yönetim organlarında idari personelin katılımı, temsili yoktur. Üniversite idari personeli yok sayılarak, ötekileştirilerek ikinci sınıf insan muamelesi yapılarak 2023-2071 vizyonunun üniversitesi inşa edilemez. Akademik personeli ile idari personeli ile üniversite bir bütündür. İdari personelimiz için Toplu Sözleşme sürecinde taleplerimiz aşağıdaki çerçevede olacak;
Rektörlere keyfi bir atama yetkisi veren 13b atama yetkisi, süreli ve kritere bağlanmalıdır.
Üniversite geliştirme ödeneğinden ve Yükseköğretim tazminatından üniversite idari personelide yararlanmalıdır.
Döner sermaye ödemelerinden üniversite idari personelininde yararlanması sağlanmalıdır.
Üniversite şeflerimizin diğer kamu kurumlarında görev yapan şeflerden düşük ücret almasını doğru bulmuyoruz ve eşit işe eşit ücret ilkesi gereği üniversite şeflerimiz diğer kamuda çalışan şefler ile aynı ücreti almaları haklarıdır.
Temizlik gibi yardımcı hizmetlerde çalışan üniversite idari personeli genel idari hizmetlere (memur) kadrolarına geçişi sağlanmalıdır. Benzer bir durum güvenlik personeli içinde geçerlidir.
Üniversiteler arası tayinlerinde YÖK bünyesinde merkezi bir tayin atama sistemi kurulmalıdır.
Enstitü ve Yüksekokul sekreteri ile görev unvanı ve yetkileri aynı olan fakülte sekreteri arasındaki ek gösterge adaletsizliği giderilmelidir.
Sekreterlik müktesebi olan şube müdürlerinin sekreterlik özlük haklarından yararlanması sağlanmalıdır.
İdari personelin OSYM, Açıköğretim gibi sınavlarda görev almalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Lojman, servis, yemekhane, hediye, tebrik, promosyon gibi alanlarda akademik personel-idari personel ayrımı yapılmamalıdır.
Değerli Basın Mensupları;
1 Mayıs’ı, tarihte ilk toplu sözleşmenin yapıldığı Kütahya’da kutlayacağız.
İLO’da emeği artık Memur-Sen temsil edecek.
Toplu sözleşme masasında hakkımızı talep edeceğiz, hakkımız olanı alacağız. Masayı önemsiyoruz. Ne bir fazla ne bir eksik…
Son olarak istişare de hayır vardır, bereket vardır. Diyor ve 1 Mayısta Kutahyada buluşmak üzere Allaha emanet olunuz.
Şenol METİN
Eğitimciler Birliği Sendikası
Konya 2 Nolu Şube Yönetim Kurulu Adına
Şube Başkanı