Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır, Miraç Kandili dolayısıyla mesaj yayımladı. "Peygamberimizin yolunun tozu başımıza taç olsun, ömrümüzün her gecesi bize miraç olsun"
Bu gece İsra ve Miraç gecesidir. İsra kelimesi sözlükte gece yolculuğu, miraç ise yükselmek, yükselecek yer, merdiven ve asansör anlamlarına gelir. Dinimizde ifade ettikleri anlam ise; peygamberimizin üstün makamlara yükselişi ve Allahın yüce katına çıkması demektir. Hicretten bir buçuk yıl kadar önce Recep ayının 27. gecesinde Peygamberimiz amcasının kızı Ümmühan'ın evinde veya Kabe'nin altınoluk tarafında iken gecenin bir bölümünde Cebrail, Mikail ve İsrafil adı verilen 3 büyük melek tarafından göğsü açılıp kalbi zemzem ile yıkanarak manevi bir ameliyat yapıldıktan sonra içine iman ve hikmet konulur. Cebrail’in cennetten getirdiği eğeri vurulmuş, dizgini çekilmiş, nurdan yaratılmış Burak adı verilen bir binek ile Mekke’deki Mescidi Haramdan Kudüs teki (Beyt'ül Makdis) Mescidi Aksa'ya götürülür. Bu olaya gece yolculuğu anlamına gelen İsra, Mescidi Aksa’dan Cebrail ile birlikte Refref denilen bir vasıta ile Sidret'ül Müntehaya oradan da yalnız başına Allahın huzuruna yükselişine de Miraç adı verilir.
Miraç peygamberimizin C Hakkın cemalini görmek için mekânsızlık âlemine çıkmasıdır. Bu olay peygamberimiz uyanıkken ruh ve beden ile vaki olmuştur. Keyfiyeti akıl idrakinin, metafizik kurallarının ve Nevton’un tespit ettiği yer çekimi kanunun dışında cereyan etmiştir.
İsra ve Miraç olayı; Hz Muhammed’e verilen en büyük mucizedir. Mucize ise, karşısında aklın iflas ettiği harikulade olay demektir. Kuranın C.Hak tarafından Cebrail (a.s)aracılığı ile Hz. Muhammed’e gönderildiğine inanan mümin Peygamberimizin de Mescidi haramdan Mescidi Aksa’ya, Mescidi Aksa’dan da C.Hakkın katına çıkarıldığına inanır.
İsra olayı Kuranı Kerimde şöyle zikredilir. “Kulu Muhammedi gecenin bir anında Mescidi haramdan kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksaya götüren Allahın şanı ne yücedir. O işiten ve görendir."(İsra,1) Miracın esrar dolu sahneleri ise, Necm suresinde de şöyle dile getirilmektedir. “Böylece Allah o anda kuluna vahyini iletti.(Necm,10) Muhammed’in gözünün gördüğünü kalp yalanlamadı.(Necm,11) Ey inkârcılar, onun gördüğü şey hakkında kendisi ile tartışıyor musunuz?(Necm,12) Andolsun ki, Muhammed Cebrail’i sınırın sonunda (Sidretü’l-Münteha’da) bir daha görmüştür.(Necm,13-14)
İlahi vahyin sırrına mazhar olan peygamberlerden bazıları melekler âlemini, bazıları göklerin esrarını, bazıları cennetin ahvalini, bazıları da Hz. İbrahim As gibi C.Hakkını büyük ayetlerini seyir ve müşahede etmişlerdir. İşte Miraç hadisesi de zamanın akışını değiştiren tarih sayfalarına derin iz bırakan âşıkların aşkını fasıkların fıskını artıran büyük olaylardan biridir.
Peygamberimiz evine döner dönmez, o gece olup bitenleri ailesine ve arkadaşlarına anlattı. Miraçtaki üstün gerçekleri kavrayacak seviyede olmayan, her şeyi maddi ölçülere göre değerlendiren, Mekkelilerin bir kısmı Kervanların bir ayda gidip, bir ayda geldiği mesafeye Muhammed nasıl olur da bir gecede gidip gelebilir? Diyerek, bu olay karşısında şaşkına döndüler. Müşrikler bu olayı Hz. Ebu Bekir’e anlatınca Hz. Ebu Bekir onlara: -Muhammed’in doğru söylediğine inanıyorum, O söylediyse elbette doğrudur dedi. Müşrikler, demek Muhammed’in bir gecede Mescidi Aksa’ya gidip döndüğünü tasdik ediyorsun? Deyince O da evet tasdik ediyorum, dedi. Bu inanıştan dolayı Ebu Bekir’e “Sıddık” lakabı verilmiştir.
