Eğitim Bir-SEN, FETÖ soruşturmaları kapsamında kamudan atılan binlerce kişinin içerisinde masum kişilerin de olduğunu ifade ederek, "Hainlerin temizlenmesi kadar masumların iadesi de önemlidir" başlıklı bir yazı yayımladı. Yayımlanan yazıda, kamudan masum olduğu halde atılanlar için hukuki desteğin süreceği belirtildi.
Eğitim-Bir-SEN, 672 sayılı KHK'lar ile birlikte ihraç listelerinin açıklanması sonrasında kamudan ihraç edilenler ile ilgili basın açıklamasında bulundu. Yazılı yapılan açıklamada, bu süreçte demkrasi ve hukuk düzeninden asla taviz verilememesi gerekildiği ifade edilirken, Kamu görevinden çıkarılanlar arasında tek bir masumun dahi bulunmaması gerektiği hususunun büyük önem arz ettiğini belirtti.
15 Temmuz 2016 kanlı darbe girişimi sonrasında kamu yuvalanan FETÖ'cülerin temizlenmesinin büyük bir öneme sahip olduğu belirtilirkeni şu ifadelere yer verildi. "FETÖ/PDY’nin giriştiği darbe teşebbüsü, iradesine, demokrasisine ve vatanına sahip çıkan halkımızın cesareti sayesinde akim kalmış; milletimiz ve ülkemiz büyük bir badire atlatmıştır. Darbe girişimi akabinde bu hain teşebbüsün ve arkasındaki terörist/paralel yapılanmanın elebaşlarının, yöneticilerinin ve destekçilerinin tespit edilerek adalet karşısına çıkartılması, hesabının sorulması ve sorumluların cezalandırılması hukukun gereğidir. Bu sürecin en önemli ayaklarından birini de kamuda yuvalanmış terör örgütü mensubu ve destekçilerinin kamu görevinden çıkarılmaları teşkil etmektedir. Nitekim FETÖ/PDY mensuplarının kamu görevi üstlenmelerine izin vermek, yeni 15 Temmuzlara kapı aralamak, yeni bir fırsat vermek olacaktır."
'Adalet Mülkün Temelidir'
Hiç şüphesiz ki bu süreçte, demokrasi ve hukuk düzeninden taviz verilmemesi, sürecin kendisi kadar önem arz etmektedir. Köklü devlet geleneğimizin bir özeti olan “adalet mülkün temelidir” sözünün aslında hukuk devleti ilkesinin bizzat kendisi olduğuna şüphe yoktur. Nitekim toplumun beklentisi, kamu idarecilerinin, akamete uğratılan darbe girişimi sonrası ülkeyi ve devleti terörist yapılardan temizleme sürecinde adalet ve hukuk kurallarına bağlı kalınması yönündedir.
Darbe girişimi sonrası alınan olağanüstü hâl kararı ve başlatılan soruşturmalar çerçevesinde uygulamaya konulan “açığa alınma/görevden uzaklaştırma” tedbiri, suçluların ortaya çıkartılması, şüpheli ile masum arasında ayrım yapılabilmesi, ceza soruşturması ve idari incelemelerin sağlıklı yürütülebilmesi açısından yerinde ve gerekli bir işlemdir. Ancak kamu görevinden çıkarma gibi ağır hukuki sonucu olan bir işlemden evvel en azından bu kişilere masumiyetini ispatlama imkânı tanıyacak bir yolun tanınması gereklidir.
Kamu görevinden çıkarılanlar arasında tek bir masumun dahi bulunmaması gerektiği hususu, en az FETÖ/PDY mensuplarının kamudan ihracı kadar önemli bir konudur.
'İtiraz Mekanizması kurulmalıdır'
Bu kapsamda, 672 sayılı KHK ile haklarında kamu görevinden çıkarma kararı verilen kamu görevlileri hakkında, bağlı bulundukları kurumlar bünyesinde bir itiraz mekanizması kurulması, kişilere hangi gerekçeyle haklarında çıkarma kararı verildiğinin bildirilmesi, kendilerini savunma hakkı sunulması ve haklı görülmesi halinde görevine iadesi gerekmektedir. Bu yaklaşım, büyük kısmında isabet görülen kamu görevinden çıkarmalara olan desteği artıracaktır. Her ne kadar KHK ile kamu görevinden çıkarma kararı verilmiş ise de, bu düzenleme, bireysel idari sonuç doğuran bu işleme karşı idari dava açmaya engel değildir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, bu çerçevede hakkında delillendirme yapılamayan, masumiyetinde şüphe olmayan üyelerimize hukuki desteğimiz sürecektir.
Kamudan KHK ile çıkarılan kişilerin tek itiraz yolu şuan için Anayasa mahkemesi ve İnsan Hakları Mahkemesi olduğu belirtiliyor.