Günümüzde ulaşılan bilim ve teknolojik seviye binlerce, on binlerce kilometre uzaklıkta bulunan insanların, aynı anda birbirleriyle konuşabilmesi dünyanın her tarafında meydana gelen olayları ve haberleri aynı anda izleyebilmeleri, çok uzun mesafeleri çok kısa zaman içerisinde kat edebilmeleri. Hatta aya, gezegenlere, uzaya çıkabilmeleri ve yeryüzündekilerle bağlantı kurup konuşabilmeleri bu hadiseyi daha kolay anlaşılabilir kılmaktadır.
Allah’ın yarattığı insan, kendi sınırlı aklı ve gücüyle bunları başardığına göre, kâdir-i mutlak olan Yüce Allah, kulu Muhammed’i neden gecenin kısa bir anında Mekke’den Kudüs’e götüremesin?
Miraç Peygamberimizin amcası Ebu Talip ile Eşi Hz. Hatice’nin vefat ettiği, Taifte taşlandığı, müşriklerin baskı ve işkencelerine maruz kaldığı, Mekke'den göçe zorlandığı bir dönemde sıkıntılardan bunalan peygamberimize; İsra ve Miraç gecesinde karşılaştığı manzaralar, gördüğü ayetler, iltifatlar, izzet ve ikramlar C.Hak tarafından ümmetine sunulmak üzere Allaha şirk koşmayanların cennete gireceği müjdesi, Bakara suresinin son iki ayeti ile dinimizin direği ve mümin miracı olan 5 vakit namazın teselli armağanı olarak verilmesi bütün sıkıntılarının giderilmesinin vesilesi olmuştur.
Mirac gibi muazzam bir hadiseden ismini alan İsra suresinde adeta bütün insanlığın kurutuluşuna reçete olabilecek şu ilahi emir ve yasaklar beyan edilmiştir. "Yalnız Allaha ibadet edin. Allaha hiçbir şeyi ortak koşmayın,
Anne ve babanıza itaat edin, hısım ve akrabaya, fakir ve yoksullara, yolda kalmışlara yardımda bulunun. Malınızı harcamada israf etmeyin Cimrilikten sakının. Fakirlik korkusuyla ve geçim endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Yetimlerin mallarına dokunmayın. Zinaya yaklaşmayın. Haksız yere cana kıymayın. Verdiğiniz sözü tutun. Ölçü ve tartıyı tam yapın. Doğruluktan ayrılmayın. Körü körüne bilmediğiniz şeyin ardına düşmeyin. Yeryüzünde kibir ve gururla yürümeyin."
İsra ve Mirac Mucizesi, Yüce Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak, maddî ve manevî alanda çalışıp gayret gösterdiğimiz takdirde; ilim ve teknolojik alanda yükselebileceğimizin işaretini vermektedir. Bize düşen görev; bu büyük hadiseyi iyi değerlendirmek, manevî değerlerimizde şek ve şüpheye düşmeden bu mübarek gecenin manevî feyzinden en iyi şekilde istifade etmek,samimi bir kalp ve yakarışla Allah’a tövbe etmektir.
O halde kendimizi hesaba çekmeliyiz. Niçin yaratıldığımızı, dünyaya niçin gönderildiğimizi, İslâm’ın istediği kâmil ve ideal bir mümin modeline uygun olarak yaşayıp yaşamadığımızı sorgulamalıyız. Bu kandil münasebetiyle İslâm’ın bizden istediği birlik, beraberlik, kardeşlik, dayanışma, yardımlaşma, sevgi ve saygı gibi duyguları aramızda pekiştirmeliyiz.
Miraç olayının gerçekleştiği gece Müslümanlarca kadir gecesinden sonra en kutsal gece sayılmış ve bu gecenin ibadetle ihyası gelenekleşmiştir. Osmanlılar döneminde, camiler kandillerle donatıldığı için Miraç kandili olarak anılan geceyi izleyen gün, cami ve tekkelerde Miraç olayını anlatan ve Miraciye adı verilen şiirlerin okunması, dinleyenlere süt ikram edilmesi de adet haline gelmiştir.
C.Hak Recep ve Şaban aylarını hakkımızda hayırlı kılsın. Bizi ramazan ayına kavuştursun. Peygamberimizin ayağının yolunun tozu başımıza taç olsun, ömrümüzün her gecesi miraç gibi kutlu olsun. Kandiliniz mübarek olsun
Mustafa KIR
MEMUR-SEN ANKARA İL BAŞKANI